Gazete Vatan Logo

Hakları ödenmez! Gönül gözüyle ışık saçıyorlar...

Aksaray'da yüzde 90 görme engelli Türkçe öğretmeni Aygül Altuntaş'ın (35) meslek aşkı, engel tanımıyor. Altuntaş, ''Meslekte 15 yılı geride bıraktım. Kitap okumayı da çok sevdiğim için hedefim hep öğretmenlikti. Bunun için çok çalıştım İyi ki bu mesleği yapıyorum" dedi.Sosyal bilgiler öğretmeni 45 yaşındaki Nuri Cankurt da 13 yıl önce yeni atandığı okuluna giderken geçirdiği trafik kazası sonucu görme yetisini büyük oranda kaybetti. Ama o yılmadı, azmi ve meslek aşkıyla öğrencilerine ışık olmaya devam etti...

Hakları ödenmez! Gönül gözüyle ışık saçıyorlar...

Aksaray Fatih Sultan Mehmet Ortaokulu'nda Türkçe öğretmenliği yapan Aygül Altuntaş, ağabeyi Serdar Altuntaş gibi doğuştan yüzde 90 oranında görme engelli olarak dünyaya geldi. Kitap okumayı çok sevdiği için öğretmen olmak isteyen Altuntaş, eğitimini tamamlayıp mesleğe başladı. İzmir'de görev yaptıktan sonra memleketi Aksaray'da dönen Altuntaş, 6 yıldır Fatih Sultan Mehmet Ortaokulu'nda Türkçe öğretmenliği yapıyor. 

'KİTAP OKUMAYI ÇOK SEVDİĞİM İÇİN HEDEFİM ÖĞRETMENLİKTİ'

Bekar olan ve ailesiyle birlikte yaşayan Aygül Altuntaş şunları söyledi: ''Öğretmenlik sürecim, benim çocukluğumdan beri istediğim bir meslekti. Bunun için 3 meslek belirlemiştim. Türkçe öğretmenliği, rehber öğretmenlik ve İngilizce öğretmenliğiydi. Sonra Türkçe öğretmenliği ağır bastı. Kitap okumayı da çok sevdiğim için hedefim hep öğretmenlikti. Bunun için çok çalıştım ve üniversite sınavında tüm soruları doğru yapmıştım. İyi ki bu mesleği yapıyorum diyorum. Benim 5 yeğenim var. Ağabeyimin çocuklarıyla nasıl ilgileniyorsam, öğrencilerimle de aynı şekilde ilgileniyorum. Sınıfta disiplini sağlıyoruz. Yeri geldiğinde bir çocuğumuzun ateşi var mı? Ses tonundan üzüntüsü var mı? Onu anlamaya çalışıyorum. Sıkıntısı olanlarla teneffüste ilgileniyoruz. Çünkü geleceğimiz onlara emanet. Biz onlara sadece öğretmen değil ailenin bir parçası gibi yaklaşıyoruz.''

Haberin Devamı

Hakları ödenmez Gönül gözüyle ışık saçıyorlar...

Kendisi gibi görme engelli olan ağabeyi Serdar Altuntaş'ın da sosyal bilgiler öğretmeni olduğu ve Yozgat'ta görev yaptığını hatırlatan Aygül Altuntaş, başarılarında anne ve babasının büyük katkısı olduğunu belirtti. Görme kaybına rağmen mesleğini severek yaptığını ifade eden Altuntaş, ''Görme kaybım olsa da mesleğimi severek yapıyorum. Uzaktan eğitim döneminde bize özel ekran okuyucu yardımıyla derslerimizi aksatmadan yaptık. Ben buraya İzmirden geldim. İlk kez buraya geldiğimde, Aksaray böyle bir duruma alışık mı, diye sorguladım. Şehrimizde başka görme engelli öğretmenler de varmış. Bu okul şehrimizin en güzel okullarından birisidir. Açıkçası burada bana karşı önyargı olur mu diye merak etmiştim. Burada hiçbir önyargıyla karşılaşmadım. Okulda öğretmenler, öğrenciler ve velilerle birlikte büyük bir aile olduk'' diye konuştu. 

Haberin Devamı

Hakları ödenmez Gönül gözüyle ışık saçıyorlar...

'BİZİM İDOLÜMÜZ OLDU' 

5'inci sınıf öğrencisi Hamza Fethi Gökçe, öğretmeni Aygül Altuntaş sayesinde Türkçe dersini sevmeye başladığını belirterek, ''Ben önceden Türkçe derslerini sevmiyordum. Öğretmenim sayesinde Türkçeyi daha çok sevmeye başladım. İlk dersinde Türkçeyi güzel anlatması çok hoşuma gitti ve öğretmenimin görmediğini bilmiyordum. Öğrenince çok üzüldüm. Öğretmenim de beni çok sevdi ve beni kendi gözü gibi öğretmen masasına oturtturdu. Ben de konuşan ve yaramazlık yapanları öğretmenime söylüyorum. Derslerimde anlamadığımı bana izah ederek öğretti'' dedi. Hilal Sözcepınar da, Öğretmenimiz gerçekten örnek bir öğretmen. Çünkü göz problemi olmasına rağmen buralara azimle gelmiş. Ben de öğretmenim gibi olmak istiyorum. Öğretmenimiz bizim idolümüz oldu. Anlatımı ve konuşması sayesinde Türkçe derslerini çok seviyorum. Benim gibi tüm sınıf öğretmenimizi çok seviyor diye konuştu.

