Barzani kesin kararını verdi
2 Aralık 2014’te Erbil ve Bağdat arasında imzalanan son anlaşmaya göre Erbil Kürdistan Bölgesel Yönetimi Kerkük petrolü dahil günlük 550.000 Varil petrolü Irak ulusal Petrol Şirketi (SOMO) üzerinden satışını yapacaktı.
Bunun karşılığında ise Bağdat Merkezi Yönetimi de Kürdistan Bölgesel Yönetimi (KBY)’nin '%17'lik Bütçe Payı'nı gönderecekti. Bu anlaşma üzerinden 1,5 yıldan fazla zaman geçti ve Erbil yönetimi, Bağdat yönetiminin söz verdiği bütçe payını ödemediğini belirtiyor.
Son IŞİD saldırıları sonrasında nispeten güvenli liman olarak bilinen Kürdistan Bölgesine Irak’ın iç bölgelerinden (Musul, Anbar, Felluce, Bağdat, Tikrit vs) ve Suriye’den 2 milyona yakın mültecinin kendi bölgelerine geldiğini bundan dolayı da ağır ekonomik sorunlar yaşadıkları gerekçesi ile tek gelir kaynakları olan petrolü bağımsız olarak satacaklarını ilan etti.
Aylık 1 milyar dolar civarında alması gereken bütçe payının sürekli eksik ödenmesinden kaynaklı maaş ödemelerinde bile sıkıntı yaşayan Kürdistan Bölgesinde hemen hemen tüm alt yapı, üst yapı ve ekonomik projeler askıya alınmış durumda. Piyasada ciddi bir kriz havası var ve ticari yaşam bir zamanla yeni Dubai olarak tanıtılan dönemden oldukça uzaklaşmış durumda.
ARTIK TEK GÜVENCE TÜRKİYE
Peki, Böyle bir kararı neye güvenerek alabildi Kürdistan Bölgesi. Hükümet sözcüsü Sefin Dizayni bahse konu açıklamayı yaptığında Türkiye üzerinden yapmakta oldukları Petrol satışına devam edeceklerini ve Türkiye’nin bu konuda kendilerine güvence verdiğini belirtti. Yani en büyük güvenceleri Ak denize açılan Türkiye.
Türkiye üzerinden günlük 550.000 varili boru hattı ile 70-80 bin varil de kara tankerleri ile ortalama 600.000-650.000 varil petrol satışı gerçekleşmekte. Bu ticari faaliyet sorunsuz devam ederse ayakta durmaya yetebilir lakin bu o kadar da kolay olmayacak gibi.
IRAK PARLEMENTOSU'NDAN TEPKİ
Irak Parlamentosu Doğalgaz ve Petrol Komisyonu Başkanı Arez Abdullah, “Kürdistan Bölgesi 1 Temmuz’dan İtibaren ihraç ettiği petrolü Irak Ulusal Petrol Şirketi (SOMO)ya teslim etmedi. Bu Irak’ın bölünmesine yol açacak bir adım” diye tanımladı.
Bu adım atılırken Mesut Barzani’nin başkanlık süresi dolmuş ve mevcutta yürüttüğü görevi devam etmesi ciddi tartışmaları beraberinde getirmekte. KDP'den sonra En büyük 2. Parti olan GORAN hareketi anayasaya bağlı kalarak seçimin yenilenmesi ve Barzani’nin yerini bir başkasına bırakmasını talep ediyor. Hatta seçimler için Aday bile belirledi. Seçim Sisteminin değişmesi konusunda başkanın doğrudan halk tarafından değil parlamento tarafından seçilmesini istiyor.
Mevcut yasalara göre tekrar aday olma şansı olmayan Mesut Barzani, gereken yasal değişiklikler yapılırsa ve tekrar seçilirse Bağımsız Kürdistan’ı ilan edeceğini söylüyor. Bunun için başta ABD ve Avrupa olmak üzere uzun zamandır destek için zemin yoklamakta. ABD açık bir destek vermemekle birlikte Mesut Barzani ve Kürdistan Bölgesine özel bir önem verdiği tartışma götürmez bir gerçek.
KDP ve Barzani daha çok Türkiye ve AK Parti destekli gözükmekte. YNK ve GORAN hareketi ise İran’dan destek görmekte. İran, Türkiye’nin Kürdistan Bölgesindeki etkinliğinden ciddi rahatsızlık duymakta ve bu etkinliği kırıp yerine geçmek için ciddi çaba harcamaktadır.
Bu ekonomik aktivite sadece Kürdistan için değil aynı zamanda Türkiye içinde hayati. Zira ihracat rakamlarının %20 lerde daraldığı günümüzde Irak Özelde Kürdistan Bölgesi 12 milyar dolar ile Türkiye’nin Almanya’dan sonra en büyük 2. Ticari partneri.
Kaynak : Yenisöz