Bakan Nebati'den EYT ve enflasyon açıklaması
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, TBMM Genel Kurulu’nda bütçe sunumunda açıklamalarda bulunuyor. Enflasyondaki son duruma ilişkin konuşan Bakan Nebati, "Önümüzdeki dönemde, küresel emtia fiyatları, döviz kuru gelişmeleri ve beklentilerde görülecek iyileşmelerle birlikte gerek tüketici gerek üretici enflasyonunda düşüşler devam edecektir. Her ay bu düşüşler gerçekleşecektir." ifadelerini kullandı. Öte yandan Nebati EYT'deki son duruma ilişkin olarak ise, "EYT ile ilgili çalışmayı da tüm paydaşların görüşlerini dikkate alarak titizlikle yürütüyoruz. Çalışmanın detayları Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından zamanı gelince kamuoyuna açıklanacaktır." dedi.
TBMM Genel Kurulundaki 2023 bütçe görüşmeleri, Hazine ve Maliye ile Dışişleri Bakanlıklarının bütçeleri ile devam etti. Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, yaptığı konuşmada Türkiye ekonomisinin salgına, jeopolitik risklere ve savaşa rağmen sergilediği güçlü büyüme ile ne denli sağlam temeller üzerinde yükseldiğini tüm dünyaya bir kez daha gösterdiğini söyleyerek, “Satın alma gücü paritesine göre 2002’de 730 milyar dolar olan GSYH, 2021’de 2,95 trilyon dolara çıkmıştır. Türkiye bu dönemde 7 basamak yükselerek dünyanın en büyük 11. ekonomisi olmuştur. Kişi başına gelirde gelişmiş ülkelerle aramızdaki makas kapanmakta olup, kişi başına gelirimiz AB ortalamasının yüzde 72'sine ulaşmıştır. Üretim ve istihdam kapasitesini artıran Türkiye, 2021 yılında yüzde 11,4 ile G-20 ülkeleri arasında en hızlı büyüyen ülke olmuştur. Ülkemiz bu güçlü performansını 2022 yılında da sürdürmüş, ilk üç çeyrekte yüzde 6,2 ile dünya ortalamasının oldukça üzerinde büyümüştür” ifadelerini kullandı.
İhracatın kasım itibarıyla yıllık 253 milyar doları aşarak Cumhuriyet tarihinin en yüksek seviyesine ulaştığını kaydeden Nebati, “Turizmde de ayrı bir başarı hikayesi yazıyoruz. Türkiye, en çok ziyaretçi çeken 4. ülke konumundadır. 2022 yılında 51 milyonun üzerinde ziyaretçi ve 46 milyar dolar turizm geliri bekliyoruz. İthalat ise yüksek enerji fiyatları sonucunda yıllık 360 milyar dolara ulaşmıştır. Cari açık, ihracat ve turizmin önemli katkısına rağmen enerji ve altın ithalatına bağlı olarak artmıştır. Ekim itibarıyla cari açık yıllık 43,5 milyar dolar gerçeklemiştir. Ancak enerji ve altın hariç cari işlemler 49 milyar dolar fazlaya ulaşmıştır” şeklinde konuştu.
Nebati, vatandaşları enerji fiyatlarına karşı korumaya yönelik dünyada eşine az rastlanacak adımlar attıklarını kaydederek, “Mesken aboneleri için elektrikte yüzde 50, doğalgazda ise yüzde 75 sübvansiyon sağlıyoruz. Yani vatandaşımız maliyeti 300 lira olan bir elektrik faturasının 150 lirasını, 500 lira olan bir doğalgaz faturasının ise sadece 125 lirasını ödüyor. Kalan maliyeti Hazine üstleniyor” ifadelerini kullandı.
Nebati şöyle konuştu:
“2022 yılında zorlu küresel finansal koşullara rağmen Kur Korumalı Mevduat ve Katılma Hesapları, ülkemizde finansal istikrarın korunmasında son derece etkin bir rol oynamıştır. KKM ile döviz kurlarında oynaklığı azaltmayı, TL’ye olan güveni artırmayı, finansal istikrarı güçlendirerek sürdürmeyi ve vatandaşlarımızın tasarruflarını kur dalgalanmalarına karşı korumayı hedefledik ve bunu da başardık. Şu an 2,2 milyon mudiimiz yaklaşık 1,5 trilyon liralık tasarrufunu bu hesaplarda değerlendirmektedir. Bu büyüklük toplam TL mevduatların yaklaşık üçte birine, toplam vadeli mevduatların ise dörtte birine ulaşmış durumdadır. TL mevduatın ortalama vadesi ise yaklaşık iki katına yükselerek sektörün en önemli risklerinden olan vade uyumsuzluğunda önemli iyileşmeler sağlanmıştır. İlaveten döviz tevdiat hesaplarının toplam mevduat içindeki payı yüzde 70,9’dan yüzde 50’ye gerilemiştir. Bakın bu somut veriler, yapılan tüm eleştirilere rağmen KKM’nin finansal sisteme ve ekonomimize ne denli büyük faydalar sağladığını da açıkça ortaya koymaktadır. Altını çizmek isterim ki bir uygulamayı değerlendirirken, onun sadece maliyetine odaklanırken, katkılarını göz ardı etmek kesinlikle objektif bir değerlendirme değildir. Ayrıca bütün yıl boyunca dilinize pelesenk ettiğiniz KKM’nin maliyeti giderek azalıyor. Ocak-ekim döneminde KKM’ye bütçeden 91,6 milyar TL harcama yapılırken, kurdaki istikrar ile kasım ve aralıkta şu ana kadar bütçeden herhangi bir aktarım yapılmamıştır.”
