Bakan Bolat'tan enflasyon açıklaması: Azalış trendi göreceğiz
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, "Bundan sonraki aylarda ciddi bir azalış trendi göreceğiz enflasyonda. Vatandaşımızın hayat pahalılığı sıkıntılarının gerilemesini göreceğiz." dedi. Bakan Bolat otomobil piyasası ile ilgili detayları da anlattı.
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, gündeme ilişkin merak edilenleri TRT Haber özel yayınında yanıtladı. Ömer Bolat'ın açıklamalarından satır başları şöyle;
Dünya şartları ihracat için pek uygun değil. Bizim geçen yıl ihtacatımız az bir miktar arttı ama bu yıl iyi gidiyoruz. 2023'te dünya ticareti 1,2 daraldı. Geçen yıl 255,4 milyar dolarla Cumhuriyet tarihi rekoru kırdık. Yılı 106 milyar dolarla dış ticaret açığıyla kapattık. Mayıs ayında en yüksek ihracatı gerçekleştirdik. Haziran rakamları bayram etkisiyle biraz geri kalmakla beraber Temmuz ayı verilerimiz ihracatta yüzde 10'luk bir artış gözlemliyoruz.
ENFLASYONDA AZALIŞ TRENDİ GÖRECEĞİZ
Bu yılın ilk 6 ayı yüzde 2'lik bir artışla ihracatımız 125,4 milyar dolar oldu. İthalatımız ise yüzde 8,5'luk bir gerileme oldu. Bu yılın sonu itibariyle OVP'de hedef 267 milyar dolar ihracattı. İlk 6 verilerinde ve beklentilerimiz inşallah dış ticaret açığımızı 106 milyar doların altında kapatmamızı mümkün kılacak. Dış ticaret açığında 35 milyar dolar azalma sağladık, cari işler açığında ise 32 milyar dolar azalma sağladık müjdesini verebiliriz. Ekonomide uygulanan programın hemen hemen tüm gösterlerinde olumlu yükseliş var. Sadece enflasyon rakamı mayısta zirve yaptı ancak haziranda gerileme başladı. Bundan sonraki aylarda ciddi bir azalış trendi göreceğiz enflasyonda. Vatandaşımızın hayat pahalılığı sıkıntılarının gerilemesini göreceğiz.
Temmuz ayında dış ticaret açığında büyük bir azalma olacak, ağustos ayında da aynı gayreti göstereceğiz. Türkiye ekonomisi açısından sevindirici. Mal ve hizmet ihracatının artması, istihdamın artması, ülkemizin döviz kazanması demek.
TİCARETTE SCHENGEN VİZESİ SORUNU
Schengen vizesi 30 yıldan fazladır geçerli. Pandemi döneminde insanlar seyahat edemedi. Daha sonra karantinalar bittikten sonra turizm çok hızlı hareketlendi. Dış ticaret çok hızlandı. Öğrencilerimizin eğitim talepleri çok arttı. Fakat AB ülkeleri büyükelçiliklerinde vize tesislerinde ciddi bir artış olmadı. AB Komisyonu, 'en çok vize Türkiye'ye verildi' diyor. Biz de kendilerinden hep şunu istedik. Biz aday ülkelerden birisiyiz. Tüm aday ülkelere vize kolaylığı sağlandı. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına da bu kolaylığın sağlanması gerekiyor. Kendilerinden isteğimiz şu oldu; uzun süreli ve çok girişli olması biriken vize talebini azaltacaktır. Özellikle iş insanları, nakliyatçılar, öğrenciler ve akademisyenlerin vize prosedürlerinin hızlandırılması gerekiyor. Brükselde vize konusuyla ilgili gerekli görüşmeleri yaptık. Ticaret yapıyoruz, Gümrük Birliği içindeyiz, iş insanlarının ve diğer herkesin büyük önem taşıyor. Türkiye'ye karşı haksızlık yapılıyor.
