Ünlü mafya Matteo Messina Denaro 30 yıl boyunca nasıl saklandı? Kendi mi yakalanmak istedi
Sicilya mafyasının liderlerinden Matteo Messina Denaro, hafta başında Palermo'da bir özel hastanede yakalandı. Üyesi olduğu örgütün liderleri birer birer yakayı ele verirken Denaro, 30 yıl boyunca hem de İtalya'da hayatına devam etti. Peki Denaro'nun kaçış sırrı neydi?
İtalyanca adıyla Cosa Nostra ("bizim davamız") olarak anılan Sicilya mafyasının "Toto" lakaplı patronu Salvatore Riina, 1993 yılında yakalandı. 23 yıl boyunca arananlar listesinin üst sıralarından inmeyen Riina, yakalandığı sırada eşi ve dört çocuğuyla birlikte Palermo'da imrenilecek bir hayat yaşıyordu.
Sağ kolu Bernardo Provenzano ise Riina'dan 13 yıl sonra doğum yeri Corleone'nin yakınlarında bulunan bir çoban kulübesinde yakayı ele verdi. Riina'nın aksine Provenzano, adeta bir keşiş gibi yaşıyor, günlerini peynir ve hindiba yiyip ibadet etmekle geçiriyordu.
İlerleyen yıllarda Riina'nın yakın çevresindeki herkes teker teker yakalandı. Aktif oldukları dönemde aralarında yargıçlar, rahipler ve siyasetçiler de bulunan yüzlerce kişiyi katleden Cosa Nostra üyelerinden sadece biri kaçmayı başardı.
Güzel kadınlara ve hızlı otomobillere düşkünlüğüyle bilinen bu adam, zenginliğiyle ve lüks merakıyla adından söz ettiriyordu. Ancak böyle bir hayat yaşamasına rağmen 30 yıl boyunca yakalanamadı.
O kişi hafta başında gözaltına alındığı dünyaya duyurulan Matteo Messina Denaro'dan başkası değildi. Peki zamanında "Bir mezarlığı tek başıma ben doldurdum" diye övündüğü söylenen Denaro, bunca zaman kaçmayı nasıl başardı?
Matteo Messina Denaro'nun evinde salı günü yapılan baskında parfümler ve ünlü tasarımcıların elinden çıkma giysiler bulundu. Dairenin Trapani yakınlarındaki Campobello di Mazara kasabasında mütevazı bir binada olduğu belirtildi. Evin yakın zamanda kullanıldığı ancak polislerin Denaro'nun son günlerde vakit geçirmiş olabileceği diğer yerleri de aradığı ifade edildi. Polis daha önce de yakalandığı sırada Denaro'nun kolunda 35 bin euro değerinde bir saat olduğunu açıklamıştı.
"KENDİ BÖLGESİNDE KORUNUYORDU"
Her şeyden önce çevresindekiler Denaro'nun kaçabilmesi için ellerinden geleni yapıyordu. Castelvetrano mahallesinde ve Trapani ilçesinde yaşayanlar Denaro'ya sonsuz bir sadakatle bağlı olduğundan, bölge polisinin yaptığı operasyonlar yıllar boyunca hep hüsranla sonuçlandı.
Aralarında Denaro'nun kız kardeşi Patrizia'nın da bulunduğu birçok kişiyi tutuklayıp sorgulayan İtalyan polisi, kimsenin ağzından bir kelime bile alamıyor, umutlar her seferinde suya düşüyordu.
"L'invisibile" (Görünmez) isimli Denaro biyografisinin yazarı Giacomo di Girolamo, The Guardian'a yaptığı açıklamada, "'Matteo Messina Denaro nerede?' diye sorsanız insanlar 'Ya öldü ya da Trapani ilçesinde' diye yanıt verirdi. Brezilya'ya veya Kuzey Avrupa'ya kaçan mafya üyelerinden değildi. 'Ndrangheta liderleri gibi kendine Kalabriya'da bir sığınak inşa etmeye ihtiyacı yoktu. O kendi bölgesinde korunuyordu" ifadelerini kullandı.
