Yarım asırlık sır çözüldü
Firavun hararetli akademik tartışmaların konusu olmuştu. Ama artık en azınan başparmak bulundu
Liverpool Üniversitesi'ndeki bir depodan kurtarılarak sahibinin mumyalanmış cesedinin geri kalanıyla neredeyse yarım asırdır ilk kez yeniden birleşebilen başparmak bu hafta Kahire'yi dolaştı.
Mısırlı yetkililere göre, bu, dünyanın dört bir yanındaki müzelerde bulunan Mısır'a ait hazinelerin geri alınması yönünde önemli, ama küçük bir zafer niteliğinde.
Emekli bir akademisyen olan Dr. Robert Connolly, "Ben ve iki kişi dışında başparmağın orada olduğunu kimse bilmiyordu. Daima bir gün geri verilmesi gerektiğini düşündüm. Bu kez bunu yapmalıyım diye düşündüm" diyor.
Başparmak, 1960'larda Mısırlı yetkililer tarafından mumyalar üzerinde çalışan Liverpool Üniversitesi'nden anatomi profesörü Ronald Harrison'a verilmiş. Daha sonra Mısır'a iade edilmemiş ve İngiltere'ye gönderildiğine dair herhangi bir kayıt da tutulmamış.
Ronald Harrison ve asistanı Dr. Connolly 1968'den 1970'lere kadar başparmak üzerinde testler yapmış. DNA testinin olmadığı o zamanlarda mumyalar arasındaki biyolojik bağlar kan örnekleri alınarak bulunmaya çalışılıyordu.
Ancak DNA testinin yaygınlaşması ve Mısır'da da kullanılmaya başlamasıyla vücut parçalarının alınıp yurt dışına test ve araştırma için gönderilmesine gerek kalmadı ve bu uygulama sonunda yasaklandı.
Ancak bu sırada başparmak unutululdu ve yıllarca Connolly'nin laboratuvarındaki bir örnek kutusunda kilitli olarak kaldı.
Connolly, bir yıl önce Mısır uzmanı bilim insanlarının katıldığı Manchester'daki bir konferansta başparmağı geri vermek istediğini anlatıyor. Ancak yetkili kişiler konferansta bulunmadığı için bunu yapamamış.
Daha sonra dünyanın en önemli mumya uzmanlarından biri olan Zürih Üniversitesi'nden Dr. Frank Ruhli ile temasa geçmiş.
Ruhlide Mısır'da ilgili kurumun başkanı Doktor Zahi Havas'a haber vermiş.
Başparmağı kargo ile Zürih'e göndermeye karar vermişler. Daha sonra Ruhli başbarmağı Kahire'ye kendisi götürmüş ve başparmak olması gereken yere nihayet kavuşmuş.
Tutankamon'un ve en yakın akrabalarının mumyaları daima bilim insanlarının ve tarihçilerin ilgisini çekti. Akhenaten'in heykelleri, firavunu uzun ince bir yüz ve fazlaca şişkin bir karın bölgesiyle alışılmamış bir fiziksel görünüme sahip olarak gösteriyor.
Akademisyenler Akhenaten'in genetik bir bozukluktan muzdarip olduğunu ve bunun da Tutankamon'un erken ölümüne yol açmış olabileceğini düşünmüştü.
Akhenaten'in artık genetik bir bozukluktan muzdarip olmadığı, ama avangart sanatçıları çalıştırdığı, heykellerin de bunun sonucu olduğu düşünülüyor.
Daha sonraki çalışmalar ise Tutankamon'un bacağını kırdıktan sonra öldüğünü ortaya koymuştu. Dr. Havas ise Tutankamon'un ayrıca sıtması olduğuna da inanıyor.
Tutankamon'un mumyası Luksor'daki Krallar Vadisi'nde bulunurken, Akhenaten'in mumyası Mısır Antikalar Yüksek Konseyi'nin mezarında bulunuyor.