Kamu borcuna değinen Bakan Nebati, “2023 yılı Hazine Finansman Programı'nda borçlanmanın ağırlıklı olarak TL cinsinden yapılması ve yurt içi döviz cinsi borç stokunun azaltılması hedeflenmektedir. Ayrıca güçlü nakit rezervi tutulması politikasına da devam edilecektir. Kamu borcuna ilişkin sizlerle paylaştığım veriler, borç yükümüzün azaldığını açıkça gösteriyor. Diğer yandan Türkiye brüt dış borç stoku da 444 milyar dolar seviyesinde yatay seyrederken GSYH’ye oranı azalmaktadır. Şimdi bir kamu borcu dedim, bir dış borç dedim, verilerin daha net anlaşılabilmesi için size Türkiye ekonomisinin tüm paydaşlarının toplam borcu nasıl seyrediyor onu da izah edeyim. Türkiye’nin toplam borçluluğu, kamu, özel, hane halkı ve finansal kesim olmak üzere ekonomimizin tüm aktörlerinde düşüş eğilimindedir. 2021 sonunda yüzde 163 olan toplam borç yükümüz üçüncü çeyrekte yüzde 140’a gerilemiştir. Peki, gelişmekte olan ülkelerin ortalaması kaç? Yüzde 254. Peki küresel ortalama ne durumda. O da yüzde 343” diye konuştu.
Emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) ile ilgili çalışmayı da tüm paydaşların görüşlerini dikkate alarak titizlikle yürüttüklerini belirten Nebati, “Çalışmanın detayları Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından zamanı gelince kamuoyuna açıklanacaktır” dedi.
"AB, stratejik bir aktör olacaksa Rum-Yunan ikilisinin oyuncağı olmayı bırakır ve Türkiye’yle ilişkilerinde gerekli adımları atar”
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ise, Rusya-Ukrayna savaşına değinerek, “Savaş öncesinde ve savaş patlak verdikten sonra diplomasi ve diyalog kanallarını işlettik. Montrö Sözleşmesi’ni titizlikle uygulayarak Karadeniz’de tırmanmayı engelledik. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde BM’yle birlikte İstanbul tahıl anlaşmasını hayata geçirdik. Bugüne kadar 13,5 milyon tondan fazla tahıl dünya piyasalarına ulaştı. Cumhurbaşkanımızın yürüttüğü lider diplomasisi sayesinde esir takasını mümkün kıldık. Rusya’nın tahıl anlaşmasına geri dönmesini sağladık. Zaporijya Nükleer Santrali’ne dair endişelerin giderilmesi için Rosatom ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nı İstanbul’da bir araya getirmeye devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Libya ile imzalanan Hidrokarbon Mutabakat Muhtırası'na da değinen Çavuşoğlu, “Libya’da 2019’da izlemeye başladığımız aktif politikanın da sonuçlarını almaya devam ediyoruz. Ekim ayında Trablus’ta imzaladığımız Hidrokarbon Mutabakat Muhtırası, Yunanistan’ı ne hale getirdi hepiniz görüyorsunuz. Geçen hafta Yunanistan’ın Girit’in güneyinde hidrokarbon faaliyetleri yapma kararı karşısında Libya bizimle imzaladığı Deniz Yetki Alanları Anlaşması’na sahip çıkan adımlar attı. Yine geçen hafta Yunanistan, Libya ile ekim ayında imzaladığımız Hidrokarbon Anlaşması’nı BM’ye şikayet etti. Biz de hemen arkasından Libya ile birlikte bu mektuba ortak yanıtımızı BM’ye ilettik. Bu kazanım, nesiller boyu Doğu Akdeniz’de dengeleri belirleyecek” şeklinde konuştu.
Çavuşoğlu, Suriye konusunda, “Suriye’de bir süredir istihbaratlar aracılığıyla zaten rejimle görüşüyoruz. Rejim, gerçekçi davranırsa terörle mücadele, siyasi süreç ve Suriyelilerin geri dönüşleri konusunda birlikte çalışmaya hazırız. Bunun aksi zaten düşünülemez” dedi.
Çavuşoğlu, Avrupa Birliği ilişkilerine işaret ederek, “Bir Avrupalı güç olarak AB’yle ilişkilerimizi de stratejik bir yaklaşımla ilerletiyoruz. Bu yıl 'Türkiye Avrupa’dır' sloganıyla kıtamızın ve AB’nin karşı karşıya kaldığı sınamaların aşılmasında gerekli katkıyı sunmaya devam ediyoruz. AB, stratejik bir aktör olacaksa Rum-Yunan ikilisinin oyuncağı olmayı bırakır ve Türkiye’yle ilişkilerinde gerekli adımları atar” ifadelerini kullandı.