Ankara bunu yapmazsa...
Verilen süre dolmaya başladı...
Türkiye'nin, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) bünyesinde kara para ve terörün finansmanıyla mücadele işlevi gören Mali Eylem Görev Gücü (FAFT) üyeliği tehlikede.
ÜYELİK ASKIYA ALINACAK
Terörizmin finansmanıyla yeterli mücadele etmediği gerekçesiyle geçen haziran ayında Ankara'ya ekim ayına kadar süre tanıyan FAFT, bu alanda gereli yasal düzenlemeleri yapmaması halinde Türkiye'nin üyeliğini 22 şubat 2013 tarihinde askıya almayı kararlaştırdı.
Terörizmin finansmanıyla yeterli mücadele etmediği gerekçesiyle geçen haziran ayında Ankara'ya ekim ayına kadar süre tanıyan FAFT, bu alanda gerekli yasal düzenlemeleri yapmaması halinde Türkiye'nin üyeliğini 22 Şubat 2013 tarihinde askıya almayı kararlaştırdı.
FAFT'ın dün Paris'te yapılan genel kurul toplantılarında alınan kararda, Türkiye'nin kara para aklamayla mücadelede attığı adımların olumlu olduğu, ancak terörizmin finansmanıyla mücadele konusundaki yasalarda boşluklar bulunduğu belirtildi.
FAFT, Türk hükümetinden, terörün finansmanıyla ilgili yasal düzenlemeleri gerçekleştirmesini ve terörden kaynaklanan banka transferleri ve banka işlemlerinin tespit edilip dondurulmasını Mali Eylem Görev Gücü'nün tavsiyeleri doğrultusunda sağlayacak yasal bir çerçeve hazırlamasını talep etti. Bu taleplerin 22 Şubat 2013 tarihine kadar hayata geçirilmemesi halinde Türkiye'nin üyeliğinin askıya alınacağı bildirildi.
Türkiye şu anda FAFT'ın "Kara Para Aklama ve Terörün Finansmanıyla Mücadelede Stratejik Yetersizlikleri Bulunan Ülkeler" listesinde yer alıyor. "Kara-Gri Liste" olarak da anılan bu listede Endonezya, Pakistan, Yemen, Gana ve Nijerya gibi ülkeler de bulunuyor. Türkiye'nin şubat ayına kadar gerekli yasal reformları gerçekleştirmemesi halinde şu an sadece Kuzey Kore ve İran'ın bulunduğu "Kara Liste"ye alınma riski bulunuyor.
BBP GENEL BAŞKANI DESTİCİ: OECD TERÖRLE MÜCADELE ETMEDİĞİMİZ İÇİN BİZİ TEHDİT EDİYOR
BÜYÜK Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici, hükümetin terörle mücadeleyi başarıyla yürütemediğini ileri sürerek, "OECD Türkiye’yi uyarıyor. ’22 Şubat 2013’e kadar terörün finansmanı ile mücadele etmezsen, gerekli kararlılığı göstermezsen, seni üyelikten atarız’ diyor. Yıllardır söylediğimizi söylüyor. Türkiye’nin terörün finansmanı ile mücadele etmediğini uluslararası bir kuruluş söylüyor, dayatıyor, tehdit ederek söylüyor" dedi.
Bahçeşehir Üniversitesi tarafından Merinos Atatürk Kongre Merkezi’nde düzenlenen ‘Siyaset Okulu’ programına BBP Genel Başkanı Mustafa Destici katıldı. Suriye, Terör ve Yeni Yerel Yönetimler Yasası hakkında öğrencilere deneyimlerini aktaran Destici, program öncesi gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Hakkari’de 3 özel harekat polisinin şehit edilmesine üzüldüğünü belirten Destici, 1984 yılından beri Türk milletinin yüreğinin her gün yandığını söyledi. Gelinen noktada devleti yönetenlerin, henüz PKK terör örgütünü tanıyamadığını söyleyen Destici, "Uyguladıkları tedavi yöntemleri de buna bağlı olarak maalesef yetersiz kalıyor. 29 yıldır Türkiye, topyek?n mücadele etmediği gibi, bugün de maalesef terörle topyek?n mücadele verilmiyor. Bakın bugün sabah gördüm, OECD Türkiye’yi uyarıyor. ‘22 Şubat 2013’e kadar terörün finansmanı ile mücadele etmezsen, gerekli kararlılığı göstermezsen, seni üyelikten atarız’ diyor. Bizim yıllardır söylediğimizi söylüyor. Türkiye’nin terörün finansmanı ile mücadele etmediğini uluslararası bir kuruluş söylüyor, dayatıyor, tehdit ederek söylüyor" diye konuştu.
’HÜKÜMET GÜNÜ KURTARMA DERDİNDE’
Destici, Türkiye’nin güvenlik, terörün finansmanı, istihbarat, terörü destekleyen ülkelere karşı dış politika uygulamaları ile 29 yıldır gerektiği gibi mücadele edemediğini söyledi. Destici, şöyle dedi:
"Türkiye gerekli hazırlıklarını yapmadı. Maalesef yapmıyor. Ülkeyi yönetenler, idare edenler, günü kurtarma, geçiştirme derdi içerisinde. Bir de milletin kalbine bir kurşun sıkarcasına, hançer saplarcasına Apo ile İmralı’yla görüşmeler, Oslo görüşmeleri tekrar başlıyor. PKK’lılarla müzakere ve milletten gizli yapılıyor. PKK’nın siyasi sözcüleri ile görüşmelerden, Sayın Cumhurbaşkanı, hem iktidar partisi hem de Meclis Başkanının haberi olduktan sonra millet görüşüldüğünü duyuyor, öğreniyor. Ne konuşulduğunu bu milletin öğrenme hakkı yok mu? Hangi sözler verildi? Hangi pazarlıklar yapılıyor? Neyin karşılığında hangi anlaşmalar imzalanıyor? Bunları milletin bilmeye hakkı yok mu? Onun için hükümet açık ve şeffaf olmalı. Terörle mücadele konusunda çok açık ve şeffaf olmalı" dedi.