Yunan polisi Meriç’te 3 sığınmacıyı öldürdü!
Yunan güvenlik unsurları, Meriç hududunda 3 sığınmacının ölümüne neden oldu. Güvenlik güçleri, Suriyeli bir sığınmacıyı döverek öldürdü. Diğer iki Sığınmacı ise yüzerek zorla Türkiye’ye geri itilirken Meriç Nehri’nde boğuldu.
Meriç hududunda Yunanistan’a geçmeye çalışan sığınmacılardan biri Yunan güvenlik güçlerinin dövmesi sonucu hayatını kaybetti. İkisi ise geri itilme sırasında nehirde boğularak can verdi. Yunan ‘Efsyn’ gazetesi, sığınmacıların ‘İnsan Hakları 360’ ve ‘Sığınmacılar için Yunan Komitesi’ adlı sivil toplum örgütlerine yaptıkları ihbarlara dayanarak “Meriç’te cinayet” başlıklı tüyler ürpetici haberinde şunları aktardı:
“Aralarında yaşlıların, hamilelerin ve 12 çocuğunun bulunduğu 34’ü Suriyeli, 13’ü Kürt kökenli ve 3’ü de Filistinli (toplam 50 kişi), 14 Temmuz’da Meriç bölgesinden Yunan topraklarına geçtiler. Sığınmacıları o noktada bekleyen, polis ve komando üniformalı Yunan güvenlik unsurları hiçbir şey söylemeden, kadın-çocuk ayrımı yapmaksızın herkesi dövmeye başladılar.
DAYAK ÖLDÜRDÜ
Sığınmacılardan biri, aralarında Arapça konuşan bazı kişilerin de bulunduğu Yunan güvenlik unsurlarından yediği dayaktan öldü. Ceset daha sonra Meriç’in Türk tarafında bulundu. Yunan unsurları, ardından kadın ve çocukları sandallara bindirerek, yakın bir adacığa (nehrin yine Yunan tarafında) bıraktılar. Erkeklerin ise soyunmalarını ve çıplak halde aynı adacığa yüzmelerini emrettiler. Sığınmacıların 2’si yüzme bilmediğinden nehirde boğuldu. Yunan unsurları, yüzme bilmeyen sığınmacıya yardıma kalkışan bazı sığınmacıları, havaya ateş açıp, “Eğer kurtarırsanız sizi öldürürüz” diyerek tehdit etti.”
ADACIKTA MAHSURLAR
Haberde, sığınmacıların söz konusu sivil toplum örgütlerine, Meriç nehrinde boğulan 2 kişiden birinin su üzerinde yüzen cesedinin görüntülerini ve bazı fotoğraflar da gönderdikleri kaydedildi. Fotoğraflardan birinde, adacığa çıplak halde yüzerek geçmek zorunda bırakılan 4 sığınmacı, bir diğerinde ise nehir suyunu içmek için çakıltaşı ve kâğıt peçete ile temizlemeye çalışan bir çocuk görülüyor. Sığınmacılar, Meriç’in Kissari köyünün doğusundaki bir adacıkta 8 gündür kurtarılmayı bekliyorlar. ‘İnsan Hakları 360’ ve ‘Sığınmacılar için Yunan Komitesi’ örgütleri, Yunan devletinin mahsur kalan 47 sığınmacıyı kurtarması amacıyla ihtiyati tedbir kararı alması için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurdular. Ana muhalefetteki Radikal Sol Koalisyon (SYRİZA), açıklamasında “Bu çok ciddi ihbarlar derhal derinlemesine incelenmelidir” dedi.
Yunan güvenlik güçlerinin kötü muamelesine maruz kalan düzensiz göçmenler böyle görüntülendi.
AİHM MAHKÛM ETMİŞTİ
AİHM son olarak geçtiğimiz günlerde, 2014 yılında Bulamaç Adası açıklarında boğulan 11 kişiyi kurtarmak için hiçbir şey yapmadığı ve olayın aydınlatılmasına yönelik etkin soruşturma yürütmediği gerekçesiyle, Yunanistan’ı 330 bin Euro tazminat ödemeye mahkûm etmişti. Yunanistan, yıllardır Meriç ve Ege’de sığınmacılara yönelik kötü muamele ve geri itmeyi inkâr politikası izliyor.
YUNANİSTAN’IN YENİ MÜFTÜ YASASI BEKLENTİYİ KARŞILAMIYOR
Yunan hükümeti, Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı’nın görüşünü almadan yeni bir “müftü yasası” hazırladı. Eğitim ve Diyanet İşleri Bakanlığı tarafından bir süre önce hazırlanan “müftü yasası” tasarısı, İskeçe’nin seçilmiş Müftüsü Ahmet Mete’nin geçen hafta vefatı üzerine, alelacele parlamentoya sunuldu. Tasarının, önümüzdeki hafta genel kurulda görüşülerek oylanması bekleniyor. Tasarı, Türk azınlığın yaklaşık 70 yıl sonra 1991’de elinden alınan, kendi iradesi ile kendi dini liderlerini seçme hakkını iade etmiyor. Müftülerin son 31 yılda olduğu gibi yine tayinle belirlenmesini öngörüyor. (Yorgo KIRBAKİ/Hürriyet)