Haberin Devamı

Hakları ödenmez Gönül gözüyle ışık saçıyorlar...

 MİNNETTARIZ HUNİ HOCAM 

 Sosyal bilgiler öğretmeni 45 yaşındaki Nuri Cankurt, 13 yıl önce yeni atandığı okuluna giderken geçirdiği trafik kazası sonucu görme yetisini büyük oranda kaybetti. Ama o yılmadı, azmi ve meslek aşkıyla öğrencilerine ışık olmaya devam etti...Yıl 2008... O sene okulların açıldığı gün, sosyal bilgiler öğretmeni Nuri Cankurt’un da yeni tayin olduğu okuldaki ilk günü olacaktı. Heyecanla hazırlandı, yola çıktı. Tam okula varmak üzereydi ki bir Trafik kazasının ortasında kaldı. Nuri Öğretmen karşıdan karşıya geçerken bir öğrenci servisi ile işçi servisi çarpıştı. Kazada ağır yaralanan Cankurt, hem görme hem de yürüme yetisini kaybetti. 3 ay yoğun bakımda kalan öğretmene, doktorlar artık yürüyemeyeceğini söyledi. Ama o yılmadı, hem yürüdü hem de görmeden yaşamayı; üstelik öğrencilerine ışık olmayı başardı. Kazanın üzerinden 13 yıl geçti, Nuri öğretmen yine sınıfında çocuklarıyla beraber. Pandemi döneminde de EBA’yı en çok kullanan öğretmen oldu.

Haberin Devamı

‘ÜMİDİMİ HİÇ KAYBETMEDİM’

Nuri öğretmen, isteyen öğrencilerine okul dışında da yardımcı oluyor. Her birine ücretsiz olarak haftada iki saat sosyal bilgiler dersiyle ilgili konu anlatıyor ve soru çözdürüyor. Bu eğitimden yararlanan öğrencilerinden biri geçen yıl yapılan LGS’de 500 tam puan alarak Türkiye birincileri arasına girdi. 20’den fazla öğrencisi de bursluluk sınavını kazandı. Hayatı boyunca bir an bile mesleğinden vazgeçmeyi düşünmediğini ve hiçbir zaman karamsarlığa kapılmadığını söyleyen Cankurt, yaşadıklarını şöyle anlatıyor:

‘ENGELLİYİM DİYE DÜŞÜNMEDİM’

“Düşünebildiğim tek şey bir an önce okula dönmek, öğrencilerime kavuşmaktı. Görme yetimi kaybetmeyi de bir engel olarak görmedim, ne yapabilirim, öğretmenliğe nasıl devam edebilirim diye çözüm aradım. O dönemde Kayseri’de görev yapan iki görme engelli öğretmenle bağlantı kurdum. Bana destek oldular. Şimdi gören öğretmenlerin bilgisayarına bile ben format atıyorum. Daha henüz pandemi yokken görme engelli 20 ile 50 yaş arasında 34 öğrencim vardı. Bu öğrencilere uzaktan eğitimle E-KPSS’ye hazırlık, tarih dersi veriyordum. Onlardan da birçoğu devlet memuru oldu. Tam kapanma döneminde ise EBA’yı kullanırken zorluk çekmek şöyle dursun, diğer arkadaşlarıma yardımcı oldum. Daha önce görüyor olmamın bana sağladığı kolaylıklar var. Merdivenin, akıllı tahtanın, bilgisayarın nasıl olduğunu, öğrencilerin oturma sistemini biliyorum.”

3 aylık zorlu bir yoğun bakım sürecinin ardından Nuri öğretmene bir daha yürüyemeyeceği söylenmiş. Ama o inancını hiç kaybetmemiş: “Masörlük eğitimi aldığım için anatomiye hakimim, kendi kendime egzersizler yaptım, bacak kaslarımı güçlendirdim. Başta on saniye ayakta durabildim, zamanla 3-5 adım derken yaklaşık 4 ayın sonunda yeniden yürümeye başladım. O dönemde kızım İrem de emekleme dönemindeydi. Yürümeyi birlikte öğrendik.”

 

Hakları ödenmez Gönül gözüyle ışık saçıyorlar...

24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN! BAŞÖĞRETMEN ATATÜRK'E SAYGIYLA...

24 Kasım 1928, Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucusu, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün "Millet Mektepleri Başöğretmenliği"ni kabul ettiği gündür. Atatürk'ün 100. doğum yıl dönümü olan 1981 yılında her 24 Kasım'ın Öğretmenler Günü olarak kutlanmasına karar verildi