Bakan Berat Albayrak'tan önemli açıklamalar

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ve Almanya Ekonomi ve Enerji Bakanı Peter Altmaier, Hazine ve Maliye Bakanlığında gerçekleştirdikleri baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından, düzenledikleri basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Türkiye'nin hukuk devleti ilkelerine yönelik soru üzerine Albayrak, bu konunun, Türkiye'nin içinden geçtiği mevzuların doğru şekilde anlaşılarak değerlendirilmesi gereken bir husus olduğunu söyledi. Albayrak, ülkenin 15 Temmuz 2016 gecesi tarihinde yaşamadığı bir olayla karşılaştığını anımsatarak, darbe girişiminde yüzlerce insanın şehit olduğunu, binlerce insanın yaralandığını ve milyonlarca insanın gece sokaklara çıkarak, özgürlüğünü, cumhuriyetini, demokrasisini ve çocuklarının geleceğini kurtarma noktasında büyük bir mücadele verdiğini anlattı.

Albayrak, milletin o gece tarihi zaferle geleceğine sahip çıktığını vurgulayarak, "Türkiye, o günden itibaren çok yoğun bir mücadele verdi. İki yıl boyunca bu sürecin mücadelesi kapsamında OHAL düzeniyle yoğun enerji ortaya koydu. İki yıllık sürecin sonunda, 24 Haziran 2018'de gerçekleşen seçimlerle yeni bir faza ulaşıldı. Türkiye, 5 yıllık güçlü bir yetkiye sahip yeni sistemiyle artık OHAL'i de geride bırakarak bu mücadeleler noktasında çok daha hızlı karar alabilen, parlamentonun, yürütmenin daha güçlü olduğu, yargının bağımsızlığıyla yeni sisteme etkin ve güçlü başlangıç yaptı." diye konuştu.

Alman şirketlerinin Türkiye'de 150 yılı aşkın süredir yer aldığına, Türk-Alman ilişkilerinin ne kadar güçlü ve ne kadar eskiye dayandığına işaret eden Albayrak, "Bu çerçevede, Türkiye'nin 780 bin kilometrekarelik, 81 milyondan müteşekkil bir ülke olmadığını, bölgede ve küresel ekonomide ne kadar büyük bir ülke ve ne kadar önemli bir partner olduğunu Alman iş dünyası, sanayi ve ticaret odaları çok iyi biliyor. Türkiye'nin yeni döneminde bu yeni ilişkilerle birlikte iş birliğini artırma noktasında bugün bölgedeki en güvenli, istikrarlı, potansiyeli yüksek en önemli ortak ülkelerinden biri olarak katkı ve iş birliğine güçlenerek devam edeceğini her ortamda ifade ediyorlar." değerlendirmesinde bulundu.

Albayrak, bu ziyaretin, hem Türkiye'de hem de bölge pazarında büyük sinerji oluşturacağını söyleyerek, "Bu ziyaret, kazan-kazan ilkesine göre, hem Alman ekonomisi ve Almanya'nın menfaatine, hem Türk ekonomisi ve Türkiye'nin menfaatine ekonomik ve istihdam olarak katkıda bulunacak, iki ülke iş birliğinin sembolü olacaktır." ifadesini kullandı.

Yapılan görüşmelerde yatırımlar konusunda somut adım atılıp atılmadığının sorulması üzerine Albayrak, iki ülke arasındaki ticaret hacminin diğer ülkelerle karşılaştırıldığında en üst düzeyde olduğunu bildirdi. Albayrak, iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin, üçüncü ülkelerde de büyük bir potansiyele sahip olduğuna dikkati çekerek, "Almanya, enerji başta olmak üzere Türkiye'nin önemli yatırım partnerlerinden biridir. Sanayi, ulaştırma gibi farklı sektörde müzakerelerini yürüttüğümüz birçok proje var. Tahmin ediyorum Sayın Altmaier, bu alanların bir iki tanesiyle ilgili bazı protokollere yarın imza atacak." dedi.

