'Öğrenciler tercihte puan değil sıralamayı ölçü almalı'
Uzmanlar öğrencileri bölüme göre üniversite seçmeleri ve puana değil sıralamaya göre tercih yapmaları konusunda uyardı.
Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi'nce (ÖSYM) yayımlanan Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) kılavuzuna göre, 7-14 Ağustos'ta yapılacak tercihlere ilişkin uzmanlar, öğrencileri bölüme göre üniversite seçmeleri ve puana değil sıralamaya göre tercih yapmaları konusunda uyarıyor.
Öğrencilerin prestijli bölümler yerine yapmaktan keyif alacakları meslekleri seçmeleri gerektiğini belirten uzmanlar, hayatın sorumluluğunu almak için ailesinden uzakta üniversite okumaları, becerilerini kullanabilecekleri ve topluma katkıda bulunabilecekleri meslekler seçmeleri gerektiğine işaret ederek, böylece yaptıkları işten mutluluk duyan insanların sayısının artacağını vurguluyorlar.
"Öğrenciler güçlü yanlarını ortaya çıkaracak meslekler seçmeli"
Eğitim Bilimci ve Yazar Dr. Özgür Bolat, üniversite tercihlerine ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, öğrencilerin üniversite tercihi yaparken ailelerinin isteğine uygun, geleceğin mesleği, en çok kazandıran meslek gibi birçok farklı ölçüt kullandığını fakat bu ölçütlerin yanlış olduğunu belirtti.
Doğru ölçütleri anlamak için mesleğinde zirveye ulaşmış ve topluma katkıda bulunmuş kişilerin özelliklerinin incelenebileceğinin altını çizen Bolat, mesleğinde zirveye ulaşmış ve topluma katkı sağlayan insanların güçlü yanlarını hayata geçiren insanlar olduğunu ve bu yüzden öğrencilerin güçlü yanlarını ortaya çıkaracakları bölüm seçmeleri gerektiğini söyledi.
Güçlü yanlarını keşfeden öğrencinin daha sonra neyi yapmaktan heyecan duyduğunu sorgulaması gerektiğini belirten Bolat, öğrencilerin yapmaktan keyif aldıkları mesleklere yönelmeleri ve ona göre bölüm seçmeleri gerektiğini dile getirdi.
"Mesleğin kişisel hedefler için seçilmesi yanlış"
Bolat, bölümün algısına ve statüsüne göre bölüm seçilmemesi gerektiğini vurgulayarak, şu bilgileri verdi:
"Türkiye'deki diğer bir sorun da mesleklerin, kişisel hedefler için seçilmesi. Bu yanlış değil ama mesleği toplumsal katkı alanı olarak görenler mesleklerinden daha çok haz alıyor. Mutlu ve anlamlı bir yaşam için toplumsal katkı olmazsa olmaz. Meslekleri aynı zamanda toplumsal katkı alanı olarak görmeli ve ona göre karar vermelisiniz. Mesela, prestij ve para için tıp fakültesini seçen öğrenciyle, toplum sağlığını iyileştirmek amacıyla tıp fakültesini seçen öğrencinin hedefleri ve üniversite hayatı çok farklı olacaktır. Para kazanmak için hukuk fakültesini seçen öğrenciyle, toplumsal eşitsizliği düzeltmek için hukuk fakültesini seçen öğrenci de dünyaya çok farklı bakacaktır."
"Üniversite seçiminizi bölüme göre yapmalısınız"
"Üniversite mi bölüm mü seçilmeli?" konusunda öğrencilerin ikilem yaşadığını aktaran Bolat, tercih yapacak öğrencilere şu önerilerde bulundu:
"Üniversite seçiminizi bölüme göre yapmalısınız. İyi bir üniversitede istemediğiniz bir bölümü okursanız, okuldan keyif almanız çok zor. Çağımız, uzmanlık çağı. Sadece istediğiniz bölümü seçerek, güçlü yanlarınızı hayata geçirip, yaptığınız işten keyif alarak uzmanlaşabilirsiniz. Tabii ki girişimci olmak istiyorsanız, üniversite bölümden daha önemli olabilir. Bazı üniversiteler çok daha iyi öğrenme ortamları, ekosistemler ve gelişim imkanları sunuyor. Bu tamamen sizin gelecekteki amacınıza bağlı. Gelecekteki gözde meslekleri düşünüp ona göre seçim yapmanıza gerek yok. Geleceğe göre çocuğu değil, çocuğa göre geleceği şekillendirin. Siz kendi geleceğinizi yaratın."
"Ailenizin istediği mesleği değil, kendi istediğinizi seçmelisiniz"
İş garantisine göre seçim yapıldığında bireyin sevmediği bir işi ömür boyu yapmak zorunda kaldığına işaret eden Bolat, iş yaşamındaki verimsizliğin en temel sebebinin bu olduğunu söyledi.
Eğitim Bilimci Bolat, ailelerin genelde çocuklarının prestijli ve iş garantisi olan mesleklere yönelmelerini istediklerini aktararak, sözlerini şöyle tamamladı:
"Ailenizin istediği mesleği değil, kendi istediğinizi seçmelisiniz. Ama sık sık şöyle bir sıkıntıyla da karşılaşıyorum. Öğrenci ailesinin istediği mesleği istemiyor ama kendisi de ne okumak istediğini tam olarak bilmiyor. Böyle bir durumda, aileyle diyalog içinde karar vermelisiniz. Öğrencilere, mümkün olduğu kadar aileden uzak bir şehirde okumalarını öneriyorum. Eğitim, aynı zamanda sorumluluk alma, öğrenme, ve ayaklarının üzerinde durma sürecidir. Aileden uzakta okumak size bunları öğretecektir."
"Öğrenciler tercih yaparken puanları değil sıraları ölçü almalı"
Tüm Özel Öğretim Kurumları Derneği (TÖDER) Başkanı ve Eğitimci İbrahim Taşel de değişen sınav sisteminin sınavların içeriğinde ve puanlama sisteminde de değişikliklere neden olduğunu söyledi.
Önceki yıllarda Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) olan puan türünün yerini Temel Yeterlilik Testi'nin (TYT) aldığını hatırlatan Taşel, "Bu puan öncelikle baraj niteliğinde. Ayrıca ön lisans bölümlerine ve Özel Yetenek Sınavı'yla öğrenci alan fakültelere bu puanla yerleştirme yapılacak. Geçen yıllardaki Lisans Yerleştirme Sınavı (LYS) puanlarının yerini de sayısal, sözel ve eşit ağırlık puan türleri aldı. TYT de 180 barajını geçen adayların bu puan türleri de hesaplandı. Aslında yeni sistem eskiye göre daha da sadeleşti." bilgisini verdi.
Bu yıl öğrencilerin tercihlerini daha dikkatli yapması gerektiğinin altını çizen Taşel, şunları kaydetti:
"Öğrenciler tercih yaparken puanları değil de elde ettikleri sıraları ölçü almalıdır. Geçmiş yıllara göre çok sayıda puan türü birleştirildiği için sıralarda da değişme olacaktır. Özellikle sayısal tercihi yapacak çok sayıda adayın eşit ağırlık puanları da hesaplanmış ve bu durum eşit ağırlık tercihi yapacakların sırasını geriletmiştir. Aynı durum sayısal ve sözel puanları için de geçerlidir. Bu nedenle adaylar sıralama aralıklarını daha geniş seçmelidirler."