MEB harekete geçti! Yeni dönem başlıyor...
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, "Rehberlik sisteminde Türkiye'de artık öğrencilerin nasıl yönlendirilmesi gerektiği, bunun için araç, gereç, test, ölçek nelerin yapılması gerektiği hepsi çok açık ve net şekilde ortaya konulmuş durumda. Bundan sonra işi takip etmek ve performansı ortaya koymak kalıyor" dedi.
Bakan Selçuk, Meyra Palace Hotel'de düzenlenen ve MEB ve UNICEF iş birliğinde yürütülen Rehberlik Araştırma Merkezleri'nin Kapsayıcı Eğitim Hizmetleri Sunma Açısından Kapasitesinin Güçlendirilmesi (RAMKEG) Projesi Tanıtım ve Bilgilendirme Toplantısı'na katıldı.
Selçuk, buradaki konuşmasında Türk eğitim tarihi açısından önemli adımların atıldığı bir toplantının düzenlendiğini ifade etti.
Çocukların yönlendirilmesi ve rehberlik çalışmalarına ilişkin güçlü bir alt yapının kurulmasının Türkiye'deki her kesim tarafından büyük bir beklenti olduğuna işaret eden Selçuk, "Rehberlik ve araştırma merkezlerimizdeki rehber öğretmenlerimizin donanım olarak, eğitsel olarak her türlü ihtiyaçlarının karşılanması oldukça önemli. Bu yönlendirmenin yapılabilmesi, ciddi anlamda yazılımsal ve donanımsal bir alt yapıyı gerektiriyor. Bu çalışmanın da önemi buradan geliyor. Bu çalışmayla birlikte bütün rehberlik ve araştırma merkezlerimizin alt yapısının güçlendirilmesi, burada çalışanların yetkinliklerinin artırılması ve bir yazılım desteğiyle veriye dayalı yönetim söz konusu olabilecek." diye konuştu.
2023 Eğitim Vizyonu'nda rehberlik hizmetlerine yönelik ciddi bir beklentinin bulunduğuna değinen Selçuk, "Bu beklentinin bugün karşılanıyor olması benim açımdan çok değerli." dedi.
E-rehberlik sisteminin kurulmasının veriye dayalı yönetim açısından önemine vurgu yapan Selçuk, şu bilgileri verdi: "Hangi öğrencinin hangi yeteneği, hangi projesi, ne şekilde, ne zaman yapıldı? Yıllar itibarıyla her bir öğrencinin izlenebilmesi için bütün bu çalışmaların ne şekilde ortaya konulacağının kayıt altına alınması lazım. Bir öğrenci, başka bir şehre gitse bile o öğrencinin geçmişteki bütün becerilerinin, projelerinin, ilgisinin, yeteneğinin hangi alanlarda olduğunu bilebilmeliyim. Bunu sağlayan bir e-rehberlik alt yapısı var. Bu dijital alt yapı sayesinde çocukların yıllar itibarıyla bütün öğrenim hayatı boyunca izlenmesi, değerlendirilmesi ve geliştirilmesi için bir yol haritası koyabilme imkanı doğuyor. Bir öğrencinin geçmişte hangi aşamalardan geçtiğinin izlenebilmesi ve öğrencinin tanınması açısından gerek uzmanlara, gerek rehber öğretmen arkadaşlarımıza, velilerimize çok ciddi bir kaynak ortaya çıkıyor ve bu birikimlilik üzerine yıllar itibarıyla tüm öğrencilerin nasıl bir donanıma sahip olduğu ve olacağı konusunda bir öngörü de geliştirmiş olacağız."
"Psiko-sosyal destekte içerikler yenilendi"
Bakan Selçuk, öğrencilere psiko-sosyal desteklerin sağlanması konusunda da açıklamalarda bulundu.
