Gazete Vatan Logo
Ekonomi1400 derecede çalışıyoruz maaşımızı hak ediyoruz

1400 derecede çalışıyoruz maaşımızı hak ediyoruz

Mustafa Yıldız'ı Mercedes'inin başında tanıdık. Keyifli görünüyordu. Vallahi biz de keyiflendik... 82 model de olsa bir Türk işçisinin Mercedes'i oluyormuş diye. Üstelik gurbete gitmeden... Onunla sohbet ederken gözümüz yola kayıp durdu. Toyota, ardından Opel Astra... İçindekilerin hepsi Erdemir işçisi...

Ereğli, Türkiye'de benzeri olmayan bir ilçe... İşçiler Mercedes sahibi olabiliyor. Emekli olana kadar en az bir ev alabiliyor. Çocuklarını, rahatça üniversitede okutabiliyor... "Oh ne güzel, cennet gibiymiş Ereğli" demeyin hemen... Maaşlar gerçekten Türkiye ortalamasını en az üçe katlıyor ama, onlar bu maaşı alın terleriyle değil, vücutlarının her noktasından ter dökerek hak ediyor. Biz onları hayatlarının cennet kısmında gördük, zira fabrikaya girme şansımız olmadı. Sanmayın ki, fabrikada işçi güvenliği yok, ilkel bir çalışma ortamı var. Hayır, yönetim işçinin her türlü konforunu sağlıyor. Ama işin adı demir-çelik. Siz deyin kömür madeninde, biz diyelim gökdelen inşaatında çalışmak kadar zorlu... Üstüne üstlük Dante'nin cehennem tasvirleri gibi bir ortam... Ortalama sıcaklık 50 derece... Yüksek haddehanede işçilerin döktüğü erimiş çeliğin sıcaklığı tam 1400 derece... Allah korusun, elin değse buhar oluyor. Yani en gelişmiş teknoloji kullanılsa bile, hep kelle koltukta...

Haftanın beş günü kelle koltukta yaşayanlardan biri de çelik dökümde çalışan Mustafa Yıldız. Onu Mercedes'inin koltuğunda, afilli bir kıyafetle tanıdık. Keyifli görünüyordu... Vallahi biz de keyiflendik... 82 model de olsa bir Türk işçisinin Mercedes'i oluyormuş diye. Üstelik gurbete gitmeden. Sohbet ederken gözümüz yola kayıp durdu. Bir Toyota, ardından Opel Astra... İçindekilerin hepsi Erdemir işçisi...

Maaşlar bir ay dolu, bir ay boş!
"Türkiye'nin en şanslı işçileri sizsiniz herhalde" dedim. Şansını inkar edecek adam değil Yıldız, ama en azından nazar değmesin diye maaşını hak ettiğini anlatmak istedi. Öyle güzel anlattı ki, zaten biz size yukarıda aktardık. "Maaş ne kadar?" diye sordum... "l milyar 400 milyon" dedi. "Allah allah sanki daha fazla kazanıyorlardı" derken içimden, arkadaşlarından biri lafa karıştı. "Sade boşunu söyledin, dolusunu da söyle!" Meğer Erdemir'de maaşlar iki ayda bir yarım maaş ikramiyeliymiş. Yıldız, "Doğru, biz bir ay dolu bir ay boş maaş alırız. Bir ay l milyar 400 milyon, bir ay 2 milyar 100 milyon alıyorum" dedi. Yani

Yıldız'ın eline ayda ortalama l milyar 750 milyon lira geçiyor. Yıldız, babasından bu işi miras almış... Bu da Erdemir'in bir başka ilginç yanı. Bu fabrikada baba emekli oldu mu, oğullarından biri işi devralabiliyordu. Yani Yıldız, dört erkek kardeşinden daha şanslı. Zira diğerleri belki de üçte biri maaşa ilçede başka bir iş tutmak zorunda kalmış...

Yıldız, iki çocuk sahibi... O da Erdemir geleneğine uymaya kararlı. Gelenek şu: Her işçi tüm çocuklarını üniversitede okutuyor. Zaten Erdemir bunun yolunu açmış, çok iyi eğitim veren biri özel iki lisesi var. Eee para da var... Bir de o parayı kazanırken su gibi akıp, çeliğe düşen ter... Durum böyle olunca, her işçi and içermişçesine çocuğunu doktor, mühendis yapmak için çabalıyor. Onlar da yıllarca sel gibi ter dökmesin diye!

Ereğli araba doldu, bize iş yok!
Taksici Bahattin Ertürk, dertli. "32 senedir bu işteyim. Kazandığımla arabamın bakımını bile yaptıramıyorum. Erdemir'de çalışanlar iki senede bir altlarındaki arabayı değiştiriyor" diyor. "Eee" diye sorar gözlerle bakıyorum. Devam ediyor: "Eskiden taksi işi iyiydi. Bir Amerikalı mühendis vardı, hanımı Türk'tü. Onları Abant'a götürmüştüm Murat 124'le... Arabaları yoktu. Şimdi Ereğli'de İstanbul kadar araba var. Ama bize iş yok!"

Erdemir'de işe girmek için bakan torpili lazım!
Başbakan'ın "İçi pislik dolu" sözüne çok kızan oldu, ama Ereğli'de hemen herkes Erdemir'e girmek için torpil gerektiğini biliyor. Aslında ben de biliyorum. Bir gazeteci arkadaşımızın ballandıra ballandıra anlattığı bir hikayeden... Zamanında, enerji bakanını devreye sokup, kardeşine Erdemir'de iş bulmuş. Ona göre bir başarı öyküsü! Ama Türkçesi torpil... Üstelik Erdemir'de torpil için vekil falan yetmiyor, illa ki bakan rica edecek, hem de işçi kadrosu için bile. Eee maaş balı olunca, torpil de ballı olacak tabii...

Haberin Devamı