Akdeniz’de Rum oyunu: Türkiye izin vermeyecek
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Doğu Akdeniz’de tek taraflı gayrimeşru faaliyetlerini sürdürüyor. Rum Yönetimi ile Mısır arasında denizaltında boru hattı ile doğalgaz taşınmasına ilişkin anlaşma Çarşamba günü imzalandı. Anlaşma sonrası Ankara'nın atacağı adımlar yakından takip edilirken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın savaş gemilerimiz ve hava kuvvetlerimiz her türlü müdahaleyi yapma yetkisine sahip sözü Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki tavrını da ortaya koyuyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez de, "Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin onay vermediği, rızasının olmadığı hiçbir projenin oldu bittiye getirilmesine izin vermeyeceğiz" dedi.
Doğu Akdeniz, Suriye savaşı ile gündemdeki yerini korurken yüzyıllar boyu stratejik konumu ve son dönemde keşfedilen enerji kaynaklarıyla da başta bölge ülkelerinin olmak üzere küresel güçlerinin mücadele merkezlerinden biri olmaya devam ediyor.
Uzmanlar, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin bölgeye dair çevre ülkelerle yaptığı anlaşmalar ve siyasi söylemlerine ilişkin, başta Kıbrıs halkı olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti’nin izni olmadan atılan her adımın boş olacağını ifade etti.
GÜNEY’İN BİTMEYEN GAYRİMEŞRU ADIMLARI
Doğu Akdeniz’de Kıbrıs merkezli enerji mücadelesi devam ederken, Güney Kıbrıs Yönetimi sözde Münhasır Ekonomik Bölgeler oluşturarak, enerji sahalarını parselleyip uluslararası sondaj faaliyetlerine hız verdi.
Birkaç ay önce GKRY Hükümet Sözcüsü Nikos Hristodulidis, Rum RIK Radyosuna yaptığı açıklamada, İtalyan şirket ENI'ye ait SAIPEM 12000 isimli sondaj gemisi sondaj gemisinin, arama yapacağı bölgeye Türk donanmasının engellemesi sebebiyle ulaşamadığını belirterek, geminin demirlediği noktadan Limasol Limanı'na doğru hareket ettiğini açıklamıştı.
SAIPEM 12000
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) çarşamba günü Mısır ile doğal gaz boru hattı inşası için anlaşma imzalandı.
Anlaşmayla Mısır’a taşınacak doğalgazın burada işlenerek sıvı halde Avrupa ülkelerine aktarılması planlanıyor.
Rum Enerji Bakanı Georgios Lakkotrypis Çarşamba günü imzalanması planlanan anlaşmanın bölge için bir ilk olduğunu ve Avrupa’nın enerji güvenliğini destekleyeceğini söyledi.
Ankara yakın takipte
Türkiye, Rumların Doğu Akdeniz'de tek taraflı olarak attığı adımlarını yakın takibe alırken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Akdeniz'deki tek taraflı doğalgaz arama faaliyetlerine dair, "Savaş gemilerimiz, hava kuvvetlerimiz ve diğer güvenlik birimlerimiz şu anda bölgedeki gelişmelere her türlü müdahaleyi yapma yetkisiyle yakından takip ediyorlar. Kıbrıs açıklarında faaliyet yürüten yabancı şirketlere Rum tarafına güvenerek, haddi olmayan işlere alet olmamalarını tavsiye ediyoruz. Bizim için Afrin ne ise Ege'deki, Kıbrıs'taki haklarımız da odur" demişti.
Türk Deniz Kuvvetleri, Doğu Akdeniz'de Türkiye Cumhuriyeti ve KKTC'nin hak ve menfaatlerini koruyor.
'İZİN VERMEYECEĞİZ'
Cumhurbaşkanı’nın açıklamalarının yanında dün de Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, "Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin onay vermediği, rızasının olmadığı hiçbir projenin oldu bittiye getirilmesine izin vermeyeceğiz. Tek taraflı, Türkiye’nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin haklarının yok sayıldığı, adadaki tarafların eşit ve adil pay almadığı bir sisteme geçit vermeyeceğiz. Türkiye’nin bu konudaki tavrı ve duruşu nettir. Uluslararası hukuktan kaynaklı hak ve menfaatlerimizi sonuna kadar korumaya karalıyız"
BAKAN DÖNMEZ: KKTC’NİN HAKLARININ YOK SAYILDIĞI BİR SİSTEME GEÇİT VERMEYECEĞİZ
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Arama - Üretim Sektörü İstişare Toplantısı'nda önemli açıklamalar yaptı. Dönmez, 'Tek taraflı, Türkiye'nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin haklarının yok sayıldığı, adadaki tarafların eşit ve adil pay almadığı bir sisteme geçit vermeyeceğiz. Türkiye'nin bu konudaki tavrı ve duruşu nettir. Uluslararası hukuktan kaynaklı hak ve menfaatlerimizi sonuna kadar korumaya karalıyız' dedi.
İKİNCİ SONDAJ GEMİSİ YOLDA
“Fatih gemimiz, önümüzdeki birkaç ay içerisinde ilk sondajını gerçekleştirmek için Akdeniz’de göreve başlayacak” diyen Enerji Bakanı, “Son 16 yılda petrol arama ve üretim faaliyetlerine 10 milyar dolar harcadık, bunun yüzde 50’si, Türkiye Petrolleri’nden, yüzde 50’si ise yerli ve yabancı yatırımcılardan geldi. Arama ve üretim sektörü bugün desteklediği yan endüstriler ile 5 milyar dolarlık bir değer yaratmakta, potansiyelimiz bunun çok daha üzerinde. Bu yatırımlar karşılığında 20 milyar dolarlık ithalatı önledik, ama yine de istediğimiz noktada değiliz. Enerjinin gelecek vizyonu olan Milli Enerji ve Maden Politikası bu anlayışla doğdu. Her zaman şu hususu dile getirdik: Enerjide bağımsızlık güçlü bir ekonominin temeli demek. Enerjide bağımsızlık güçlü bir diplomasi ve ulusal güvenlik politikalarının anahtarı demek” açıklamasında bulundu.