75 puanlık artış adeta güme gitti
Merkez Bankası kritik PPK toplantısında GLP faizini beklentilerin üzerinde 75 baz puan artırarak, ‘Buradayım’ mesajı verdi. Ancak TCMB’nin bu cesur adımı, küresel dalgalanmaya takıldı. Karar sonrası 4.03’ü gören dolar/TL, 4.10’a çıktı. Borsa geriledi
Piyasaların merakla beklediği Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) kritik Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısından yılın ilk faiz artışı kararı çıktı. TCMB, politika faizi ve faiz koridorunda değişikliğe gitmezken, Geç Likidite Penceresi’ni (GLP) yükseltti. Merkez Bankası fiyat istikrarını desteklemek amacıyla ölçülü bir parasal sıkılaştırma yapılmasına karar verildiğini açıklayarak, GLP’yi 75 baz puan artışla yüzde 12.75’ten yüzde 13.5’e çıkarttı.
520 baz puan arttı
Banka faiz koridorunun alt bandı olan borçlanma faiz oranı yüzde 7.25’te, politika faiz oranını yüzde 8’de, marjinal fonlama oranını yüzde 9.25’te sabit tuttu. TCMB’nin böylece Aralık 2017’de ortalama fonlama maliyetinde gerçekleştirdiği 50 baz puan artış sonrası ilk adımını dün atmış oldu. Böylece TCMB’nin uyguladığı likidite politikalarının bileşiminde ortaya çıkan ve son faizi gösteren ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti 2017 yılı başına göre 520 baz artış gösterdi.
Borsa yüzde 2.4 düştü
Ekonomistler GLP’de 50 baz puanlık artış öngörürken, gelen faiz kararı ‘cesur adım’ olarak yorumlandı. Ancak ABD 10 yıllık tahvillerinde faizin 4 yıl sonra yüzde 3’ün üzerine çıkması, dolar/TL’de beklenen rahatlatmayı getirmedi. TCMB’nin faiz artırımı sonrası 4.0335’i gören kur, doların küresel bazda değer kazanmasıyla 4.11 seviyesini test etti. Gelişmekte olan ülkelerden çıkış, borsayı da vurdu. BIST 100 endeksi yüzde 2.41 düşüşle 107 bin 401puana geriledi.
Dolar/tl 4.03’ü görüp 4.10’a çıktı
TÜFE tahmini yine değişecek
Bürümcekci Consulting’ten Haluk Bürümcekçi, TCMB’nin enflasyona atıfta bulunduğu paragrafa “İthalat fiyatlarındaki yükseliş söz konusu riskleri artırmıştır” cümlesini ekleyerek bankanın enflasyona ilişkin daha da ihtiyatlı duruşa geçtiğini belirtti. Bürümcekçi, şöyle devam etti: “Ekonomiye ilişkin değerlendirmeleri büyüme açısından değişiklik göstermedi, enflasyonda yeni risk ithalat fiyatları dendi. Kurlar dışında petrol ve emtia fiyatlarının da enflasyonda yukarı yönlü baskı yapacağı mesajı iletilmiş oldu. Bu doğrultuda, TCMB’nin sıkı duruşunu uzun süre koruması ve 30 Nisan’daki Enflasyon Raporu’nda yıl sonu enflasyon tahminini belirgin yukarı güncellemesi söz konusu olacak.”
ABD tahvili zirvede bilançolar tehlikede
ABD’de 10 yıllık tahvil getirilerinin Ocak 2014’ten bu yana ilk kez yüzde 3.0 seviyesini geçmesi, Merkez Bankası’nın 75 baz puanlık küçümsenmeyecek hatta şahin sayılabilecek faiz artışını tam anlamıyla gölgede bıraktı. Zira ABD tahvil faizinin 3’ün üzerine çıkmasının ardından tüm dünya borsalarında panik satışlar vardı. Başta Asya borsaları olmak üzere satışlar dalga dalga tüm dünya borsalarına yayıldı. Başta gelişmekte olan ülke para birimleri olmak üzere pek çok para birimi de dolar karşısında değer yitirdi.
