MEB harekete geçti ve değişti! 81 ilde başlıyor 3 yıl...
Milli Eğitim Bakanlığı yeni sistem için harekete geçti. 81 ilde uygulanacak. MEB'in resmen duyurduğu karar bütün okullarda uygulanacak. Millî Eğitim Bakanlığı, okullarda kalite güvence sisteminin aktif hâle getirilmesi amacıyla dev bir adım daha atarak yeni bir teftiş sistemi kurdu. Uygulamaya alınan yeni Kalite Güvence Sistemi'yle okullar kendi öz değerlendirme raporlarını kendileri hazırlayacak. Okullar, raporda eğitim göstergelerindeki hedeflerini açık bir şekilde ortaya koyacak ve hedeflere ulaşmak için gerekli çalışmaları yapacak. Öz değerlendirme raporlarına göre her bir okulu en geç 3 yılda bir denetlenecek ve rehberlik desteği sağlanacak. Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, "Tüm illerimizde eğitim müfettişleri başkanlıkları kuruyoruz. İllerimizde eğitim müfettiş ihtiyacını karşılamak için 750 eğitim müfettiş yardımcısı alım sürecini başlattık" dedi.
Öte yandan Bakan Özer katıldığı televizyon yayınında da "Öğretmen atamaları üzerinde çalışmalarımız devam ediyor.3 bin anaokulu yaptık, 40 bin ana sınıfı açtık. Yeni atamalarda anaokulu öğretmen istihdamı ağırlığımız olacak" dedi. Öğretmen ve okul yöneticilerinin mesleki gelişimlerini desteklemek amacıyla düzenleme yapıldı. Yapılan düzenleme ile yüz yüze eğitim yoluyla düzenlenen hizmet içi eğitim faaliyetinin günlük süresi, merkezi hizmet içi eğitim faaliyetlerinde 4, mahalli hizmet içi eğitim faaliyetlerinde 2 ders saatinden az, 8 ders saatinden fazla olamayacak. Beş gün olarak planlanan ve yüz yüze eğitim yoluyla düzenlenen merkezi hizmet içi eğitim faaliyetlerinin süresi 25 ders saatinden az, 40 ders saatinden fazla uygulanamayacak. Hizmet içi eğitim faaliyetlerinde bir ders saati süresi 50 dakika, blok ders saati süresi ise 90 dakika olacak.
Millî Eğitim Bakanlığı, son dönemde odağına okulları aldı. Okul iklimini güçlendirmek için bir taraftan öğrenci, öğretmen ve okul yöneticilerine yönelik eğitim ve desteklere ağırlık verilirken diğer taraftan okulların eğitim ortamları sürekli zenginleştiriliyor. Öğretmenlerin mesleki gelişim eğitimlerinde de merkezî planlamadan okul bazlı planlamaya geçilmesinin ardından şimdi okullarda kalite güvence sistemini aktif hâle getirmek için dev bir adım daha atıldı. Yeni bir teftiş sistemi kuruldu. Daha önce teftiş sistemi sadece inceleme ve soruşturma ayaklarından oluşurken yeni sistemde teftişin fonksiyonlarına rehberlik ve denetleme, izleme ve değerlendirme fonksiyonları da dâhil edildi. Bu fonksiyonları yerine getirmek için her ilde "Eğitim Müfettişleri Başkanlığı" kuruluyor. Eğitim müfettişleri başkanları, teftiş kurulu başkanının başkanlığında her yıl en az bir kez toplanacak. Bu toplantılarla iller arasında kalite güvence sistemi uygulama farklılıkları önlenecek, denetim ve rehberlik faaliyetlerinde süreç ve sonuçları birbiriyle ilişkili ve tutarlı bir yapı kurulacak.
HER OKULDA DENETİM OLACAK
Uygulamaya alınan yeni Kalite Güvence Sistemi'yle okullar kendi öz değerlendirme raporlarını kendileri hazırlayacak. Okullar, raporda eğitim göstergelerindeki hedeflerini açık bir şekilde ortaya koyacak ve hedeflere ulaşmak için gerekli çalışmaları yapacak. Öz değerlendirme raporlarına göre her bir okulu en geç 3 yılda bir denetlenecek ve rehberlik desteği sağlanacak. Okullarda öğretim programlarının uygulanma durumu ve öğrenci kazanımları da denetim kapsamında olacak. Öğretim programlarının uygulanması ile öğrencilerin kazanımlara ulaşma durumları sürekli izlenecek. Denetim için 3 yıl beklenmeyecek. Öz değerlendirme raporlarının ön değerlendirmesi yapılarak aciliyetine göre bazı okulların her yıl da denetimi yapılabilecek. Özellikle özel yurtlar 6 ayda bir mutlaka denetlenecek.