Güvenlik güçlerine göre ise Denaro, eski ve yeni mafyanın özelliklerini bir arada taşıyordu.
Yıllar boyunca Denaro'yu kovalayan Mafyayla Mücadele Ulusal Direktörlüğü'nün üyelerinden eski sulh hâkimi Teresa Principato, 2014'te yaptığı bir açıklamada şu ifadeleri kullanıyordu:
"Eski mafya babaları gibi, mafyayı sadece bu onura layık olanların dahil olduğu üstün bir kurum olarak görüyor. Sadece kendine yakın olanların katılımına izin veriyor. Ama aynı zamanda çok da modern. Kâr edebileceği her işe girmeye hazır, açgözlü, acımasız bir para babası ve metotları işe yarıyor."
BAZI ÖZELLİKLERİ HOŞ KARŞILANMIYORDU
Denaro'nun Cosa Nostra'daki rolü uzun zamandır tartışılıyordu. Riina'nın "altın çocuğu" olarak bilinen Denaro, Palermo'nun bir mahallesi olan Brancaccio'da doğup büyüyen Graviano kardeşlerle oldukça yakındı. Hatta Riina'nın, "Bana bir şey olursa, Matteo ve Guiseppe [Graviano] her şeyi biliyor" dediği rivayet ediliyordu.
Riina ve yardımcısının yakalanmasından sonra Cosa Nostra'nın merkezî karar alma komisyonu, yeni bir lider atamak için adımlar attı ama her seferinde hazırlıklardan haberdar olan polis yıkıcı darbeyi zamanında vurmayı başardı.
Babası Ciccio, eski nesil bir 'capo' (İtalyanca 'kafa', mecazen çete lideri) olsa da "U Siccu" yani "Sıska" lakabıyla bilinen Denaro'nun geleneksel bir mafya patronu olmak için gerekli özelliklere sahip olmadığı söyleniyordu. Zira gösterişi çok seviyordu ve oyun merakı pek hoş karşılanmıyordu. (Denaro'ya bir çizgi roman karakterinden ilhamla "Diabolik" lakabı da verilmişti.)
Di Girolamo, "Corleone grubunun bir parçası haline geldi ama bazı açılardan çok modern bir patrondu" dedi ve ekledi:
"Evli değildi ama sevgilisiyle bir çocukları vardı. Eski moda mafya patronları bağlamında böyle bir şey tahayyül bile edilemezdi. Dahası eski zamanlarda mafya patronları oldukça dindarken Denaro, kendini agnostik hatta ateist olarak tanımlıyordu."
92 VE 93'TE İTALYA'YI KANA BULADILAR
Cosa Nostra, mafyayla mücadelenin tanınmış ve hayranlık duyulan isimleri olan yargıçlar Giovanni Falcone ve Paolo Borsellino'ya 1992'de düzenlediği suikastların ardından İtalyan devletinin hedefi haline geldi.
Riina'nın yakalanmasının ardından 1993'te, Denaro; Milano, Floransa ve Roma gibi önemli turistik ve kültürel merkezleri hedef alan bombalı saldırılarla ilişkilendirildi. (Bu saldırıların amacı, devleti mafyayla mücadele yasalarını geri çekmeye zorlamaktı.)
Denaro, en son 1993 yılında Toskana'da görüldü. Söz konusu olayda, Uffizi Galerisi önünde park halindeki bir otomobile yerleştirilmiş patlayıcıların infilak etmesiyle 3 kişi hayatını kaybetmiş, 40'tan fazla kişi yaralanmış, paha biçilmez sanat eserleri zarar görmüştü.
