Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, AA Editör Masası toplantısında eğitim ile ilgili soruları yanıtladı ve değerlendirmelerde bulundu.
"Eğitim demokrasiyle çok yakından ilgili"
Bakan Selçuk, "Elimizdeki bütün verilerin rahatlıkla kurulabileceği dijital bir ağ kuruyoruz. 2023 ile yapılan bütün faaliyetlerle ilgili eş zamanlı bir çalışma yürüyor. Genel olarak baktığımızda fazlasını yapıyoruz. Çünkü bizim eksik bulduğumuz işler var onları tamamlayarak gidiyoruz. Eğitim demokrasiyle çok yakından ilgili. Eğitimde güçlü bir beklenti varsa o zaman yerel seçimlerde bize destek olunması gerektiği çok açık." dedi.
Milli Eğitim Bakanı Selçuk, Öğretmenlik Meslek Yasası ile ilgili hazırlıkların tamamlandığını bildirdi.
"Bakanlığımızın yapay zeka stratejisi bir ay içinde çıkacak"
Bakanlığın yapay zeka stratejisinin bir ay içinde çıkacağını belirten Selçuk, "Bu strateji ile ilgili dijital altyapı kuruyoruz." ifadesini kullandı.
"Destek kurslarının iyileştirilmesiyle ilgili çok yönlü bir modelleme çıkardık"
Milli Eğitim Bakanı Selçuk, dershanelere ilişkin şunları kaydetti:
"Okullarımızda bu ihtiyaç nasıl giderilir ile ilgili bir çalışmamız var, bu bitti. Mevcut okullarımızdaki destek kurslarının iyileştirilmesiyle ilgili çok yönlü bir modelleme çıkardık. Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatı sonrasında bizim için önemli olan şey, mevcut durumdaki ihtiyaçları tümüyle tatmin etmek."
"Tüm derslere ilişkin video kütüphanesi oluşturuyoruz"
Selçuk, "Tüm derslere ilişkin video kütüphanesi oluşturuyoruz. Çok yetkin öğretmenleri seçiyor, yıl boyunca var olan içerikleri sunmasını istiyoruz. Ücretsiz olarak, mobil olarak, bir IP tv üzerinden ya da başka yerden, bunun senaryoları hazırlandı. Bunu ortaöğretimin iyileştirilmesi meselesi olarak görüyoruz." diye konuştu.
En iyi soru hazırlayan ekibiyle çalışıyoruz .Çocuğun karşılaşabileceği en iyi dersleri hazırlıyoruz.
"Okula başlama yaşında 69 ayı başlatacağız"
Okula başlama yaşıyla ilgili Selçuk, "Çağ nüfuslarını net ayırabilelim diye 69 ayı önümüzdeki yıl gerçekleştirmiş olacağız." dedi.
Hiç okula gidemeyenlere okul öncesi paketi
Selçuk, "Hiç okula gidemeyenlerin evine okul öncesi paketi anlamında nasıl destek veririz ile ilgili paketler hazırladık, süreç devam ediyor." ifadesini kullandı.
"Merdivenaltı dersaneler takibat sistematiğine tabi tutulacak"
Merdivenaltı dersaneler konusuna değinen Bakan Selçuk, "Bu, idare ya da ceza hukukunun konusu olarak bir takibat sistematiğine tabi tutulacak." açıklamasında bulundu.
"Okul profili çalışması 13 Mart'ta kamuoyuna tanıtılacak"
Milli Eğitim Bakanı Selçuk, okul profili adlı çalışmanın 13 Mart'ta açıklanacağını ve kamuoyuna tanıtılacağını bildirdi.
"Öğretmenlere yan alanlarda sertifikalar vereceğiz"
Selçuk, "Üniversitelerle yaptığımız anlaşmalarla öğretmenlere yan alanlarda sertifikalar vereceğiz. Öğretmenlerimizin açıkta kalması söz konusu değil." ifadelerini kullandı.
"Amaç okulların ilerlemeleri hususunda farkındalık oluşturmak"
Okul profili konusunu açıklayan Selçuk, "Amaç hiçbir okulu birbiriyle yarıştırmak değil sadece kendi ilerlemeleri hususunda bir farkındalık oluşturmak. Bütün okullar iyi ya da kötü derken neye göre iyi ya da kötü, bunun akademik temelini kuruyoruz." dedi.
Selçuk, hayırseverlerin okullara yaptırdıklarının okulun web sayfasından izlenmesine imkan sağlayacak yazılımın nisanda hizmete gireceğini bildirdi.