81 İLE YÖNELİK İZLEME
Okullarının öz değerlendirme raporları, her ilin eğitim göstergelerine dayalı olarak belirleyeceği hedeflerine kaynak olacak. Okulların yanı sıra il çapında da izleme ve değerlendirme çalışmaları yapılacak. Eğitim müfettişleri başkanlığı, illere yönelik izleme ve değerlendirme çalışması yapacak, illerin hedeflerine ulaşabilmesi için Bakanlık tarafından destek verilecek.
Düzenlemeye ilişkin konuşan Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer şunları söyledi: "Bakanlık olarak teftiş sisteminde yeni bir sistem kurduk. Yeni sistemde sadece geleneksel inceleme ve soruşturma fonksiyonu olmayacak, ayrıca okullara yönelik denetim ve rehberlik desteği sağlama ve illere yönelik izleme, değerlendirme ve rehberlik desteği sağlama fonksiyonları da olacak. Böylece, eğitimin kalitesinin sürekli iyileştirilmesine imkân veren bir kalite güvence sistemi kurmuş olduk. Artık her okul eğitim kalitesini artırmaya odaklanacak. Bakanlık olarak okullarımıza ve illere eğitim göstergelerinde hedeflerine ulaşmaları için gerekli kaynakları sağlayacağız. Ayrıca rehberlik desteği de sağlayacağız. Eğitim tarihimizde kalite adına çok önemli bir adım bu... Artık, okuldan ilçeye ve ile, ilden Bakanlık'a kadar eğitim sisteminin tüm bileşenlerinin kalitesini sürekli izleyen, değerlendiren ve rehberlik hizmeti sağlayan organik bir sistem oluşturuldu. Bu sistemin oluşturulması için gerekli mevzuat altyapısını da tamamladık. 78 ve 87 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri yayımlandıktan sonra hazırladığımız Millî Eğitim Bakanlığı Eğitim Müfettişleri Yönetmeliği de 1 Mart 2022 tarihli ve 31765 sayılı Resmi Gazete'de yayımlandı. Tüm illerimizde eğitim müfettişleri başkanlıkları kuruyoruz. İllerimizde eğitim müfettiş ihtiyacını karşılamak için 750 eğitim müfettiş yardımcısı alım sürecini başlattık."
BAKAN ÖZER: ANAOKULU ÖĞRETMENİ ATAMASI YAPACAĞIZ
Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, A Para canlı yayınında eğitim gündemine ilişkin soruları yanıtladı, değerlendirmelerde bulundu."Mesleki eğitim, insan kaynağımızın geliştirilmesi ve ülkemizin ekonomik kalkınmasında en önemli enstrümanlardan biridir" diyen Bakan Özer'in açıklamalarından öne çıkan bazı satırbaşları şunlar: İş gücü piyasasının ve dolayısıyla ülkemizin insan kaynağını, beşeri sermayesini yetiştiren ve geliştiren yegâne yerlerden biri, mesleki eğitim merkezlerimizdir. Mesleki eğitim merkezleri, hayat boyu öğrenme çağındaki tüm vatandaşlarımızı kapsayan ve cazibe merkezi hâline gelen bir eğitim modelidir. Mesleki eğitimde en büyük sıkıntılarımızdan birisi işveren ile senkron bir mekanizma üretmemekti. Bunun maliyeti oldu. Bizim mesleki eğitimde yaptığımız en büyük paradigma değişimi işvereni bütün süreçlere dahil etmek oldu. İş gücü piyasası mezunları beklemiyor. Ders programlarının belirlenmesi, beceri eğitimleri, iş başı eğitim tüm süreçleri birlikte planlıyoruz. Her yıl yaklaşık 60 bin mesleki eğitim alan öğretmenimizin tamamı iş başı eğitim alıyor. Mesleki eğitim merkezlerinde 34 alanda ve 184 dalda eğitim veriyoruz.
