Uzmanlardan kritik uyarı geldi: Okul korkusu ve reddine neden oluyor
Milyonlarca öğrenci için ders zili çaldı. Uzun bir yaz tatilinin ardından okula geçiş süreci uyumu da zorlaştırıyor. Çocukların uyum sorunu uykudan, beslenmeye, oyun sürecinden televizyon izleme vakitlerine kadar pek çok şeyi baştan değiştirecek. Okul, sorumluluk ve düzeni getirirken yazın getirdiği rahatlığın yerini kuralların eşlik ettiği okul dönemi yer alacak. Aileler tatil sonrası rutine dönme konusunda endişe yaşarken uzmanlardan da uyarılar geldi. Uzman Psikolog Melis Tiftikci ve Diyetisyen Duygu Çiçek’le uyum süreci ve beslenme konusunda konuştuk. İşte okula dönüşü kolaylaştıracak ve beslenme düzeni oluşturacak tüyolar…
Yeni eğitim öğretim yılı başlarken okula dönüş döneminde hem aileler hem de öğrenciler rutine dönüş konusunda bazı zorluklarla karşılaşabiliyor. Okula dönerken yazın getirdiği rahatlık yerine, kuralların ve düzenin olduğu bir rutine bırakacak. Uykudan, beslenmeye, oyun saatlerinden televizyon izleme alışkanlıklarına kadar her şey yeni baştan şekillenecek. Bu yüzden okula dönüş hem çocuklar hem de ebeveynler için endişe verici olabiliyor. Uzmanlar okul reddine varabilecek katı kuralların uygulanmaması gerektiğini belirtiyor. Okul rutinine dönüşü Uzman Psikolog Melis Tiftikci ile günlük beslenme rutini ile ilgili de Diyetisyen Duygu Çiçek’le konuştuk.
OKULLAR BAŞLARKEN ADAPTASYON SÜRECİ ÖNEMLİ!
Yeni öğretim yılı başlarken, çocukların duygusal olarak nasıl hissettikleri önem kazanıyor. Çocuklarda okula adaptasyon sürecinin krize dönüşmemesi için okulun başlarında uyum sürecine katı yaklaşmamak gerekiyor. Okula adaptasyon sürecinin, okuldan önceki yaşam biçimi ve alışkanlıklarla çok ilişkili olduğunu belirten Uzman Psikolog Melis Tiftikci, aile içerisinde genel geçer bazı sınırların olması gerektiğini belirtiyor.
Tiftikci, “Evde hiç kuralların olmadığı, sınırların tutarlılıkla uygulanmadığı, her istediğini her an yapabilen ya da alabilen bir çocuk için kurallara uyması gereken okul ortamı pek tercih edilir bir konumda olmayabiliyor. Bununla birlikte bir önceki sene okula uyum sağlayabilen bir çocuk için tatilini nasıl geçirdiği ve okulların açılma tarihi yaklaşırken son haftalarını nasıl değerlendirdiği adaptasyon sürecinde yine belirleyici oluyor. Okul zamanında konulan ekran sınırları, uyku ve yemek yeme alışkanlıkları tatil döneminde esniyor ve bazı ailelerde tamamen ortadan kalkabiliyor. Öncelikle aile içerisinde genel geçer bazı sınırların olmasını önemsiyorum. Bununla birlikte yaz döneminde bu sınırların esnemesi de elbette ki mümkün. Bu esneyen sınırları eski halinde getirmek için ise adım adım ilerlemek hem çocuk hem de ebeveyn için daha rahat bir geçiş dönemi sağlıyor.” diyor.
“İLK GÜNDEN KURALLAR KOYMAYIN”
Okul sürecinin başında katı kuralların uygulanmaması gerektiğini belirten Tiftikci, ilk günlerde ailelerin olması gereken yaklaşımı konusunda ise şunları söyledi:
“Okul günlerinde olması gereken uyku ve yemek yeme düzenine okulun ilk gününde birdenbire adapte olmasını ya da son 1 hafta içinde her gece 23:00’de uyuyan çocuğumuzun bir anda 21:30’da uykuya dalmasını beklersek hayal kırıklığına uğrarız ve bunu öfkeyle dışa vurabiliriz ardından da pişmanlık ya da suçluluk duygusuyla karşılaşabiliriz. Bunun yerine adım adım, 15’er dakika daha erken yatarak, yemek düzenini her gün biraz daha okul düzenine benzeterek, ekran sürelerini adım adım kısarak çocuğumuzun okul ile başlayacak yeni günlük akışa adapte olmasına yardımcı olabiliriz.
