Artma ihtimali az düşme ihtimali var
Moody’s Türkiye’nin notunun kısa vadede artma olasılığının olmadığını, kamu finansmanında denge bozulursa notun düşürülebileceğini belirtti. Moody’s 5 Aralık’ta notu değerlendirecek
Kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, Türkiye’nin dış faktör kaynaklı risklere karşı kırılgan olduğunu açıkladı. Türkiye’nin notunun kısa vadede artmasının olası olmadığını vurgulayan Moody’s analisti Alpona Banerji, kamu finansmanında dengenin bozulmasının notu aşağı çekeceğini belirtti.
Moody’s’in dün Türkiye temalı konferansında konuşan Moody’s analisti Alpona Banerji Türkiye’nin ekonomi ve mali alanda görece güçlü konumuna karşılık dış faktörler kaynaklı risklere karşı kırılganlığının yüksek olduğunu ve kredi notunun kısa vadede artmasının olası olmadığını söyledi.
Büyüme var ama yavaşlama da var
Moody’s Türkiye Başanalisti Banerji şöyle konuştu: “Türkiye, büyük dış dengesizliklerle karşı karşıya kalmaya devam eder ve dış finansman ile ödemeler dengesi baskılarına maruz kalmayı sürdürürse, kredi notunun yukarı çıkma ihtimali daha az. Ancak, eğer Türkiye’deki iç ve jeopolitik gerilimler azalır, yatırımcının ekonomiye güveni artar ve ülkenin dış finansmanı üzerindeki baskılar azalırsa notun görünümü tekrar durağana çıkarılabilir. Büyüme var ama büyümede bir yavaşlama da var ve bu Türkiye’nin alışık olmadığı bir durum. Gelecekte de böyle devam ederse o zaman ekonomi üzerindeki baskılar artacaktır”
Banerji, Türkiye’nin benzer kredi notuna sahip ülkeler arasında dış faktörler kaynaklı risklere karşı kırılganlığı en yüksek ülkeler arasında olduğunu da ifade ederek, “Yüksek cari açık ve bunun kısa vadeli akımlarla finansmanı Türkiye’yi yatırımcı güvenindeki değişikliklere karşı kırılgan olmasına neden oluyor” dedi.
Yakın zamanda artmaz
Banerji, kısa vadede kredi notunda bir artışın söz konusu olamayacağı belirterek, “Dış dengesizlikler büyük kalmaya devam ettiği ve Türkiye dış finansman ve ödemeler dengesi baskılarına maruz kaldığı sürece kredi notunda kısa vadede yukarı yönlü bir hareket olası değil” dedi. Banerji, kredi notunu aşağı yönlü değiştirecek faktörleri, kamu finansmanında önemli bozulma olması, politik istikrarsızlıkta artış ve dış finansman dengelerinde bozulmanın hızlanarak sermaye girişlerinde kalıcı bir durma ve kurumlarda Türkiye’nin yatırım ortamını bozacak değişiklikler olarak sıraladı. Banerji, kredi notu görünümünün durağana revize edilmesi için ise iç ve dış politik gerilimin azalması, yatırımcı güveninin artması ve dış dengeler üzerindeki baskıların azalması gerektiğini belirtti.
Türkiye’nin kredi notunu “yatırım yapılabilir” seviye olan “Baa3”, kredi notu görünümünü ise “negatif” olarak değerlendiren Moody’s’in bir sonraki Türkiye kredi notu değerlendirmesinin 5 Aralık 2014’te gerçekleşmesi bekleniyor.