Sektörün ihtiyaç duyduğu, aklınıza gelebilecek tüm alanlarda eğitim var. Ve bu alanlar statik değil. İhtiyaç halinde hemen yeni programlar sürece dahil edilebiliyor. Başarılı öğrencinin meslek liselerinden çekilmesi 28 Şubat sürecinde bu okullara getirilen katsayı müdahalesi oldu. Bu uygulama çok büyük maliyet üretti. Bir taraftan iş gücü piyasası istediği gibi eleman bulamaz hale gelirken, uygulama okullar arası başarı farklarına da kaynak oluşturdu.
Şimdi o müdahalenin mirası ortadan kalkıyor. Başarılı öğrenciler artık mesleki eğitimi tercih ediyor. Yüzde 1'lik ve üst başarı dilimlerinden öğrenci alan meslek lisesi sayımız giderek artıyor.
Mesleki eğitim ile ilgili yaptığımız yasal düzenlemenin zamanlaması çok önemli. Tüm dünyada ekonomik daralma yaşanırken, Mesleki Eğitim Kanununda yapılan değişiklikle devlet küçük ve orta ölçekli işletmelerine eleman sağlıyor ve bu elemanların maliyetiyle ilgili tüm yükü alıyor. Bu durum, hem geliştirilen modelin verimliliğini hem de zamanlamasının çok önemli olduğunu gösteriyor. Türkiye'nin genç işsizliği azaltmadaki en önemli enstrüman mesleki eğitim merkezleri. Mesleki eğitim merkezlerine devam eden 370 bin öğrencinin ağırlıklı bölümünü 18-25 yaş aralığındaki erkekler oluşturuyor. Mesleki eğitim almak isteyen vatandaşlarımız kendilerine en yakın mesleki eğitim merkezine gittiğinde dönem başını beklemeden kayıt yaptırarak eğitime dahil olabiliyor. Ortaokul mezunu tüm vatandaşlarımız mesleki eğitim merkezlerine başvuru yapabilir. Mesleki eğitime kayıt için o dalda veya o alanda bir işletme ile beceri eğitimi imzalamış olması gerekiyor, bu anlamda mesleki eğitim merkezleri yardımcı oluyor. Geçtiğimiz yıllara oranla bu yıl mesleki eğitim merkezlerimize kadın vatandaşlarımızın başvuru oranında 3-4 kat artış mevcut.
Tüm yaş gruplarında artış mevcut. Ancak ağırlıklı olarak 18-25 yaş aralığı. İstihdam garantili olduğu için meslek liselerini artık aileler de tercih ediyor. Mesleki eğitim merkezlerinde 4 yıllık eğitim tamamlandıktan sonra lise diploması ve işyeri açma belgesi var.Ankara'da Aselsan Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi puanıyla Ankara Fen Lisesi puanı aynı. İstihdam garantili olduğu için öğrenciler meslek lisesini tercih etti.Mesleki eğitim merkezlerimizde ürün portföyü çok genişledi. En önemli şey, yaparak öğreniyorlar. Öğrencilerin uygulama becerileri artıyor.Öğrenciler asgari ücrete kadar öğretmenler ise asgari ücretin iki katına kadar ek gelir elde edebiliyor.
Döner sermayelerden öğretmenlerin elde ettiği pay, 112 milyon civarı.26 Ekim'de başlattığımız ''Kütüphanesiz Okul Kalmayacak'' projesi kapsamında iki ay gibi kısa bir sürede 16 bin 361 okula kütüphane kazandırıldı. Bu kütüphane ihtiyaçları, mesleki eğitim merkezlerimiz sayesinde giderildi. 2022 yılında hedefimiz, aldığımız tescillerin ticarileştirilmesi olacak. "Aradığım elemanı bulamıyorum." sözü mesleki eğimle birlikte tarih olacak. Mesleki eğitimler, artık yurt dışına ürün ihraç edebilir hâle geldi.28 Şubat sürecinin mesleki eğitimler üzerindeki hasarları giderildi. Mesleki eğitimler, ailelerin çocuklarını göğüslerini gere gere gönderdiği okullar hâline geldi.2021-2022 eğitim öğretim yılını yüz yüze tamamlayacağız. Yüz yüze eğitime tüm önlemlerimizi alarak devam ettik ve devam edeceğiz.
