Adada paralar suyunu çekti
Türkiye’den KKTC’ye Akdeniz’in altından su taşıyan hattın işletilmesiyle ilgili kriz büyüdü. Türkiye işletme için ihale açılmasını isterken KKTC işi belediyelerin üstlenmesinde ısrarcı. Kriz nedeniyle ekonomik program imzalanmayınca KKTC hükümeti 13’üncü maaşları ve çiftçi alacaklarını ödeyemedi.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) hükümeti ile Türkiye arasında yaşanan ‘su krizi’ giderek büyüyor. Türkiye’nin suyun özelleştirilmesi ile ilgili yaklaşımına Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) - Ulusal Birlik Partisi (UBP) koalisyon hükümetinin büyük ortağı CTP karşı çıkıyor.
Türkiye ile KKTC arasında imzalanması gereken 2016 - 2018 ekonomik programı da imzalanamadı. Bunun üzerine KKTC hükümeti 13’üncü maaşları ve çiftçilerin alacaklarını ödeyemedi.
KKTC Başbakanı Ömer Kalyoncu, maaşların ve çiftçilerin alacaklarının su sorununun çözülmemesi ve ekonomik programın imzalanamaması nedeniyle olduğunu söyledi. Türkiye tarafından kendilerine “ima yolu ile sorunun çözülmesi sonucunda, adımların atılacağının” ifade edildiğini anlatan Kalyoncu, “(Türkiye tarafından) Protokolün imzalanması için Maliye Bakanımıza su konusundaki anlaşmanın esas olduğu söylendi” dedi.
‘Sarsıntı yarattı’
Su krizinin Türkiye ile KKTC arasında “bir sarsıntı yarattığına” dikkat çeken KKTC Başbakanı Kalyoncu, “Umarım bu sarsıntı erken zamanda geçiştirilir” diye konuştu.
Kalyoncu, Türkiye’den başka kendilerine yardım edecek bir devletin de olmadığını söyledi. UBP’li Bayındırlık, Çevre ve Kültür Bakanı Kutlu Evren de, Başbakan’ın açıklamalarını “talihsiz” olarak değerlendirdi. Evren, “Bu yaklaşımlar doğru değildir. Ülke ekonomisi kötü duruma düştü. CTP bu anlaşmaları biliyordu, manevra yapıyor” dedi.
‘Reform yapmadık’
CTP’li Tarım Bakanı Erkut Şahali ise, Başbakan’ın aksine kendilerine ima yolu bile olsa, ‘su sorunu çözülür, protokol imzalanır’ yaklaşımın olmadığını söyledi. Şahali, “Ben böyle bir bilgiye sahip değilim” dedi. KKTC olarak reformlarda geç kaldıkları özeleştirisi yapan Şahali, “Tarım açısından da söylemem gerekirse, atmamız gereken adımları atmadık. Orta yol bulmak zorundayız, su konusunda. Yönetim krizi aşılmalı” dedi.
Denizi geçtik ama derede boğulmayalım
İktidar ortağı UBP’nin Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün ise, “Bizler neyi tartışıyoruz? Suyun gelmesi bile büyük olay. Çözümü basit konular büyütülüyor” dedi. KKTC olarak yaşadıklarını “denizi geçip derede boğulmak” olarak anlatan Özgürgün, CTP’nin bu konuda atacağı adımların koalisyon hükümetinin gidişatını da etkileyebileceği mesajını verdi.
İmza hassasiyeti Milliyet’in edindiği bilgilere göre, Türkiye KKTC hükümetinden “atılan imzaların arkasında durmasını” istiyor. Türkiye ile KKTC arasında ilk su antlaşması 2010 yılında imzalandı. UBP iktidarı ile imzalanan Çerçeve Antlaşması’nda suyun “yap-işlet devret” şeklinde işletileceği yazıyordu. Aralık 2013 yılında göreve gelen CTP-DP iktidarı da, bu anlaşmaya onay vermişti. Dönemin Başbakanı Özkan Yorgancıoğlu, 2010 yılında yapılan Çerçeve Antlaşması’nında yer alan işletme şeklini paraf etmişti.
‘BURASI AYRI ÜLKE’
İktidarın büyük ortağı CTP Genel Başkanı Mehmet Ali Talat da, su yönetiminin Kıbrıslı Türklerde olması gerektiğini söylemişti. Talat, “Doğal olanı budur. Burası bağımsız bir ülkedir. Bağımsız bir devlette su yönetimi o devlette olur prensibinden hareket ediyoruz” diye açıklama yapmıştı. Talat dün de katıldığı bir televizyon programında, Türkiye’den gelebilecek isteklere şöyle gönderme yaptı; “CTP geçmişinde daha öncede (farklı konuları) yaptırtmadı, direndi.”
Mutabakat muamması
Çevre ve Su İşleri Bakanlığı yaptığı yazılı açıklamada, KKTC ile Türkiye arasında yapılan müzakerelerde su konusunda bir mutabakat sağlandığını açıkladı. Bakanlıktan yapılan açıklamada “Sistemin Yap İşlet Devret modeli ile işletileceği, geçiş sürecin de ise DSİ tarafından işletilmesi konusunda mutabakat sağlanmıştır” denildi. KKTC Başbakanı Kalyoncu ise, Veysel Eroğlu’nu bilgilendirdiklerini belirterek ortada bir mutabakat olmadığını söyledi.
(Kaynak: Milliyet)