9 yıldır düşen rakı tüketimi ilk kez arttı
1997 yılında 73 milyon litre rakı tüketen Türk halkı, aradan geçen sürede tüketimi 44 milyon litreye kadar azaltmıştı. 2006’da ilk kez tüketim kan kaybetmeyip, 45 milyon litreye çıktı. Küresel ısınma da rakı tüketimini artırdı
Mey İçki CEO’su Galip Yorgancıoğlu, küresel ısınmanın rakı tüketimine olumlu katkı yaptığını, rakı tüketiminde tam 9 yıldır aralıksız süren kan kaybının da 2006’da ilk kez durduğunu açıkladı. 2006’nın yaklaşık 50 milyon litre üretim ve 45 milyon litre tüketim ile geçildiğini söyleyen Yorgancıoğlu, 1997 yılında 73 milyon litre olan rakı tüketiminin 2005 yılında 44 milyon litreye kadar gerilediğini hatırlattı. Yorgancıoğlu rakı tüketimindeki artışın nedenlerini de şöyle sıraladı:
* Rakıyı meşe fıçıda beklettik, anason kokusu azaldı. İçimi hafifledi. Böylece kadın içicilerin sayısı arttı. Eskiden müşterilerimizin yüzde 90’ı erkek, yüzde 10’u kadındı. Şimdi kadın içici oranı yüzde 13’e çıktı.
* Eskiden Tekel ’Ben ne yaparsam onu içeceksiniz’ anlayışı ile üretim yapıyordu. Şimdi piyasa beklentileri doğrultusunda sakızlı rakı, yaş üzüm rakısı gibi değişik ürünler çıktı. Yeni markalarla birlikte pazar da yeniden büyüme noktasına geldi
Pazar payımız % 82.5
Mey İçki CEO’su Yorgancıoğlu rakıda pazar paylarının yüzde 82.5 olduğunu, sadece Yeni Rakı’nın pazar payının tek başına yüzde 67 olduğunu açıkladı. Yorgancıoğlu, Mey İçki olarak cirolarının 1 milyar doları bulduğunu, bunun içinde rakının payının ise 800 milyon doları geçtiğini kaydetti.
Biracı Almanlar dönerin yanında rakıyı sevdi
8-10 yıl içinde rakıyı bir dünya markası haline getirmek istediklerini söyleyen Galip Yorgancıoğlu, ilk etapta Almanya’da büyümek istediklerini belirtti. Almanya’ya olan ihracatlarını 1.7 milyon litreden 3.5 milyon litreye çıkardıklarını vurgulayan Yorgancıoğlu, şöyle devam etti: ”Rakıyı Türkler’in dışında Almanlar’a da içirdik ve sevdirdik. Berlin’de, Hamburg’da, Stutgart’ta 75 bin noktada dağıtıma başladık. Döner artı rakı menüsü hazırladık ve Almanlar bu menüyü sevdi. 450 bin adet sattık. Ayrıca 5 kapak gönderene Türkiye’de 1 hafta tatil kampanyası yaptık. Kampanyaya katılanların yüzde 85’i Almanlar oldu. Almanya’da 12 milyon litre Uzo tüketiliyor. Bunu rakıya döndürmek istiyoruz. Yeni hedeflerimiz Hindistan ve Çin. Rusya zor bir pazar ama orada da olmak istiyoruz. ABD’ye 150 bin litre rakı sattık. Az diye düşünüyorum. Yükselme potansiyeli var. Bu yıl ilk kez Yunanistan’a bile 5 konteyner rakı gönderdik.“
Tekel Birası ne olacak?
Kayra çatısı altında topladıkları şarap alanında beklentilerinin büyük olduğunu, üzüm votkası Lokka’nın satışlarının da çok iyi gittiğini anlatan Yorgancıoğlu, Yozgat’ta ürettikleri Tekel Birası ile ilgili olarak da 2007’de radikal bir karar alabileceklerinin sinyalini verdi. Yorgancıoğlu, “Birada üretim kapasitemiz çok düşük. 12 milyon litre. Yani toplam üretimin ancak yüzde 1’i. Aranan ama bulunamayan efsane bir bira markası oldu. Ancak Mey’in yer aldığı alanlarda pazar lideri olmak gibi bir iddiası var. Bu kapasite çok düşük. Alman bir grup Tekel Bira’yı istedi. Ne yapacağımızı tam bilemiyoruz. Farklı senaryolar üzerinde duruyoruz. Biradan çıkabiliriz de, kapasiteyi artırabiliriz de” dedi.
Mey’in aperatif rakısı Mest
Mey, sadece yemeklerde değil aperatif olarak tek başına da içilebilme özelliği olan yeni rakısı Mest’i piyasaya çıkardı. Sadece tek çeşit üzüm cinsinden yapılan Mest Rakı, bu özelliğiyle üzümün kendine has yumuşak tadı ve aromasını başka hiçbir rakıda olmadığı kadar özel bir şekilde ortaya çıkarıyor.
Mest’in iki çeşidi olacak ve her ikisi de tek bir üzüm çeşidinden üretilecek. Mest Sultaniye, Denizli yöresinin sultaniye üzümlerinden, Mest Misket ise İzmir yöresinin meşhur misket üzümlerinden üretildi. Ürünlerin tadı ve kokusu için özel işlemler yapıldı. Böylece rakının da tıpkı votka ya da viski gibi tek başına içilebilen aperatif bir içki haline dönüşmesi amaçlandı.