Yok sattı!
Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande’ın aldatarak ayrıldığı eski sevgilisi Valerie Trierweiler’ın, Hollande’dan intikam almak için yazdığı “Merci pour Ce Moment/Bu an için Teşekkürler” adlı kitabı, Fransa’da satış rekorları kırarak 5 yıl önce rekor kıran Harry Potter’ın ilk gün satışlarını solladı.
200 bin adet basılan kitap daha öğle saatlerinde tükendi. Kitapta, 27-28 Ocak’ta Türkiye’ye gelen Hollande’ın Türkiye’ye ‘yıkık bir ruh haliyle’ geldiği sahnelere de yer veriliyor.
Perşembe günü kitapçıların raflarına çıkan kitap, beş yıl önce ilk çıktığı gün yok satan Harry Potter’ı geçti, dünyada olay yaratan “50 Nuances de Grey” kitabını da üçe katladı. İlk çıktığı gün, 200 bin adet basıldığı halde öğlen saatlerinde yok satan kitabın Trierweiler’e sadece ilk baskıdan 600 bin Euro kazandıracağı belirtiliyor.
Kitap nedeniyle tam bir kara hafta yaşayan Hollande’ın 9 gün önce atadığı Dış Ticaret Bakanı Thomas Thevenaud’nun da bir vergi yolsuzluğu nedeniyle istifa etmesi ülkede yaşanan iktidar krizini alevlendirdi. Le Figaro için yapılan son ankette Hollande’ın popülaritesi 5 puan gerileyerek yüzde 13’e düştü. Bir başka ankette ise, bugün seçim olsa ırkçı parti lideri Marine Le Pen’in Hollande’ı sandıkta yüzde 54’e karşı yüzde 46 oyla yeneceği ortaya çıktı. Hollande, karikatür seviyesine inen popülaritesiyle, kendisine ait ‘5’inci Cumhuriyet’in en az sevilen Cumhurbaşkanı’ rekorunu bir kez daha egale ederken, istifa eden bakan Thevenaud da en kısa süre görevde kalan bakan rekoruna imza attı. Paris’te birbiri ardına skandallar patlak verirken, kritik NATO toplantısına katılan ve hayli zor anlar yaşayan Hollande, iki gün sessiz kaldıktan sonra, NATO toplantısı sonrası basın toplantısı düzenleyerek iddiaları yanıtladı.
Hollande: ‘Yoksullara hizmet varlık nedenim’ Yaşananlardan etkilendiği anlaşılan duygusal bir ses tonuyla konuşan Hollande, eski sevgilisinin yazdığı kitapta, özel yaşamla ilgili soruları yanıtlamazken, yoksulları küçümsediği ve onları “Les sans-dents/dişsizler” diye andığı iddiasını ciddiye aldığını söyledi: “Önce cumhurbaşkanlığı makamına saygı duyulması ilkesini hatırlatayım. Ayrıca kişisel bir ilkeyi de hatırlatmak isterim. Bütün politik hayatımı inşa ettiğim ilkelere, bütün görevlerimde en kırılgan, en mütevazi, en yoksul kesimlerle kurduğum insani ilişkilerin sorgulanmasına asla izin vermem. Ben yoksulların hizmetindeyim. Bu benim varlık nedenim.” Hollande, “Bir bakanınızın istifası, kitap skandalı ve anketlere rağmen 2 yıl daha koltukta kalabileceğinizi düşünüyor musunuz?” sorusuna da, “Hiç bir anket halkın bana verdiği görevi durduramaz. Sonuna kadar götüreceğim” karşılığını verdi.
Türkiye’ye bu halde geldi! Trierweiler, 317 sayfalık kitabının 48’inci sayfasında, Hollande’ın Türkiye gezisine hangi ruh haliyle geldiğini de gözler önüne seriyor. Trierweiler, ayrılık haberinin ardından kaldırıldığı hastaneden çıktıktan sonra, Hollande ile, Türkiye gezisi öncesi Elysee’deki görüşmesini anlatıyor: “25 Ocak Cumartesi, kalbim sıkışıyor. Bu sefer son. Hindistan gezisi için gereken kıyafetleri almak için Elysee’deki özel apartmanımıza gidiyorum. Bir kez daha orada, ağır bir atmosferde görüşüyoruz. Ortak bir ayrılık mesajı yayınlamamız konusunda ısrar ediyor, ben reddediyorum. Hindistan gezimi iptal etmemi istiyor. ‘Orada çok gazeteci olacak’ diyor. Benden ayrılmaya çalışıyor ve tek düşündüğü gazetecilerin onu izlemesi, beni değil. ‘Ne olmuş yani? Belki senin Türkiye’de olduğundan daha fazla gazeteci beni izleyecek’ diyorum. Onu kızdırmaya çalışıyorum. Bana onlara ne diyeceğimi soruyor. ‘Henüz bilmiyorum’ diyorum. Tek başına hazırladığı her biri hançer gibi saplanan 18 kelimelik ayrılma mesajını bana okuyor. Bağırıyorum, ‘Bunu mu açıklamak istiyorsun, git ne istersen yap’ deyip ayağa kalkarak kaçmak istiyorum. Beni yakalamaya durdurmaya çalışıyor. ‘Böyle ayrılmayalım diyor’. Hatta geceyi son kez beraber geçirmeyi öneriyor. Gözlerim yaşlarla dolu, son bir güçle arkamı dönmeden kaçıyorum” diye anlatıyor.