Danero, Corleone çetesinin en korkunç suçlarından birinin de parçasıydı. Çete, sonradan itirafçı olan bir mafya patronunun 11 yaşındaki oğlu Guiseppe di Matteo'yu kaçırıp öldürdü. Babasına, ifadesini geri alması yönünde baskı yapmak amacıyla kaçırılan çocuk, 2 yıl boyunca Sicilya'nın batısındaki çeşitli noktalarda zincire vurulmuş vaziyette hapis tutuldu. Bu sürenin sonunda öldürülen çocuğun cansız bedeni de çete üyeleri tarafından ortadan kaldırıldı.
Böylesine kanlı bir katilin yakalanmış olmasının, İtalya polisi adına önemli bir zafer olduğu ortada. Ne var ki günümüzde Denaro'nun pek önemli bir insan olmadığını düşünenler de var.
Örneğin Principato, The Guardian'a yaptığı açıklamada, "Denaro hiçbir zaman patron olmadı" ifadelerini kullandı ve ekledi: "Komisyonun üyesiydi ama o başka bir şey. Palermo'nun kontrolünü hiçbir zaman ele geçirmedi, Trapani'nin bölgesel patronu olarak kaldı."
KASTEN Mİ YAKALANDI?
Denaro'nun Sicilya'nın doğusundaki çeşitli kliniklerde tedavi gördüğü yönündeki ihbar doğrultusunda hareket eden Pricipato, yıllarını 60 yaşındaki adamı izlemeye adadı. (Riina'nın sağ kolu Provenzano da bir keresinde prostat kanseri tedavisi almak için gittiği Marsilya'da yakalanmanın eşiğinden dönmüştü.)
Diğer yandan Riina'nın hapishanedeki sıkı güvenliğe ve sınırlı sayıda ziyaretçiyle görüşmesine izin verilmesine karşın Cosa Nostra'yı yönetmeye içeriden devam ettiği de yaygın bir söylenti.
Dolayısıyla Denaro'nun günümüzde Cosa Nostra'da bir ağırlığı olup olmadığı sorusunun cevabı sağlık durumuyla yakından ilişkili.
Denaro'nun La Maddalena Hastanesi'ne kanser tedavisi için gittiği tahmin ediliyor. Savcılık ise Denaro'nun hastalığına karşın hapis yatabilecek kadar sağlıklı olduğunu ve tedavisine cezaevinden devam edeceğini açıkladı.
Bazıları Denaro'nun yıllarca kaçtıktan sonra kasten yakalandığını zira ömrünün geri kalanını bir hastanede geçirmek istediğini söylüyor. Bu iddia tartışmalı olsa da Denaro'nun çevresindeki koruma kalkanının nihayet bir yerinden açık verdiği ortada. Üstelik Cosa Nostra'nın merkezi karar alma komisyonunu değiştirme girişimleri de önlendiğinden, bu noktada Denaro'nun yerine geçebilecek kimse olmadığı tahmin ediliyor.
Hürriyet'te yer alan habere göre; Geçmişte Palermo'da mafyayla mücadele savcısı olarak da görev yapmış olan yüksek hukuk konseyi üyesi Nino di Matteo, Denaro'nun yakalanmasını şu sözlerle yorumladı:
"Bu harika bir haber ama Matteo Messina Denaro'nun 92-93 yıllarındaki bombalı saldırılardaki rolü anlaşılmadan devletin başarısı eksik kalır. Dahası 30 yıl boyunca kaçmayı nasıl başardığı ve kendisini koruyanlar da açığa çıkarılmalı."
"Bugünkü tutuklama önemli bir adım ancak bu tutuklamayla mafyayla olan savaşın bittiğini düşünmek büyük hata olur. Matteo Messina Denaro'nun halen özgür olan en önemli mafya üyesi olduğuna şüphe yok ancak tecrübelerimiz bize Cosa Nostra'nın toparlanıp yeniden örgütlenerek faaliyetlerine kaldığı yerden devam edebileceğini gösteriyor. Ben Denaro'nun çok şey bildiğini düşünüyorum. Adaletle iş birliği yapıp bildiklerine dair doğruyu söylerse çok önemli bir adım atılmış olur."