Acil olarak ekonomiye odaklanalım lütfen...
Türkiye gergin bir seçim dönemini atlattı. İş dünyası artık Hükümet’in derhal ekonomiye odaklanmasını istiyor. Zira son 3.5 ayda ekonomi gündemden tamamen düşmüş görünüyor.
ANKARA - Türkiye dün aylardır kilitlendiği 30 Mart seçimleri için sandığa giderken bugün yeni bir Türkiye’ye uyandık. Yerel seçimler geride kalırken, önümüzde Cumhurbaşkanlığı ve ardından da genel seçimlerin olması iş dünyasını endişelendiriyor. Zira bu sıkışık takvimin, ekonomiye odaklanılmasını da engelleyebileceğinden korkuluyor.
Bu korkudan dolayı başta İstanbullu sanayicilerin çatı örgütü İSO olmak üzere pek çok kuruluş genel seçimlerin de 2014’de tamamlanmasını istiyor. Zira 2015 yılının da seçim atmosferinde geçmesinin ciddi sonuçları olabileceğinden korkuluyor.
Ekonomide bekleyen gelişmelerin ise 31 Mart sabahından itibaren ülke gündemine yeniden damgasını vuracak gibi görünüyor. Bir süredir siyasetin gerisinde kalan ekonomi gündeminde, başta elektrik ve doğalgaza yapılacak zamlar, yükselen enflasyon ve işsizlik ile ekonomik durgunluğa gidiş gerilimi kendini hissettirecek. 31 Mart sabahından itibaren Türkiye ekonomisinde beklenen gelişmeler pek de içaçıcı olmayacak.
Elektriğe zam var mı?
Türkiye’nin yurtdışından dolar ödeyerek satın aldığı doğalgazın, ülke içinde TL ile satılmasının yol açtığı kur baskısı yüzde 30’lara ulaştı. Doğalgazda sistem Hazine’nin sübvansiyonuyla yürüyor. Ancak BOTAŞ’ın bu zararı daha fazla üstlenmesi mümkün değil. Hükümet kur artışından kaynaklanan fiyat revizyonunu seçimler nedeniyle yapmadığı için, gereken fiyat artış ihtiyacı da birikti. 31 Mart sonrasına ertelenen doğalgaz zammı, seçimlerin ardından çok daha yüksek oranlarda yapılmak zorunda kalınacak. Doğalgaza zam ihtiyacının yüzde 25 civarında olduğu, ancak zammın yüzde 20’ler düzeyinde yapılabileceği belirtiliyor. Öte yandan elektrik üretimi için, barajlardaki su oranının da düşüklüğü nedeniyle, doğalgaza yüklenildi. Doğalgazdan elektrik üretiminin payı yüzde 50’ye ulaştı. Elektrik fiyatında artış artık kaçınılmaz görünüyor. TEİAŞ zam oranıyla ilgili çalışma yürütüyor. Elektrikte de zam oranının gereken yüzde 20’nin altında tutulmasına çalışıldığı, zammın yüzde 12-15 civarında tutulabilmesi için formül arandığı belirtiliyor.
Zamların domino etkisi
Doğalgaz ve elektriğe yapılacak zam, domino etkisi yaratacak. Enerji fiyatlarındaki artışın ulaşımdan gıda sektörüne kadar nihai tüketime yansıması sürpriz olmayacak. Bu nedenle de vatandaş zam yağmuruyla karşılaşacak.
Öte yandan doğalgaz ve elektriğe yapılacak zamların enflasyon üstünde de en az 0.5 puan artırıcı etkisi öngörülüyor. Böylece enflasyondaki zaten süren artış eğilimi, bu zamlarla daha da güçlenecek.
Faiz artırımı olabilir mi?
Merkez Bankası, geçen hafta açıkladığı PPK toplantısı notlarında “endişeli” duruşunu vurguladı. MB’in yaklaşımına göre, her türlü harcama, yatırım, istihdam, fiyatlama ve finansman kararı 30 Mart seçimi sonrasına bırakıldı. Kimse neler yaşanacağını görmeden karar almak istemiyor. Merkez Bankası’nın da Nisan içinde göreceği ve sonrasında alacağı kararları da bunlara bağlı olacak. Siyasi ortamda da iyileşme olmaz ve endişeler artarsa, MB yeni bir faiz artırımı yapmak zorunda kalacağının sinyalini veriyor.
Sıfırcı hocalar da gölge yapıyor
İçerde yaşanan bu gelişmelerin yarısıra, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının önceki hafta yaptığı açıklamalar da Türkiye ekonomisi için büyük bir stres yaratıyor. Moody’s’in önceki hafta 10 Türk bankasını izlemeye almasının ardından, seçimin hemen ardından iki derecelendirme kuruluşunun Türkiye’ye vereceği not büyük önem taşıyor. Türkiye, şu anda şirketlerinin finansal kırılganlığından dolayı not indirimine muhatap konumda. Türikye’yle ilgili kredi notunu Fitch 4 Nisan’da, Moody’s ise 11 Nisan’da açıklayacak. Fitch’in Türkiye’ye verdiği kredi notu halen “BBB- Yatırım yapılabilir” sevisinde. Moody’sin ise notu “Baa3 - Yatırım yapılabilir” seviyede bulunuyor.