Ruble’nin bozulmasına TL de bozuldu
Dolar endeksindeki güçlenme ve Rus Rublesi’ndeki bozulmaya paralel olarak gelişmekte olan piyasa para birimlerinde dün önemli değer kayıpları olurken Türk Lirası da bu gerilemeden payını aldı. Bir hafta öncesine kadar 2.19 TL sınırına çekilen dolar dünkü işlemlerin sonunda 2.2470 TL bandına yükseldi. Dolar dün güne 2.22 TL bandında başlamıştı. Bir bankacı dünkü gelişmeleri şöyle değerlendirdi: ABD’de ara seçimlerde cumhuriyetçilerin zaferinden sonra dolar başta Japon Yeni olmak üzere altı önemli para birimi karşısında 4.5 yılın en yüksek seviyelerini gördü. Rusya Merkez Bankası’nın Ruble’ye müdahalede günlük tutarı 350 milyon dolarla sınırlaması da gelişmekte olan ülke paralarını bozdu. Euro/dolar paritesindeki düşüş ve Ruble’deki kayıplar bizi de kötü etkiliyor. Piyasada dün ve önceki gün lokal kurumların dolar talebi oldu. Bugün de (Dün) bu alımlara yabancılar eklendi ve piyasada iyimserlik biraz bozuldu. Ancak çok yukarı gidecek bir durum da görünmüyor. Şayet 2.25 bandı geçilirse bu seviyelerden yine çıkışlar görebiliriz. Zira TL varlıkların getirisi hala yüksek”
Not’un 3 kuvvetli 1 de zayıf yönü
Türkiye’nin şu an sahip olduğu Baa3 notunun üç kuvvetli ve bir de zayıf yönünün bulunduğunu vurgulayan Alpona Banerji, dolayısıyla bu notun Baa3’te oluşmasını sağladığını söyledi.
Alpona Banerji, notun bu seviyede kalmasının en önemli sebebinin de yüksek cari açık olduğuna dikkati çekerek, cari açığın finanse ediliş şeklinin yatırımcı güveni açısından bir kırılganlık yarattığını dile getirdi. Şokların birleşmesi konusunun üç alanda yoğunlaştığını anlatan Banerji, şunları kaydetti: “Bir tanesi iç siyasi risk. Türkiye’de seçim takvimi nedeniyle siyasi tansiyon var. Bu takvimin üçte ikisi bitti. Ancak özellikle odaklanılması gereken şey şu; ekonomi politikaları ile ilgili belirsizlik, özellikle düşük büyümenin yaşandığı dönemde önemli bir faktör oluyor. İkinci olarak gördüğümüz risk, jeopolitik risk. Bu alanda artan riskler, bu da yatırımcının güvenini olumsuz etkiliyor. İç siyasetin ve dış sorunların birbirini etkilemesi, kredi süreçlerine ve ticarete etki etmesi... Irak, Türkiye için ikinci büyük ticari ortak. Irak ile yapılan ticaret önemli ölçüde azalmış durumda. Üçüncü ve önemli faktör ise parasal genişlemenin sona ermesi ile birlikte, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz oranlarını artırmaya başlayacak olması sermaye akımında değişiklikler yaratacak ve gelişmekte olan piyasalara likidite miktarında azalma olacak. Önümüzdeki yıllarda bu gelişmekte olan piyasalar için önemli bir faktör olacak. Bu üç faktörü ele aldığımızda bu faktörler kredi bulabilme açısında riskleri artırıyor. Türkiye’nin görünümünü negatife çevirmemizde bu faktörler etkili oldu.”
Bankaların yumuşak karnı
Moody’s’in EMEA Bölgesi Bankacılık Kıdemli Analisti Irakli Pipia ise çevresel baskılara rağmen Türk bankacılık sektörünün içerisinde birçok fırsatı barındırdığını belirterek, “Türk bankacılık çevresel faktörlerden kaynaklanan zorluklar, ekonomik büyümedeki azalışla doğru orantılı olarak büyüyebilir” dedi. Sektörü diğer bankacılık sistemlerinden ayıran en temel özelliğin dışa bağlı finansman olduğunu kaydeden Pipia, Türk bankacılık sisteminin varlık kalitesindeki esnekliğin sektörün yumuşak karnı olduğunu dile getirerek, şöyle konuştu: “Geri ödenmeyen krediler diğer gelişmekte olan ülkelere kıyasla makul düzeyde. 2014’ün ilk yarısında bu oran yüzde 2,7 oldu. Geri ödenmeyen krediler Türk bankacılık sisteminin görünümü açısından oldukça muhafazakar, güçlü ve gelişen pazarlardan dahi iyi seviyede. Türk bankacılık sistemi Rusya, Hindistan, Polonya ve K. Afrika bankalarına kıyasla zorluklara karşı daha dirençli ve korunaklı.”