Okula dönüşü teşvik etmek adına kırtasiye alışverişini birlikte yapmak, okul günlerinde onu nelerin bekleyeceğine dair keyifli sohbetlerin içinde bulunmak, çocuğun kafasında okula gittiğinde neler olacağına dair hiçbir soru işareti bırakmamak önemli. Özellikle küçük yaş gruplarında okula kim bırakacak, orada neler yapılacak, acıkırsa ya da tuvaleti gelirse kim yardımcı olacak, okuldan kim alacak ya da servisten indiğinde onu kim karşılayacak gibi tüm adımların zihninde net olduğundan emin olmamız gerekir. Anne-babaların kendi okul anılarını olumlu bir yaklaşımla paylaşmaları, bu konuda sohbetlere okul öncesinde daha fazla yer vermek ve bunu önemli bir olaydan ziyade güzel bir hayat akışı, olumlu bir gelişme olarak ele almak çocuğun da benzer bir yaklaşıma sahip olmasına yardımcı olur.”
OKULA DÖNÜŞ KAYGISI OLAN ÇOCUKLARA NASIL YAKLAŞILMALI?
Okula dönüş kaygısı yaşayan bir çocuğun duygularını anlamaya çalışarak ona eşlik etmek önem taşıyor. Bu süreçte öğrenci-öğretmen-veli iş birliğinin olmazsa olmaz olduğunun altını çizen Psikolog Melis Tiftikci, çocuğun duygularının küçümsenmemesi gerektiğini belirterek uyarılarda bulundu:
“Çocuğun kaygısını yok saymak, gereksiz bulmak, suçlamak, küçümsemek, bağırmak, aşağılamak hatalı olacaktır ve işleri daha da zorlaştırır. Bunun yerine çocuğun kaygısının arkasındaki sebebi anlamaya çalışmak asıl yapmamız gereken. Onu anlamak için yargılamadan dinlemek, yönlendirmeden duygularını kabul etmek ilk adımımız olabilir.
Çocuğun kaygı duymaması için okulda güvende hissetmesi gerekir. Bu güveni ona kazandırabilmek için okul dışında ebeveyne, okul içinde ise öğretmene görevler düşer.
Anne-babadan ayrılmak istemeyen bir çocuğu kesinlikle ağlayarak okula sokmayı önermiyorum. Çocuk, oraya güven duymadan zorla içeri sokulup ebeveyninden ayrı tutulmamalıdır. Bunun yerine, çocuk ayrılmaya hazır olana dek ebeveynin yanında olduğunu görmeli ve okuluna, öğretmenine güven duyarak ebeveynden ayrılmalıdır. Bu yöntemde süre çocuğa göre değişir. Kimi çocuk 1 haftada alışırken bir diğeri 4 haftada alışabilir. Acele etmeden, sabırla, onun hızına eşlik etmemiz olması gerekendir. Okula yeni başlayan bir çocuk için 1 ay, okula dönüş sürecindeki çocuklarda ise ilk 1 hafta benzer sıkıntılar yaşanması kabul edilebilir bir süreçtir. “
OKUL KORKUSU VARSA AİLELER NE YAPMALI?
Çocuklarda okula gitmek istememe, okulda yalnız kalamama durumu bazen ilk günlerden bazen de okula başladıktan bir süre sonra karşımıza çıkabiliyor. Uzmanlara göre, bu durum ile baş etmek için ilk yapmamız gereken yine çocuğun baş etmekte güçlük çektiği durumu ve ihtiyaçlarını anlamaya çalışmak olması gerekiyor. Psikolog Tiftikci, aşırı koruyucu olan ebeveynlerin çocuklarında daha sık karşılaşılan bir durum olduğunu dikkat çekti ve yapılması gerekenler konusunda şunları söyledi:
“Okula başlama ya da dönme süreci öncesinde ebeveynin ya da bakım veren diğer kişilerin bu konudaki tutumları, söylemleri çocuk üzerinde etkilidir. Eğer ki çocuğun okula başlaması anne ya da babayı endişelendiriyorsa bu kaygı çocuğa da hiç farkında olmadan aktarılır. Hatta bazen ebeveyn gündemin heyecanı ya da hayatın akışı içerisinde kaygısının o kadar farkında olmaz ki çocuğun korkuları üzerinde çalışırken kendisi bununla yüzleşebilir. O nedenle önce kendimize dönüp bakmamızı öneriyorum. Çocuğumuz okula giderken bizim içimiz rahat mı? Biz, kendimizi ve çocuğumuzu güvende hissettirebiliyor muyuz? Eğer ki bu konuda çözmemiz gereken meselelerimiz varsa önce bunların üzerinden çalışmamız gerekiyor. Biz evham yapmadığımızda çocuklarımız da daha huzurlu başlangıçlar yapabiliyorlar. Biz ayrılmakta zorlanmadığımızda onlar da bizden çok daha rahat ayrılabiliyorlar. Biz kendi duygularımızla baş etmeyi öğrendiğimizde çocuklarımızın da duygularını kontrol edebilmesi kolaylaşıyor."
OKUL REDDİ OLABİLİR!
Bazı çocuklar direkt okula gitmek istemediğini söyleyebildiği gibi kimisi de bunu bu kadar açık söylemese de “karnım ağrıyor”, “başım ağrıyor” gibi bahanelerle okula gitme sürecini ertelemeye çalışabiliyor. Bu durumun her yaş grubunda görülebildiğini belirten Tiftikci, okul reddinin nedenlerini sıraladı:
“Bunlardan bir tanesi ayrılık kaygısı. Okula başlamak anne-babadan ayrı kalmayı gerektiriyor ve bundan endişe duyabiliyorlar.