"Afete hazırlıklı olunmalı", "eğitim çalışması yapılmalı", "çocukları bu tür deneyimlerle karşılaştırmalıyız" gibi temennilerin hep söylendiğini ancak bunun hayata geçirilmesi için Türkiye'deki değişimlerin dikkate alındığı yeni bir perspektifin söz konusu olması gerektiğini bildiren Selçuk, şu değerlendirmede bulundu: "Psiko-sosyal destekler için öğretmenlerin, velilerin birkaç dilde bilgilendirilmesine alt yapı sağlayan ve erişimi kolaylaştıran ve her ilde Türk, Suriyeli ve diğer çocukların takibi açısından ve onlara uygulanabilecek destek çalışmaları açısından müthiş bir alt yapı sağlanıyor. Yenilenen içeriklerle dünyayla eş zamanlı bir şekilde afetlere hazırlık, sosyal destek becerileri çalışmalarımızı yürütüyoruz." MEB Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğünün, akademisyenlerin ve öğretmenlerin bu konu üzerinden 6 aydır çalışma yürüttüğünü aktaran Selçuk, ayrıca yapıcı çalışmalar yürüttükleri UNICEF ile de önemli iş birlikleri yürüttüklerini ifade etti.
Bu çalışmaların hayata geçirilmesi için il ve okul müdürlerinin, öğretmenlerin desteğine ihtiyaçları bulunduğunu anlatan Selçuk, "E-rehberlik sisteminin yaygınlaştırılması ve psiko-sosyal destek konuları çok ciddi takip gerektiriyor." dedi.
Bakan Selçuk, "Rehberlik sisteminin Türkiye'de artık öğrencilerin nasıl yönlendirilmesi gerektiği, bunun için araç, gereç, test, ölçek nelerin yapılması gerektiği hepsi çok açık ve net şekilde ortaya konulmuş durumda. Bundan sonra işi takip etmek ve performansı ortaya koymak kalıyor. Bu süreci bu yıl içinde çok etkili bir şekilde hayata geçireceğiz ve yıl sonunda eksiğimize bakacağız, düzenlemeleri gözden geçireceğiz, sonraki yıla çok daha yetkin biçimde hazırlanmış olacağız. Uluslararası standartlar anlamında bu kadar nitelikli bir alt yapının Türk eğitim sistemi içine kuruluyor olmasını mutlulukla karşılıyorum. " diye konuştu.
E-rehberlik hizmetleri bu ay başlatıldı
Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürü Ahmet Emre Bilgili de rehberlik hizmetlerinin geliştirilmesi için yürüttükleri projelere ilişkin bilgileri paylaştı.
E-rehberlik sisteminin bu ayın başından itibaren resmi olarak başlatıldığını anlatan Bilgili, RAMKEG Projesi ile kapasitenin artırıldığını kaydetti.
UNICEF Türkiye Temsilcisi Philippe Duamelle de programın başarıya geçmesinde emeği geçenlere teşekkür etti.
RAM'lara ilişkin farkındalık eğitimleri verildi
MEB ve UNICEF iş birliğinde yürütülen RAMKEG Projesi kapsamında, Rehberlik ve Araştırma Merkezleri'nde (RAM) görev yapan 720 rehberlik öğretmenine "kapsamlı gelişimsel rehberlik programı yönetimi’", "afet ve acil durumlarda psikososyal destek hizmetleri temel düzey müdahale eğitimi" ve "psikolojik sağlamlılık eğitimi" verildi.
RAM'larda verilen hizmetler ve yönlendirme sürecine ilişkin ailelere yönelik Türkçe, Arapça ve İngilizce broşürler hazırlandı, ayrıca kamu spotu hazırlandı. Geçici Koruma statüsündeki Suriyelilerin ve yabancı uyrukluların yoğun olarak yaşadığı 26 ilde aileye farkındalık eğitimleri verildi. Geçici koruma statüsündeki Suriyeli 170 gönüllü eğiticiye Ankara, İstanbul ve Şanlıurfa'da uyum eğitimi verilerek, bu eğiticilerden 151'i Rehberlik ve Araştırma Merkezlerinde destek personel olarak görevlendirildi.
MEB ve UNICEF arasında yapılan bir önceki çalışmada ise özel eğitime ihtiyacı olan bireylerin erken yaşta tanılanması, uygun eğitim kurumlarına yönlendirilmesi ve ihtiyacına uygun eğitim alması hedeflendi.