60 YILLIK ÖZLEM
Bizim kalıcı sermayemizin beşeri sermaye olduğunu bilmemiz lazım. Yüz yüze eğitim sürecinde elektronik bir sistem geliştirdik böylece bütün okullarımızı takip ettik.Yüz yüze eğitim sürecinde en büyük fedakârlığı öğretmenlerimiz yaptı.
Öğretmenlerimizin aşılanma oranı, topluma örneklik teşkil etti. Okul bahçelerinde maske kullanımını kaldırdık. Sosyal etkinliklerimiz yapılmasına izin verdik. Öğretmen atamaları üzerinde çalışmalarımız devam ediyor.
3 bin anaokulu yaptık, 40 bin ana sınıfı açtık. Yeni atamalarda anaokulu öğretmen istihdamı ağırlığımız olacak. Her zaman söylenen-tekrarlanan bir söz var; bir eğitim sistemi öğretmeni kadar güçlüdür. Biz öğretmenimizi ne kadar çok desteklersek, mesleki gelişimlerini desteklersek eğitim sistemimizin kalitesi o kadar iyi olur. Öğretmenlik Meslek Kanunu bu ülkede 1960'lı yıllardan itibaren sürekli dile getirilen ve öğretmenlere has bir kanunun, mahsus bir kanunun olması özleminin tecessüm ettiği bir kanundur, yani 60 yıllık özlem giderilmiştir.
Bu kanun, mesela adaylık kaldırma sınavını kaldırıyor, onun yerine adayların öğretmen olmasıyla ilgili süreçlerde mesleki gelişim mekanizmasını devreye sokuyor. En önemli değişikliklerden bir tanesi de uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik mekanizması. Yani 10 yılını tamamlamış olan öğretmenlerimize farklı bir kariyer seçeneği sunuyor. Öğretmeniniz ne kadar kişisel gelişimiyle ilgili kazanımları olursa bunu kendisinde tutmayacak, mutlaka okuluna yansıyacak, mutlaka sınıfına yansıyacak. Yeni bir paradigmaya doğru gidiyoruz. Artık merkezi planlama yapmıyoruz, merkezi planlamayı mümkün olduğu kadar en aza indirgedik.
Biz üç tane farklı yaklaşımı geliştirdik: Birincisi; artık okul temelli mesleki gelişim eğitimi. Her okul kendi ihtiyacını belirliyor, ihtiyaç duyduğu eğitimleri öğretmenleriyle görüşerek, müzakere ederek belirliyor. Bakanlık olarak biz o bütçeyi o okulumuza veriyoruz. İkinci değişiklik; okul yöneticilerinin ve öğretmenlerinin iyi uygulamaların çıktığı okullara ziyaret, hareketlilik programı. Yani bir ilkokulda, bir ortaokulda, bir güzel sanatlar lisesinde, farklı okul türlerinde çok güzel bir hikaye, başarı hikayesi elde ediliyor. Yani iyi örneklerin toplum sathında, eğitim sistemi sathında tüm okullarımıza yaygınlaşmasıyla ilgili uzun vadeli etkisi olacak. Üçüncüsü de, öğretmen meslek topluluklarını getirdik. Bu, şu demek: öğretmenler, yöneticiler ve akademisyenler bir alanla ilgili tecrübe paylaşımı yapacaklar, o paylaşımlar tartışılacak ve sonra okullara yansıyacak, sonra o uygulamanın getirdiği sonuçlar tekrar öğretmenlik meslek toplulukları içerisinde tartışılacak, yani sürekli pozitif geri bildirim yapan bir mekanizma tesis edilecek.