Hollande bu ağır gecenin ardından 27 Ocak tarihinde Türkiye’ye resmi ziyaret için hareket ediyor. Gün boyu Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, işadamları, Başbakan Tayyip Erdoğan, Galatasaray Üniversitesi, akademisyenleri ile görüşürken aklı hep Paris’te. Legion d’Honneur nişanı taktığı Candan Erçetin’in Trierweiler’in en sevdiği ‘La Vie en Rose’ şarkısını dinlerken bile Trierweiler’e SMS göndermeyi ihmal etmiyor. İşte olay kitaptan yazılmayan diğer ilginç satırlar: Bir günde 29 SMS ve dolaylı evlilik teklifi:
Ayrılma kararından sonra bana bir günde 29 SMS attı. Yazdıklarına inanmalı mıyım? Ben kaybetmeyi sevmeyen bir cumhurbaşkanının son kaprisiydim ve bana ‘tıpkı seçimleri kazandığı gibi beni yeniden kazanacağını söylüyordu. Her akşam benimle yemek yemek istediğini, bana ihtiyacı olduğunu söylüyor. 9 yıl önce, ilk çıkmaya başladığımız günü unutmamış bana sevdiğim pembe-beyaz gülleri göndermişti. Akşam buluştuk. Her zaman gittiğimiz pizzacıda yemek yedik. Julie Gayet ile doğum günü olan 12 Ağustos’da evleneceği dedikoduları yayılmaya başladığı gün, bana mesaj atarak, ‘Ben sadece senin evet demeni istiyorum’ dedi” Hillary Clinton’ın adaylığı: “Elysee’nin bahçesinde bir yürüyüşümüzü hatılıyorum.
Hillary Clinton’ın Başkan adaylığını konuşuyoruz. Bana, ‘Hillary’nin eşinden sonra Başkanlığa aday olması çok saçma olacak’ dedi. Derin bir nefes verdim, ‘Hatırlatırım ki sen de Segolene Royal’den sonra aday oldun. Hatta Royal ile aynı seçimde karşı karşıya ikiniz de ön seçimlerde rakip oldunuz’ dedim. François Hollande kafasında gerçeklerden kopuk br hayat yaşıyor. Sürekli kendi durumunu inkar etme halinde.” Dışişleri Bakanı Fabius hakkında acımasız sözler: “Bir yürüyüşümüzde bana, “Fabius için korkunç bir durum, hayatını tamamiyle ıskaladı’ dedi. ‘Neden böyle söyledin’ dedim. “Başbakan oldu ama asla cumhurbaşkanı olamadı’ diye yanıt verdi. ‘Ama bu hayatını sıkaladığı anlamına gelmez ki! Eşiyle oldukça mutlu bir görüntü çiziyor. Ya sen, sen mutlu musun?’ dedim. Yanıtı, ‘hayır’ oldu.” Devlet yemeğinden önce: “Ben bir devlet yemeği için hazırlanıyorum. Bana ‘Bir yemeğe hazırlanmak bu kadar mı zaman alıyor ?’ diye sordu. ‘Evet, biraz’ diye yanıtladım. ‘Halbuki senden başka bir şey de istenmiyor’ dedi.” Asgari ücreti bilmeyen solcular:
Trierweiler, Hollande’ın Julie Gayet’ye gidişini de iktidarın değiştirdiği yeni Hollande’ın tercihi olarak tanımlıyor. Kendi yoksul ailesini bütün detaylarıyla anlatan Trierweiler Hollande ve Gayet gibi solcular hakkında ise, “Sola oy verirler ama asgari ücretin ne kadar olduğundan bile haberdar değiller. Halbuki benim asgari ücrertin ne kadar olduğunu bilmem için danışmanların uzattığı nota ihtiyacım yoktu. Maaş bordrosunun altına bakmak yeterliydi” diyor. (Amerika'nın Sesi )