Albayrak, Türkiye-Almanya ilişkilerinin ekonomik ve ticari olarak hep üst düzeyde olduğuna işaret ederek, son dönemdeki siyasi ilişkiler kaynaklı bir yavaşlama algısı olsa da iki ülkenin, bu sürecin eskisi gibi ivme kazanması için ortak bir irade ortaya koyduğunu dile getirdi. Türkiye ekonomisinin son 5 yılda içeriden ve bölgeden kaynaklı tehditlere rağmen güçlü bir şekilde ayakta kalmayı başardığını vurgulayan Albayrak, şöyle devam etti:

"Türkiye, sadece 81 milyonluk nüfusuyla değil, bölgedeki rekabet avantajı, çeşitlendirilmiş endüstrisi, özel sektörü, en önemlisi yetişmiş, yetkin, öz güvenli ve girişimci genç nüfusuyla, istihdam kapasitesiyle bölgenin mevcut ve gelecekteki projeler açısında potansiyel en önemli partneri. Türkiye artık dünyanın bir yerinde hapşırıldığında hasta yatağına yatan bir Türkiye değil. Türkiye ekonomisi son 5 yılı dikkatli bir şekilde, doğru bir empatiyle izleyen herkesin hakkını teslim ettiği güçlü bir ülke. Yakın dönemde ilişkilerin normalleşmesinin ötesinde artık çok daha güçlü iş birliklerini anons edeceğimiz bir döneme giriyoruz. Yarın bunların bir kısmı anons edilecek. Önümüzdeki günlerde ve aylarda Türk-Alman ilişkilerini çok daha pozitif etkileyecek yenihaberler, yeni iş birliklerini hem özel sektör hem kamu olarak açıklayacağız."

Alman Bakan Altmaier de kendileri için önemli olanın, iki ülke ekonomisi için olumlu sonuçlar elde etmek olduğunu belirterek, ekonomik iş birliğinin geliştirilmesinin, iki tarafın ekonomisine de yarar sağlayacağını söyledi. Alman hükümetinin her zaman insan hakları, basın özgürlüğü ve hukuk devleti ilkelerini savunduğuna işaret eden Altmaier, "Biz, özgürlük ve hukuk devleti ilkelerinin tüm dünyada başarılı olmasını istiyoruz, bunun için çaba harcıyoruz. Suudi Arabistan ile ilgili de bir olay yaşandı. Burada yaşandığı için değiniyorum. Bu konuyla ilgili birçok soru işareti var ve çok sayıda tepki var. Türk hükümetinin bu soruşturma konusundaki çabalarını takdir ettiğimizi ve böylece ortak bir tutumu savunabildiğimizi ifade etmek istiyorum." diye konuştu.

İki ülke arasındaki somut iş birliği konularından birinin enerji olduğunu anımsatan Altmaier, konvansiyonel ve yenilenebilir enerji kaynaklarının yanında, turizm, ticaret ve yeni teknolojiler gibi konuların ilgili bakanlarla ayrıntılı şekilde ele alınacağını bildirdi. Altmaier, görüşmelerde, öncelikli ve siyasiler olarak teşvik etmek istedikleri projelerin tespiti yapacaklarını belirterek, "Bazı bürokratik engelleri aşmak ve örneğin kredi garantileri vermek gerekiyor. Teknik konuları çözüme kavuşturmalıyız. En önemlisi iş birliğimiz için siyasi irademizin olması. Biz, bu diyaloğu mutlaka sürdürmek istiyoruz." ifadesini kullandı.

Altmaier, bir soru üzerine, Türk tarafı için Gümrük Birliği konusunun önem taşıdığının bilincinde olduğunu dile getirdi. Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan ile konuyu ele alacaklarını söyleyen Altmaier, "Zor bir konu. Çünkü Avrupa Birliği, gümrük ve ticaret politikaları konusunda bazı koşulların yerine getirilmesini bekliyor. Bunu çifte standart olarak kabul etmemek gerekiyor." dedi. Altmaier, AB Komisyonu ile bir diyalog başlatılarak engellerin tespit edilmesi ve bir yol haritasının ortaya konulması gerektiğini vurgulayarak, sürecin bir sonuca varabileceğini ancak buna Avrupa düzeyinde karar verildiğini kaydetti.