Bir diğer neden ailelerin yüksek beklentileri olabiliyor. Talepkar anne-babaların çocuk ne yaparsa yapsın daha fazlasını, daha yüksek skoru beklemesi ve çocuğun üstünde baskı kurması çocuğu okuldan uzaklaştırabiliyor. Bir çocuğun yeni deneyimlere açıklığı da bu anlamda etkili çünkü okula dönüş demek yeni bir sınıf, yeni bir yaşam akışı, yeni kurallar ve sınırlar demek. Yeniliklere açık olmayan, uyum sağlamakta güçlük çeken çocuklar için okula dönüş zorlu bir deneyim olabiliyor.
Eğer ki ev içerisinde önemli bir değişim dönemi söz konusuysa bu durumda da çocuklar evden ayrılmak istemeyebiliyorlar. Eve yeni bir bebeğin gelmesi, anne-babanın boşanma sürecinde olması, ev içerisinde çeşitli çatışmaların olması çocukta endişeleri arttırabiliyor ve okula gidip evden uzaklaşmak istemeyebiliyor. Elbette ki öğretmen ya da akranlarıyla ilişkilerindeki zorlanmalar, öğrenme ve konuşma bozuklukları da sayılabilecek diğer nedenler arasında.
Gördüğünüz gibi birçok nedeni olabiliyor. O nedenle çocuğumuzu anlamaya çalışmak, ona ılımlı yaklaşmak, onu her duygusuyla kabul etmek, yanında olmak bizim ebeveyn olarak görevimiz. Bununla birlikte onun okula adaptasyonunu zorlaştıran etmeni anladıktan sonra çözmemiz çok daha kolay olacaktır. Nasıl ki okula gitmek istemiyor diye bağırıp aşağılamıyorsak bunu evde geçireceği saatleri okuldan daha güzel hale getirerek de ödüllendirmemeliyiz. Okul döneminde ev; okuldan daha keyifli, cazip bir ortam konumunda olmamalıdır.”
BESLENME RUTİNİNE DÖNÜŞ SAĞLANMALI
Çocukların sağlıklı ve düzenli bir beslenme düzeni oluşturması, büyüme ve gelişmelerinin yanı sıra okul başarıları için de gereklidir. Özellikle kahvaltı alışkanlığı edinmek okul çağlarında önem taşıyor. Diyetisyen Duygu Çiçek, vücudun ihtiyaç duyduğu en gerekli besin kaynakları kahvaltıda karşılandığını dikkat çekerek, “Peynir, ekmek ve yumurta da çocuk kahvaltısının temelini oluşturur. Bu nedenle çocuğa seveceği krep ya da krep formunda tostlar hazırlanabilir. Çocuğun kahvaltı yapamadığı zamanlarda ise peynirli küçük bir sandviç hazırlanabilir. Çocukların kahvaltıda tüketeceği içecek ise süt olmalıdır. Çocuk süt tüketmiyorsa içine bal, pekmez veya 1 tatlı kaşığı kakao da konulabilir. Çocuğun vitamin ihtiyacını karşılayabilmesi için sebzelerden en az 2-3 çeşit, meyvelerden de 3-4 çeşit tüketmesi önerilir. Çocukların besin ihtiyaçlarının doğru karşılanması, fiziksel gelişimleri kadar akademik başarı ve zihinsel gelişimleri için de gerekir. Okul çağındaki çocuklara özellikle yağlı tohumlar sınıfındaki fındık, ceviz ve badem mutlaka verilmelidir. Bu kuruyemişler çocuğun okul başarısını olumlu etkileyeceği gibi gün içerisinde gerekli olan enerji ihtiyaçlarını da karşılar. Balık sezonunun açıldığı şu günlerde de taze balıkların haftada 1-2 kez tüketilmesi gerekir. Yanında bol salata da unutulmamalıdır.” dedi.
OKULA GİDEN ÇOCUKLAR İÇİN ÖRNEK BESLENME MENÜSÜ
Diyetisyen Duygu Çiçek, okula giden çocuklar için örnek beslenme menüsü hazırladı.
SABAH;
Peynirli omlet
Yeşil zeytin
Bal
Söğüş sebze
Süt
KUŞLUK; Kahke + Ayran
ÖĞLE;
Kıymalı karnabahar
Domates soslu makarna
Yoğurt
Salata
İKİNDİ;
İncirli kurabiye
Taze sıkılmış meyve suyu
- Çocuğum okula gitmek istemiyor
- Okula gitmek istemeyen çocuk
- Okul korkusu
- Okul korkusu olan çocuk
- okula uyum süreci
- Okul için beslenme
- okula uyum sürecini kolaylaştırmanın yolları
- okulun ilk günleri
- Çocuğum okula gitmek istemiyor ne yapmalıyım
- Okula gitmek istemeyen çocuğa nasıl davranmalı
- Okul korkusu olan çocuğa ne yapmalı
- okullar
- okul reddi