ABD tahvil faizinin yüzde 3’ün üzerine çıkmasının yanı sıra, ABD’de şirket kârlarına yönelik olumsuz beklenti de hisselerde ekstra satışa neden olan bir diğer unsurdu. ABD’li şirketlerin kâr artışlarında sona yaklaşılmış olabileceğine dair artarda gelen uyarılarının ardından hisse senetlerinde satış baskısı arttı. Önceki gün Wall Street’te sert düşüşler yaşanırken, dün vadeli işlemlerde de satıcılı bir açılış oldu. Dünya genelinde paranın güvenli liman olarak kabul edilen 10 yıllık ABD devlet tahviline yöneldiği, borsalarda satış eğiliminin ağır bastığı görüldü.
İthalat fiyatlarındaki yükseliş riski artırdı
Merkez Bankası, yılın 3’üncü Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında, “İthalat fiyatlarındaki yükseliş, riski artırdı” uyarısında bulundu. Açıklamada, “Enflasyon ve enflasyon beklentilerinin bulunduğu yüksek seviyeler fiyatlama davranışları üzerinde risk oluşturmaya devam ediyor. İthalat fiyatlarındaki yükseliş söz konusu riskleri artırdı. Bu çerçevede kurul, fiyat istikrarını desteklemek amacıyla ölçülü bir parasal sıkılaştırma yapılmasına karar verdi” denildi. TCMB, şu noktaların altını çizdi: “Enflasyon görünümünde baz etkisi ve geçici faktörlerden bağımsız, belirgin bir iyileşme ve hedeflerle uyum sağlanana kadar para politikasındaki sıkı duruş kararlılıkla sürdürülecek. Enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve diğer unsurlardaki gelişmeler izlenerek ihtiyaç duyulması halinde ilave parasal sıkılaştırma yapılabilecektir.”
‘Buradayım’ mesajı verdi
QNB Finans Yatırım Başekonomisti Burak Kanlı, Merkez Bankası’nın faiz kararının olumlu olduğunu, piyasa beklentilerinin de üzerinde olduğunu fakat önümüzdeki aylarda enflasyon bu seviyede devam ettikçe liradaki değer kaybının devam edeceğini vurguladı. Kanlı, “4.00 düzeylerine çekilen bir TL’nin ardından yıl sonunu yine 4.20’lerde hatta daha da yüksek düzeylerde kapatabiliriz” dedi.
Kanlı, faiz kararıyla ilgili olarak şunları kaydetti: “Merkez Bankası bu kararıyla aslında piyasalara ve yurt dışına şunu dedi: ‘Bundan sonra bir süre bana Merkez Bankası hamle yapamaz ya da yapsa da gecikir ya da yapsa da yetersiz yapar şeklinde gelmeyin’ demiş oldu. TL’de ekstradan bir Merkez Bankası kaynaklı zayıflığın önüne geçmek için alınmış bir karar. Gelişmekte olan ülke kurları yangın yerine dönmüş durumda. Bu kararın ardından neden lira olumlu tepkisini uzun süre devam ettiremeyecek diye sorulacaktır. Bunun yanıtı bizim de küresel dalgaya kapılmış olmamız.”
Sıkılaştırmadan kaçınmayacak
Halk Yatırım Araştırma Direktörü Banu Kıvcı Tokalı, Merkez Bankası’nın bekledikleri gibi GLP ile parasal sıkılaşmaya devam ettiğini belirterek, “Sadeleşme kararını, küresel normalleşmenin gelişen piyasalarda baskının daha yoğun hissedildiği ve global enflasyon baskılarının arttığı döneme bıraktığını düşünüyoruz” dedi. Enflasyon risklerine karşı hassasiyetin devam ettiğini vurgulayan Tokalı, Merkez Bankası’nın, küresel normalleşme baskısının arttığı ya da içeride enflasyon görünümünün daha da bozulması durumunda ek sıkılaşmaya gitmekten kaçınmayacağını hissettirdiğini söyledi.
Kısa vadeli bakmadı
DenizBank Yatırım Hizmetleri Grubu Stratejisti Orkun Gödek, piyasa beklentilerinin oluştuğu 50 baz puanın hafif üzerinde bir hamle olduğu için kararın, kısa vadeden ziyade seçim sürecinde oluşabilecek belirsizlik kaygılarına karşı TL cinsinden varlıklar için iyimserliğe ek koruma yarattığını söyledi. Gödek, “Bir sonraki PPK toplantısı Haziran’da olacağı için kendi iç gündemimiz kadar ABD Merkez Bankası ve Avrupa Merkez Bankası gibi küresel para politikalarına yön verici mecraların da beklentilerini fiyatlayabiliriz” dedi.