Sınav sistemiyle ilgili hangi bir sürpriz yok, yani hem içerik, hem sınav süreleri, hem de soruların dağılımında hiçbir değişiklik yok. Ben, reform mu, iyileştirme mi seçeceğinden iyileştirmeyi tercih ettim. Çünkü her sistemi sürekli iyileştirme kültürünü yerleştirirseniz daha iyiye doğru evirebilirsiniz, küçük dokunuşlarla bir sistemi mükemmele doğru götürebilirsiniz. Ama her sistem uygulanmaya başladığı zaman mutlaka problemler açabilir, ama o açtığı problemlerden dolayı o sistemi komple değiştirip yeni bir sistem getirdiğiniz zaman o sistem de yeni problemlere yol açacak. Mesleki Eğitim Kanunu kapsamında 240 saatlik bir eğitim, ama bunu mümkün olduğu kadar uzaktan eğitimle öğretmenlerimize sağlayacağız. Bir de o öğretmenlerimiz okullarına gittikleri zaman mutlaka bir danışman öğretmenin mentörlüğünde süreçleri yönetecekler, direkt derse girmeyecekler.
ÖĞRETMEN VE OKULLARIN MESLEKİ GELİŞİMİ PROGRAMI RESMİ GAZETE'DE
Millî Eğitim Bakanlığının öğretmen ve okul yöneticilerinin mesleki gelişimi programına dair yönetmeliği Resmi Gazete'de yayımlandı. Yönetmeliğe göre, Bakanlığın merkez, taşra ve yurt dışı teşkilatı personeli ile talepleri halinde özel öğretim kurumları eğitim personelinin mesleki gelişim ihtiyacının karşılanmasına yönelik eğitimlerin planlanması, uygulanması, yönetimi, izlenmesi ve değerlendirilmesine ilişkin usul ve esaslar belirlendi. Yönetmelik kapsamında, yürürlükteki mevzuat doğrultusunda Bakanlık merkez teşkilatı birim amirlerinden oluşturulan Eğitim Kurulunun temsilcileri yeniden belirlendi. Bu Kurul adaylık eğitimi, sertifika programı ve benzeri özel nitelikli faaliyetler ile öğretmen ihtiyacının karşılanamadığı durumlarda, pedagojik formasyonu olmadan ataması yapılanlara düzenlenecek pedagojik formasyon/öğretmenlik meslek bilgisi eğitimine ilişkin eğitim programlarını belirleyecek. Öğretmen ve okul yöneticilerinin mesleki gelişimlerini desteklemek amacıyla "mesleki gelişim topluluğu", "öğretmen-yönetici hareketlilik programları" ve "okul temelli mesleki gelişim" çalışmaları yapılabilecek.
HİZMET İÇİ EĞİTİMİN KAPSAMI
Öğretmen ve okul yöneticilerinin mesleki gelişimlerini desteklemek amacıyla düzenlenen hizmet içi eğitim faaliyetleri okul temelli mesleki gelişim, mesleki gelişim toplulukları veya öğretmen hareketlilik programı kapsamında da düzenlenebilecek. Yüz yüze eğitim yoluyla düzenlenen hizmet içi eğitim faaliyetinin günlük süresi, merkezi hizmet içi eğitim faaliyetlerinde 4, mahalli hizmet içi eğitim faaliyetlerinde 2 ders saatinden az, 8 ders saatinden fazla olamayacak. Beş gün olarak planlanan ve yüz yüze eğitim yoluyla düzenlenen merkezi hizmet içi eğitim faaliyetlerinin süresi 25 ders saatinden az, 40 ders saatinden fazla uygulanamayacak. Hizmet içi eğitim faaliyetlerinde bir ders saati süresi 50 dakika, blok ders saati süresi ise 90 dakika olacak.
KURS VE SEMİNER
Hizmet içi eğitim faaliyetleri kurs veya seminer olarak düzenlenecek. Kurs ve seminerler yüz yüze veya uzaktan eğitim yöntemleri ya da her iki yöntem birlikte kullanılarak yapılabilecek. Okul temelli mesleki gelişim çalışması, okula özgü mesleki gelişim ihtiyacının okul bünyesinde karşılandığı faaliyetleri içerecek. Mesleki gelişim topluluğu, öğretmenlerin birbirlerinden öğrenerek ilerledikleri uygulama temelli bir hizmet içi eğitimi kapsayacak. Mesleki Gelişim Topluluklarının topluluk içi iletişimi ve yapılan çalışmaların paylaşımı Öğretmen Bilişim Ağı (ÖBA) üzerinden gerçekleştirilecek. Öğretmen hareketlilik programı, başarısı, iyi uygulamaları, farklı projeleri veya farklı öğrenme ortamları ile ön plana çıkan okulların bilgi ve tecrübelerinin paylaşılması, diğer okullarda görev yapan öğretmen ve yöneticilerin bu okulları ziyaretini sağlamak amacıyla düzenlenecek. Personelin bilgi ve ihtisaslarını artırmak amacıyla Bakanlık bütçesi veya diğer kaynaklardan yararlanılarak yurt dışında eğitim yapılabilecek. Dış ülkelere eğitime gönderilecek personel hakkında ilgili mevzuat hükümleri uygulanacak.
