Vizesiz Avrupa için 4 ayda 11 sözleşme
Ankara, vize muafiyeti için koşulları yerine getirmek amacıyla Mart 2016'dan bu yana beş Avrupa sözleşmesini imzalayıp, 11 Avrupa sözleşmesini de onayladı. Ancak Avrupa Parlamentosu (AP) düzeyindeki siyasi engel henüz ortadan kalkmış değil.
AB ile Türkiye arasındaki vize serbestisi diyaloğu teknik açıdan ilerliyor. Ankara, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının Schengen bölgesine vizesiz seyahati için gerekli koşulları yerine getirmek amacıyla, üyesi olduğu Avrupa Konseyi bünyesinde imzaya açılmış sözleşme ve protokolleri onaylamaya devam ediyor. Türk hükümeti bu çerçevede 5 Avrupa sözleşmesine ek protokollerle ilgili onay belgelerini bu hafta Strasbourg'da Avrupa Konseyi'ne iletti. Ankara’nın onay belgelerini sunduğu protokoller ceza işlerinde karşılıklı adli yardım ve suçluların iadesini kapsıyor.
Ankara’nın böylelikle Mart 2016'dan bu yana Avrupa Konseyi cephesinde imzaladığı sözleşme ve protokol sayısı 5’e, onayladığı sözleşme ve protokol sayısı ise 11’e yükselmiş oldu. Onaylanan sözleşmeler arasında; “Avrupa Konseyi İnsan Ticaretine Karşı Eylem Sözleşmesi”, “Suç Gelirlerinin Aklanması, Araştırılması, El Konulması, Müsaderesi ve Terörizmin Finansmanına İlişkin Avrupa Sözleşmesi”, “Kişisel Verilerin Otomatik İşleme Tabi Tutulması Karşısında Bireylerin Korunması Sözleşmesi” ve “İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmeye Ek Protokoller” de var. Tüm bunlar vize serbestisi konusunda Avrupa Komisyonu tarafından hazırlanacak değerlendirme raporlarında Türkiye’nin artı hanesine eklenecek.
Terörle mücadele pürüzü
Buna karşılık Türkiye’de yürürlükteki terörle mücadele yasalarına bağlı sorun devam ediyor. Avrupa Komisyonu’nun göç ve içişlerinden sorumlu üyesi Dimitris Avramopulos'un “Terörizm ile mücadelede Türk hükümeti üzerinde oluşan yoğun baskının küçümsenemeyeceğine” dair Alman basınına yaptığı açıklamaya rağmen, vize serbestisi konusunda mutlak onayı gereken Avrupa Parlamentosu (AP) Mayıs ayında belirlediği tutumundan vazgeçmiş değil.
AP Başkanı Martin Schulz ve parlamentodaki siyasi grupların liderlerinden oluşan AP Başkanlık Divanı, “Türkiye tüm kriterleri yerine getirene ve getirdiğine dair Avrupa Komisyonu yazılı güvence verene kadar” Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına vize serbestisi konusunu AP Genel Kurulu gündemine almamayı kararlaştırmıştı.
Sağcılar vize serbestisine karşı
AP’de Brexit kararının ardından yeni bir ivme kazanmış olan AB karşıtları, aşırı sağcılar ve ulusal egemenlikçi gruplar Türkiye ile vize serbestisine blok halinde karşı çıkıyor. AP'nin sayıca en kalabalık grubu konumundaki Hristiyan Demokratlar içinde de özellikle Fransız üyeler “acele edilmemesi” gerektiğini savunuyor.
AP’de Fransız Hristiyan Demokratların liderliğini yapan Alain Lamassoure, Fransız basınına yaptığı açıklamada, Türkiye ile vize serbestisinin, “Suriye’ye gidip Avrupa’ya dönen cihatçıların Türkiye’den rahatlıkla geçmesi ve Türk pasaportu taşıması” nedeniyle “çok riskli” olduğunu öne sürdü. Türkiye’nin 1990’lı yıllarda AB ile Gümrük Birliği müzakereleri yürüttüğü dönemde Fransa’nın AB Bakanı olan Lamassoure, AP’de çoğunluğun vize serbestisine karşı olduğunu belirtip, insan hakları, basın özgürlüğü ve Kürt sorunlarını da gerekçe olarak saydı. Lammassoure, Martin Schulz’tan sonra AP başkanlığı için en kuvvetli adaylar arasında gösteriliyor.
Sol cephe yasa değişikliğinde ısrarlı
AP’nin Sosyal Demokrat, Liberal, Yeşiller ve Sol grupları ise bireysel hak ve özgürlükler, demokratikleşme, hukuk devleti ve Kürt sorunu gibi alanlarda yaşanan sorunları gerekçe gösterip, bu sorunların temelinde büyük ölçüde Türkiye’de yürürlükte olan terörle mücadele yasalarının yattığını savunuyor. Vize serbestisi diyaloğunu, Ankara'nın terörle mücadele yasalarında değişikliğe gitmesi için fırsat olarak görüyorlar.
AP’nin, Avrupa Komisyonu’nun Türkiye-AB Mülteci Uzlaşısı hakkında Eylül ayında açıklaması beklenen bir sonraki değerlendirme raporuna göre sonbaharda yeni tutum belirlemesi bekleniyor.
Kaynak: Deutsche Welle Türkçe