TEOG sistemi sınavı geçebildi mi?
Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş, TEOG sınavı bitti ancak tartışmaları devam ediyor. Bazı veliler yeni sistemi eleştirirken MEB’in hazırladığı TEOG raporu hedeflerin tuttuğunu gösteriyor. Peki, sınav gerçekten geçer not aldı mı? TEOG’un avantajları ve dezavantajları ne idi? Bu soruları Koray Varol Akademi’nin Kurucusu Eğitmen Koray Varol Yanıtladı…
Bu sene ilk kez uygulanan Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş, TEOG sınavının sonuçları geçtiğimiz günlerde açıklandı. Kimi veli ve öğrenciler yeni sınav sisteminin işleyişi ve yerleştirme sonuçlarından memnun kalmazken bazı veliler sisteme geçer not verdi. Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) yeni sistem üzerine hazırladığı çalıştay raporu ise sistemin bir önceki uygulamalara nazaran daha başarılı olduğunu ortaya koydu.
MEB’in TEOG hakkında hazırladığı raporda uygulamanın ilk yılı olmasına rağmen, pek çok hedefe ulaşıldığı bilgisi dikkat çekti. Rapora göre, TEOG sisteminin öğrenci başarısını daha doğru ölçtüğü görüşüne, resmi okul katılımcılarının yüzde 71'i, özel okul katılımcılarının ise yüzde 44'ü olumlu yanıt verdi. Raporun hazırlanmasına destek olan resmi okul katılımcılarının yüzde 75'i, özel okul katılımcılarının yüzde 55'i ise yeni sistemin öğrenciler üzerindeki baskı ve stresi azalttığını belirtti.
Peki, uygulamaya konulduğundan bu yana pek çok tartışmaya konu olan TEOG sınavı gerçekten de başarılı bir sınav sistemi mi?
Koral Varol Akademi’nin Kurucusu Koray Varol’a göre TEOG sistemi öğrenci başarısını eski sistemlere nazaran daha iyi ölçümleyebiliyor. Sınavların parça parça ve aralıklarla yapılması öğrencilerin sorular üzerindeki hâkimiyetini artırdığı gibi başarı oranını da yükseltiyor.
Sınavın her iki dönemde de altışar test şeklinde olmasının ve önceki senelerde puanlamaya dahil olmayan okul başarı notlarının sonuçlara belli bir oranda katkı sağlamasının sistemi güçlendirdiğini anlatan Koray Varol TEOG’un daha doğru bir değerlendirme yaptığı görüşünde. Varol, “Yeni sınav sistemi bir parça daha baskı ve stresi azalttı diyebiliriz. Sınavın tek sınavdan 12 sınava çıkması ve öğrencilerin kendi okullarında sınava girme avantajı çocuklarımızın yaşadığı stresin dozajını biraz daha düşürdü. Sınav sürelerinin uzatılması, zaman baskısını azaltıp öğrencinin soruyla daha rahat uğraşmasına katkı sağladı” dedi.
“Yeni sistem okulun önemini de artırdı” diyen Varol, “Daha önceki sistemde sınav matematik, Türkçe, fen, sosyal ve İngilizceyi ölçerken şu an matematik, Türkçe, fen, İngilizce, sosyal ve din kültürü ve ahlak bilgisi sınavlarıyla ölçüm yapılıyor. Bu durum okulun ve derse devamın önemini biraz daha artırıyor. Başka bir değişken ise sonuçlara eklenen okul başarı puanları oldu. Yılsonu puanları sınava direk eklendiği için öğrenciler okul puanları için de çok çalıştı. Sistem ayrıca öğretmenlerin rolünü daha etkin kıldı. Tüm yılın ortalamasının katılması ve 12 ayrı sınav yapılması öğretmenlerin daha aktif olmasına katkı sağladı” dedi.
Tercih süreci yanlış yönetildi…
Sitemin avantajlarının yanı sıra dezavantajlarının olduğunu da anlatan Koray Varol, özellikle tercih sürecinin iyi yönetilemediğinin altını çiziyor. Varol, “Sistemin ölçümleme başarısı iyi olmasına rağmen okullara yerleştirme süreci çok iyi yönetilmedi. Daha önceki yıllarda kayıt için diploma gerekirken bu yıl gerekli olmaması bir kaç okula kayıt yaptırmayı mümkün kıldı. Daha önceki yıllarda sıralamaların biliniyor olması belli bir rahatlık sağlıyordu. Bu sene sıralamalar bilinmiyor. Bu belirsizlik kaygıları artırıyor. Her yeni sistemde farklı uygulamalar bazı zorluklar yaratır. Bunlara karşı önlem alınması birçok insanın daha rahat olmasını sağlayacaktır” dedi.
Okul puanlarının eklenmesinin eğitim kurumları arasındaki değerlendirme mekanizması farklılıkları nedeniyle bazı sıkıntılara neden olduğunu anlatan Varol, “Sistemin dezavantajları da yok değil. Örneğin, yanlışın doğruyu götürmemesi sınav içinde öğrencinin bilmeden soruları işaretlemesini kolaylaştırıyor. Bu durum genel başarı sıralamasında önemli sapmaların yaşanma ihtimalini artırıyor. Ayrıca okulların not değerlendirme mekanizmasının standart olmaması ne yazık ki bazı sıkıntılara neden olabiliyor” dedi.
Üniversiteye geçiş için de uygulanabilir mi?
Bu sınav sisteminin üniversiteye giriş için de uygulanabileceğini ancak henüz olgunlaşma dönemindeki bir sistem için bunları konuşmanın erken olduğunu anlatan Varol, “Sistemi üniversiteye girişte uygulamayı düşünmek için daha çok erken. Önce güçlendirilmesi ve eksiklerinin giderilmesi gerekli. Ancak uygulama sayısı arttıkça hatalar görülüp, sistem daha iyi bir hale getirdikten sonra üniversiteye geçiş için de kullanılabilir” dedi.