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, dershanelere ilişkin, "Okullarımızda bu ihtiyaç nasıl giderilir ile ilgili bir çalışmamız var, bu bitti. Mevcut okullarımızdaki destek kurslarının iyileştirilmesiyle ilgili çok yönlü bir modelleme çıkardık." dedi.
Türkiye'deki okullarda öğrenme düzeyleri arasında yüksek fark olduğuna değinen Selçuk, iyi imkanlara sahip olan ve olmayan okullar arasındaki farkın fazlalılığına ve bunun azaltılması gerektiğine vurgu yaptı. Selçuk, aksi halde kamuoyunda "Şu okula gitmek istiyoruz." düşüncesiyle belli okulların işaret edileceğini, bunun da sınav ihtiyacını ortaya çıkaracağını ifade etti.
Selçuk, "Bu fark azalmazsa sınav ve sınav baskısı azalmaz. Okullardaki öğrencilerimizin öğrenme farklılıkları arasında yüzde 30'un üstünde fark var. Bu fark azalmazsa o fark da azalmaz. Bizim işimiz bu farkı azaltmak. Biz bunu yapıyoruz ve azaltmaya başlıyoruz." diye konuştu.
Farkı azaltmak için "regülasyon politikası" uyguladıklarını aktaran Selçuk, "Mevcut durumda yapılabilecek işler var ama onlar henüz yapılmadığı için bu düzenlemeler olduğunda bu fark zaten kısmen azalacak. Bir kısmı yatırım bütçesiyle ilgili. Belli yatırım politikaları uygulanmazsa bu fark azalmaz. Bu kısımla ilgili de genel ekonomik durum çerçevesinde değerlendirmeler yapıyoruz." dedi.
"Her bir öğrenciye rehberlik yapılıyor"
İyileşmeye paralel olarak dershane talebinin azalacağını vurgulayan Selçuk, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Okullarımızda bu ihtiyaç nasıl giderilir ile ilgili bir çalışmamız var, bu bitti. Mevcut okullarımızdaki destek kurslarının iyileştirilmesiyle ilgili çok yönlü bir modelleme çıkardık. Bu öğretmenlerimizin birtakım eğitimleri alması, kendi okulunda değil de başka okulda derse girmesi, kaynak ihtiyacının temin edilmesi, bu öğretmenlerimize soru ve benzeri konularda sürekli olarak destek verilmesi, ulusal deneme sınavları yapılması, yazılım marifetiyle her çocuğun düzeyinin belirlenmesi... Bu düzey belirlendikten sonra çocuğa özgü kişisel olarak yazılım, bir yıllık yol haritası çıkarıyor. 'Hangi hafta neyi yaparsan hangi puanı alırsın' diyor. Program, bunu anlık olarak dönüştürüyor. Diyelim ki
çocuk az çalıştı, program, 'bu hızla gidersen şu olur.' diyor. Çocuk belirli konuyu yapamadı soru çözerken, yazılım şunu yapıyor, 'Sen bunu geçen seneki yedinci ünitedeki eksikliğinden dolayı yapamıyorsun'. Bunu onun önüne hazır getiriyor. O konuyu çalıştırıyor çocuğa, çağrı merkezi vasıtasıyla velilere destek olunuyor. Her bir öğrenciye rehberlik yapılıyor."
"Tüm derslere ilişkin video kütüphane oluşturuyoruz"
Öğrencilerin çok sevdikleri bazı derslerin öğretmenlerini seçtiklerini belirten Selçuk, "Onlarla tüm derslere ilişkin video kütüphanesi oluşturuyoruz. Türkiye'nin çok yetkin öğretmenlerini seçiyoruz. Diyelim ki fizik konusunda, onun bütün yıl boyunca var olan içerikleri, müfredatı sunmasını istiyoruz. Herkese bir fırsat eşitliği sağlıyoruz. Bu videolar şu anda hazırlanıyor. Biz bunu herkese ücretsiz açacağız. Mezunlar, vatandaşlar... Ücretsiz olarak, mobil olarak, bir IP tv üzerinden ya da başka yerden. Bunun senaryoları hazırlandı. Bunu ortaöğretimin iyileştirilmesi meselesi olarak görüyoruz." ifadelerini kullandı.
Selçuk, çocukların buna ihtiyaç duyma nedenlerine ilişkin ise şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bu ihtiyacı biz yok sayamayacağımıza göre biz bunu nasıl doyuracağız. Biz bunun sahici karşılığını veriyoruz. Çocuğa hafta sonu sadece 'kursa git' biçiminde değil de istersen mobil, istersen video kütüphanesi olarak, istersen kaynak olarak, istersen okulunda ders olarak ama sana rehberlik ederek, ailenle temas ederek, senin devamını, devamsızlığını izleyerek... Bunu bir ekosistem üzerinden ve Türkiye'nin en iyi soru hazırlayan ekibiyle çalışıyoruz. Bir akademik kurulla beraber çalışıyoruz. Çocuğun karşılaşabileceği en iyi içerik ve dersler. Bunların hepsi yükseköğretime oryantasyon da olmalı. Aksi takdirde biz bunu sadece bir dershane meselesi olarak görürüz. Bunu çocuğun çok yönlü gelişmesi olarak değerlendiriyoruz."