İHRACAT-İTHALAT DENGESİ
Ülkemizde enflasyonla mücadelenin ana sorumluluğu Hazine ve Maliye Bakanlığındadır. Gerekli yetkileriyle bu mücadelenin orkestra şefliğini yapar. Diğer bakanlıklar da bu mücadeleye katkı verir. Ticaret Bakanlığı gerekli denetimleri sağlayarak ve cezalandırarak bu mücadeleye katkı sağlıyor. Bakanlık olarak biz Tarım ve Orman Bakanlığı ile yakın ilişkiler sağlıyoruz. Eğer işin ucunda arz sıkıntısı varsa mevcut üretime ihracat kotası getirerek içeride mal arzı olmasını sağlarız. Eğer üretim fazla ise ihracat kanalları açıktır. Tarım Bakanlığı isteği üzerine ithalat kanalını da açarız. Vatandaşı mağdur etmemek için gerekli dengeyi kurarız.
Zeytin ve ayçiçekde üretim kaybı vardı. Biz ayçiçek de tohum ve ham yağ ithalatını açarak 4-5 aylık boşluğu sağlamaya çalıştık. Zeytinyağı geçen sene ihracatı çok iyidi. İçeride fiyatların yükseldiğini görünce dökme ve varili yasakladık. Domateste de bu tip denge oluşturduk. Tavuk etinde de ihtaç kotasını aylık 10 binle sınırlandırdık. Tavuk fiyatlarının düşmesini sağladık. Sofralarımızın temel ürünlerinden soğan ve patateste de spekülasyona müsaade vermemek için stoklama yapıldı. Yani biz bakanlık olarak 1,5 milyar dolarlık ihracat gelirini feragat ettik. Önemli olan vatandaşlarımızın ürünleri hem bolca hem de uygun fiyatla tüketebilmelerini sağlamak.
OTOMOBİL PİYASASINDA BALON SÖNDÜ MÜ?
Enflasyonla mücadele programı hükümetin ana hedefi haline geldi. Birinci hedef deprem bölgelerini ayağa kaldırmak, ikinci hedef ise tek haneli enflasyonu ülkemize sağlamak. Vatandaşlarımızın satın alma gücünü artırmak hedefiyle kuruldu. Geçen yıl göreve geldikten sonra 600 bin kadar otomobilin stoklandığını, ikinci elde aşırı yükselen fiyatları gördük. Bayilerin ekstra paralar talep etmesi... Biz yönetmelikle bu kaosu sona erdirdik. İkinci el fiyatlarının birinci el fiyatlarını aşamayacağı kuralını getirdik. Motosikleti de bu kapsama aldık. Bireysel kişilerin 3'ten fazla satış yapamayacağı kuralının uygulanmasını sağladık. 6 ay 6 bin kilometre de bu uygulamalar içinde yer alıyor.
Aynı şey emlak piyasasında da oldu. Fiyat şişiren, manipülatif işlem yapanları tespit ederek gerekli cezalar verildi. Yetki belgeleri iptal edilen oldu. Reklam Kurulumuz gerekli cezaları da sağlıyor. Market-raf fiyat farkı denetimlerini sağladık.
FAHİŞ FİYATLA MÜCADELE
2004 yılından 2020 yılına kadar bir iki yıl hariç ülkemiz tek haneli enflasyon yaşadı. Zaten bu yüzden ekonomi gelişti, büyüdü. Milli gelir 4,5 kat arttı. Kişi başına milli gelir 3300 dolardan 13110 dolara kadar yükseldi. AK Parti döneminde halkın satın alma gücü yükseldi. 2020 yılında salgın başladı. Maskenin 27 kat fiyatının artması stokçuluğun en somut örneğiydi. Onu diğer malzemeler izledi. Bu sadece Türkiye'de olmadı. Her ailenin en az bir tanıdığı vardır yurt dışında. Oradaki fiyatları sorabilirler. En az 2-3 kat artışları görebileceklerdir. Onlara doğru düzgün ücret artışları vatandaşlara verilmedi. Türkiye'de ise her 6 ayda bir ücret artışları enflasyon üstünde refah payı verilerek destek sağlandı. Vatandaşımızın satın alma gücünün düşmesi önlendi.
Salgınla olay bitmedi. Rusya-Ukrayna savaşı patladı, doğalgaz fiyatı 4 katına çıktı. Elektrik fiyatları arttı, gıda fiyatları uçtu. Niye? İkisi de büyük tarım ülkesiydi. Bunlar olumsuz gelişmeler oldu.
Geçen yıl ise tarihin en büyük deprem felaketlerini yaşadık. Türkiye toprağının yüzde 13-14'ünü ortada bırakamayız. Orayı ayağa kaldırmamız lazım.