EN AZ 10 KURSİYER ŞARTI
Hizmet içi eğitim faaliyetine başvurusu onaylanan personelin hizmet içi eğitim faaliyetine katılımı zorunlu olacak. Geçerli mazereti olanlar hariç kursiyer ve katılımcıların hizmet içi eğitim faaliyetlerinin tamamına devamı zorunlu olacak. Geçerli mazerete dayalı devamsızlık toplam ders saati sayısının beşte birinden fazla olamayacak. Yargı kararları, özel mevzuat hükümleri veya özel durumlar hariç olmak üzere, seminer ve kursların düzenlenebilmesi için en az 10 kursiyer/katılımcı şartı aranacak. Devamsızlık nedeniyle hizmet içi eğitim faaliyetiyle ilişikleri kesilenlerin durumları kurumlarına bildirilecek ve geçerli mazereti olmaksızın hizmet içi eğitim faaliyetlerine katılmayanlar hakkında ilgili mevzuat hükümlerine göre işlem yapılacak.
SINAVLAR NASIL YAPILACAK?
Sınavlar, eğitim programının konu ve amaçlarına uygun olarak yazılı, sözlü veya uygulamalı yöntemlerden biriyle yapılabileceği gibi birden fazla yöntemle de yapılabilecek. Sınavlar, elektronik ortamda da yapılabilecek. Sınavların birden fazla yöntemle yapılması halinde başarı puanı; yazılı, sözlü veya uygulamalı sınavlardan alınan notların aritmetik ortalaması alınarak hesaplanacak ve değerlendirme formlarına işlenecek. Sınavlarda değerlendirme yüz tam puan üzerinden yapılacak. Özel mevzuatında yer alan hükümler saklı kalmak üzere, hizmet içi eğitim faaliyetlerinde 50 ve üzerinde puan alanlar başarılı sayılacak. Sınav puanı 85-100 olanlar (A), 70-84 olanlar (B), 50-69 olanlar (C) düzeyde başarılı olarak kabul edilecek ve bu durum "Kurs Belgesi"nde gösterilecek. Mesleki Gelişim Toplulukları, Öğretmen Hareketlilik Programları ile diğer mesleki gelişim faaliyetlerine katılanlara "katılım belgesi", kursta başarılı olanlara "kurs belgesi", seminerlere katılanlara "seminer belgesi" verilecek. Ulusal ve uluslararası kurum ve kuruluşlar ile yapılan protokoller ve anlaşmalar kapsamında hizmet içi eğitim faaliyetleri düzenlenebilecek. Bu yönetmelikle 8 Nisan 1985'te yürürlüğe konulan Milli Eğitim Bakanlığı Hizmet İçi Eğitim Yönetmeliği yürürlükten kaldırıldı.
Yayımı tarihinde yürürlüğe giren yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce başlatılma onayı alınan hizmet içi eğitim faaliyetleri, onayın alındığı tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre sonuçlandırılacak. Konuya ilişkin bir değerlendirmede bulunan Bakan Özer, öğretmenlerin mesleki gelişiminde yeni bir paradigma değişimi gerçekleştirdiklerini vurgulayarak şunları söyledi: "Artık merkezi değil, okul bazlı mesleki gelişim eğitimlerini planlayıp destekleyeceğiz. Okullar artık öğretmenlerin talepleri doğrultusunda mesleki gelişim faaliyeti düzenleyebilecek. Bir okulumuz herhangi bir konuda ihtiyaç duyarsa o konuda öğretmenlerinin sahip olması gereken donanımları, eğitimleri kendisi belirleyecek biz de okulun bu konudaki bütçesini doğrudan okula aktaracağız."