"Ciddi bir izleme, değerlendirme sistemi kurduk"
Merdiven altı dershane uygulamaları konusunda nasıl bir denetim mekanizmasının işletildiğine yönelik soru üzerine Selçuk, "merdiven altı" diye tabir edilen şeyin, sistemden bağımsız her zaman var olduğunu söyledi. Merdiven altı olmakla yapılan bu iş arasında doğrusal bir ilişkinin değil dolaylı bir ilişkinin olduğunu ifade eden Selçuk, şunları kaydetti:
"Bunun ne şekilde olacağı, nasıl olacağı elbette bir tahmin gerektiriyor. Tahminlerimiz var. Bu konuyla ilgili Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatı sonrasında bizim için önemli olan şey, mevcut durumdaki ihtiyaçları tümüyle tatmin etmek ve geri kalan istisnai durumları, diyelim ki merdiven altı ya da başka türlü, bu idare hukukunun ya da ceza hukukunun konusu olarak bir takibat sistemine de tabi tutulacak. Henüz daha netleşen bir durum söz konusu olmadığı için bu bir kabine meselesi. Sadece Milli Eğitim Bakanlığının kendi başına karar verebileceği bir konu değil. Bununla ilgili çok ciddi bir izleme, değerlendirme sistemi kurduk. Hayata geçirmek için bekliyoruz. Bunun nasıl olacağına ilişkin ayrıntıları ileride vereceğiz. Velilerimizin şunu çok iyi bilmesi gerekiyor. Bu konuyla ilgili çalışmalarımız çok yoğun olarak sürüyor. Bir mağduriyet yaşamamaları için de tedbirli olmaları yönünde fayda var."
"Çocuğu tanımalıyız"
Selçuk, ders çeşitlerinin ve saatlerinin azaltılmasına yönelik çalışmanın hangi aşamada olduğuna ilişkin soruyu şöyle yanıtladı
"Ders çeşitlerinin ve saatlerinin azaltılmasının dünyadaki genel eğilimlerle de ilgili olduğunu, Anglosakson dünyasında lisede ve ortaöğretimde 5-6 dersin olduğunu görüyoruz. Bizde aynı yaşta 16-17 dersin olduğunu görüyoruz. Bir çocuğun bu kadar çok dersle muhatap olması ve derinlemesine bu dersleri içselleştirme ihtimali söz konusu değil. Bütün dünya bunu böyle yaparken biz neler yapılabiliriz diye baktığımız da yapmak istediğimiz şu; bir çocuğu önce tanımak zorundayız. Lise sona gelmiş bir çocuğun 'Acaba neyi seçsem? Acaba ben neye uygunum? Acaba hangi bölüm bana daha iyi gelir?' endişeleri varsa eğer yaptığımız rehberliğin güçlendirilmesi gerektiğini gösterir. Çocuğu tanımalıyız. Bununla ilgili özellikle mesleki eğimde bir set hazırladık. Bu set yaklaşık 1,5 saat süren bir testle çocuğun mesleki eğitimin hangi ana yada alt dalına uygun olduğunu gösteren bir test."
Bu testin çok sayıda beceriyi kapsadığını ve bu sayede öğrencilerin daha iyi tanınacağını belirten Bakan Selçuk, "Bizim üniversite seviyesinde Türkçe eğitimi vermemizin temel sebebi de budur. Çocuklar en alttan beri daha yetkin gelse yukarıda bu ihtiyaçlar kalkacaktır." dedi.
Norm kadro konusunda çıkabilecek fazlalığın kağıt üzerinde bir fazlalık olacağını söyleyen Selçuk, "Hiç bir öğretmenimizin boşta kalması asla söz konusu değil. Üniversitelerle yaptığımız anlaşmalar var, öğretmenlerimize yan alan ve sertifikalar vereceğiz. Çift ana dal, yan dal gibi uygulamalar bütün dünyada olduğu gibi Türkiye'de de var. Böyle bir imkanı öğretmenlerimize sunmak için YÖK ve üniversite rektörlerimizle görüştük. Daha çok öğretmene ihtiyacımız varken öğretmenlerimizin boşta kalması gibi bir şey söz konusu değil." ifadelerini kullandı.