Bakan Kirişci'den CNN Türk canlı yayınında önemli açıklamalar! Dev projenin detaylarını anlattı
Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, CNN TÜRK ekranlarında canlı yayında gündeme dair merak edilenleri yanıtladı. Bakan Kirişci, Yusufeli Barajı'nın senelik 375 milyon dolarlık getirisi olduğunu belirterek, "Yusufeli anlatılmaz, yaşanır. Suya ihtiyacımız olduğunda suyumuz burada. Devasa bir üretim var. Bu baraj kendini 2.5 yılda amorti edecek" ifadelerini kullandı. "Tarım milli güvenlik meselesidir" diyen Bakan Kirişci, gıda fiyatlarındaki artışın çözümü için geliştirilen 'Kent Tarımı' projesinin detaylarını açıklayarak, "Amaç yerinde üretim, yerinde tüketim. 'Suyu düştüğü yerde tutacağız' diyoruz ya, insanları da doğduğu yerde tutmamız lazım" dedi.
CNN TÜRK'te Ahmet Hakan ile Tarafsız Bölge'nin konuğu Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci. Tarımsal üretim ve gıda güvenliğinde hangi stratejiler, planlamalar ve politikalar gündemde? Kuraklık tehlikesine karşı hangi tedbirler alınıyor? Dünyanın gelecekteki sorunu gıda ve su savaşları mı olacak? Gıda fiyatlarındaki artışın önüne nasıl geçilecek? Ahmet Hakan moderatörlüğünde Hakan Bayrakçı ve Melik Yiğitel soruyor, Tarım ve Orman Bakanı Prof. Dr. Vahit Kirişci yanıtladı.
Bakan Kirişci'nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Yusufeli Barajı'na inşaatın başlama tarihi 2013. 2022'de burada su tutmaya başladık. Takvimlendirme tamamlandığında 29 Mayıs'ta elektrik üretimine başlayacak. Tam 309 gün sürecek. Burası Çoruh Nehri üzerinde kurulan bir baraj. 17 proje var burada. 8 tanesi çok önemli barajlar. Yusufeli 8 barajdan bir tanesi.
Diğerleri de hidroelektrik santralleri. Çift eğrilikli ve beton kemerli bir gövde diyoruz. Mühendislik harikası bir örnek var. Dünyada 5., Türkiye'deki en yüksek baraj. Arkasında tutabileceği su miktarı artıyor yükseklik arttıkça. Su akışını düzenlediği için, Borçka, Deriner, Arvin ve Muratlı barajlarının birikintilerini tutma özelliği sağlıyor. Taşkın önleme konusunda da muazzam bir baraj. Yan yüzeyleri de özel uygulamayla suyun direncine dayanıklı hale getirildi.
"SENELİK GETİRİSİ 375 MİLYON DOLAR"
İlin adı Antalya olsun. 2.5 milyon nüfus var. Elektrikle ilgili ihtiyaç bu barajla karşılanacak. İktidara geldiğimizde baraj sayısı 276 iken 930 baraja yükseldi. Türkiye nüfusunun 30'da 1'ine bu baraj hizmet ediyor. Yusufeli anlatılmaz, yaşanır. Suya ihtiyacımız olduğunda suyumuz burada. Devasa bir üretim var. Bu baraj kendini 2.5 yılda amorti edecek. Bazen 7 yılı bulur barajın kendini karşılaması. Barajın senelik 375 milyon dolarlık getirisi olacak. Gövde, yüksekliği, depolanan su miktarı bunların hepsi neden. Telefonla görüntü almak istediğinizde 541 metre geri çekilmeniz gerekiyor. Bu ülkede güzellik adına yapılan şeyleri takip ederim. Bunlar Türkiye'nin imaj projeleri. İftihar edilecek bir şey. Önce görmek lazım. 2 gün sonra Konya'da bir açılış daha yaptık. Avşar Barajı. Hangisini anlatalım. AK Parti toplumu hizmetlere çok alıştırdı.
Yusufeli, kendinden sonra gelen barajların ekonomik ömürlerini artırıyor. Nehir üzerine takılabilecek en büyük gerdanlık diyoruz. 8 projeden 3 tanesi 1999'dan bu yana devam eden projelerdi, bitirmek bize nasip oldu. Su tutma sürecinde suyu tutmaya başladık. 9. gününde iki köy suyun altında kaldı. 69. gün 30 Ocak'a denk geliyor. Bir ilçede kimse mağdur edilmeden yeni yerine taşındığı bir süreçte tamamıyla suyun altında kalacak. Final 309. gün. Yeni Yusufeli için 110 kilometre yol yaptık. 2002 yılına kadar 50 km tünel uzunluğu vardı. Bu baraj için 62 km tünel yaptık. 110 bin km'lik yolun 62'si tünel. 68 kilometresi devlet yolu, 42 kilometresi köy yolu. 16 adet dolgu barajı diyoruz. Böyle bir meyilde konut yapacaksınız. Dolgu barajı demek bu. Yol için harcanan para 11 milyar liraydı.334 dükkan inşa ettik. Aziz milletimize ne yapsak azdır. Biz çok mutlu olduk.
TARIMSAL ÜRÜNLERİN FİYATLARINDAKİ ARTIŞIN SEBEBİ NEDİR?
2002'de 65 milyon olan nüfus bugün 85 milyona çıkmışsa, bu ülke üretmiyor demek haksızlık. Biz üreticimizin elindeyken herhangi bir ihracat yasağı getirmiyoruz. Biz zeytinyağının ihracatına bile yasak getirdik. Fiyatlarda mazot ve gübreden kaynaklanan bir artış var. Normalde bir çiftçi mazot ve gübre kullanarak ürün yetişirdi. Biz dedik ki; Mart ayındaki desteği 6 ay öne çekiyoruz, Ekim ayında bu desteği üreticimize veriyoruz. Ziraat Bankası bir kart verdi, Mart'ta alacağı parayı biz yükledik. Sonra çiftçiye dedik ki; git mazot ve gübreni al. Biz böyle bir dönemde üreticimizin kullandığı 100 milyon liralık kredinin limitini biz 200 milyona çıkardık. Çünkü derdimiz ne, maliyetleri aşağıya çekmek.
'KENT TARIMI' PROJESİ NELER DEĞİŞECEK?
1 kg domatesin Antalya'dan İstanbul'a nakliyesi ortalama 1.2 TL. 4 gün sürüyor bu, şu dediklerimizin hepsi yaşanıyor. Peki bizim 'Kent Tarımı' ile derdimiz ne? Amaç yerinde üretim, yerinde tüketim. Suyu düştüğü yerde tutacağız diyoruz ya, insanları da doğduğu yerde tutmamız lazım. Bu toplum kırsalı terk ederek mutlu olacağını sandı. Kimse bunu isteyerek yapmadı. Bizim bugün kırsalda da elektriğimiz var, kanalizasyonumuz var. İzmir'de Avrupa'nın en büyük sera kümelenmesi olacak. Balıkesir Gönen'de 8 bin dekarlık alanda, jeotermal ısıtmalı alanlarda, Türkiye'de üretilen domatesin yüzde 50'sini üretmiş olacağız. Biz burada bakanlıktan kendi bütçemizden destek verdik. Burada hasat edilen ürünler sınıflandıracak, paketlenecek ve tırlara yüklenip gidecek.