"Türkiye’nin AB üyeliği tartışmalarının tek sebebi Müslüman ülke olması"
Fransız gazeteci Jean-Dominique Merchet, "Türkiye’nin AB üyeliğinin tartışılmamasının tek sebebi Müslüman ülke olması. Bundan dolayı Avrupalılar özellikle de Fransızlar Türkiye’yi Avrupa’da istemiyor." dedi.
L'Opinion gazetesi yazarı Merchet, Türkiye’nin AB’ye üyelik süreciyle ilgili ön yargılar ve terörle mücadeleye ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Fransa'da Türkiye'nin Müslüman nüfusundan kaynaklanan ön yargılar olduğunu söyleyen Merchet, "Türkiye’nin AB üyeliğinin tartışılmamasının tek sebebi Müslüman ülke olması. Bundan dolayı Avrupalılar özellikle de Fransızlar Türkiye’yi Avrupa’da istemiyor. Kullanılan argümanlar ne olursa olsun bu reddedişin tek nedeni Türkiye’nin büyük bir Müslüman ülke olması. Eğer siz Türkiye’nin AB sisteminde bir yer edinebileceğini söylerseniz, düşmanla iş birliğiyle suçlanabilirsiniz. Bu konunun tabu haline getirilmesini kabul etmek mümkün değil." diye konuştu.
"Türkiye'nin AB üyeliğinin tartışılmaması üzücü"
Türkiye’nin AB’ye üyelik sürecinin Fransa'da artık tartışma konusu olmamasının üzüntü verici olduğunu belirten Merchet, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu konu çok eski bir hikaye. Ne yazık ki Türkiye'nin üyeliğini artık Fransa’da tartışamıyoruz. Birkaç yıl önce konuya ilişkin bazı argümanlar öne sürüyor ve "iyi bir fikir mi?" diye sorgulayabiliyorduk. Mesela eski Cumhurbaşkanı Jacques Chirac ve eski Başbakan Michel Rocard Türkiye’nin üyelik fikrine yakındı. Destekleyen ve karşı olan argümanlar vardı. Bugün bu tartışmayı Fransa’da yürütmek mümkün değil. Buna üzülüyorum."
"Türkiye terörle mücadelede siyasi açıdan yalnız"
Merchet, Türkiye'nin terörle mücadelede uluslararası arenada siyasi açıdan yalnız bırakıldığına işaret ederek "Avrupa ve ABD, Türkiye ile terörle mücadele konusunda istihbarat paylaşımı yapıyor. Ancak Türk toplumu ve yöneticiler kendisini bu konuda yalnız hissediyor. Uluslararası toplumun terörle mücadeleye teknik olarak destek verdiği söylenebilir ama siyasi anlamda Türkiye izole ediliyor." ifadesini kullandı.
Türkiye'nin özellikle üç terörist tehditle karşı karşıya olduğunu vurgulayan Merchet, bunlardan ilkinin Avrupa’da da saldırılar gerçekleştiren DEAŞ terör örgütü, ikincisinin PKK gibi terör grupları, her ne kadar uluslararası toplum henüz kabul etmese de üçüncü bir terörist tehdit olarak da Gülen grubunu algılandığını dile getirdi.
Merchet, terörizmle mücadelede ülkelerin farklı bakış açılarına sahip olduğunu söyleyerek şöyle devam etti:
"Suriye ve Irak’taki silahlı gruplara ilişkin fikri bir karmaşa söz konusu. Bir ülkenin terörist kabul ettiği grubu başka biri kabul etmiyor. Birleşmiş Milletler, terörizmin tanımı konusundaki görüş birliğini sağlamada hiçbir zaman başarılı olamadı. Durum böyleyken dünyada bu konuda bir birlik oluşması çok zor."
PKK'nın da terör örgütleri arasında yer aldığını belirten Merchet, "AB ve ABD tarafından kabul edilen terör örgütleri listesinde El-Kaide’ye bağlı bazı örgütler ve PKK yer alıyor. ABD'nin Suriye'de PKK'ya bağlı kürt gruplara destek vermesi tartışmalara neden oluyor. ABD, terörist olarak nitelendirdiği PKK'ya bağlı bir başka grubun yanında yer almış oluyor. Ülkelerin terörizm algısı zamanla değişebiliyor." diye konuştu.
"Avrupa sığınmacılara yeteri kadar sahip çıkmıyor"
Türkiye'nin Suriye'deki iç savaştan kaçarak sığınan insanlara büyük insani yardım faaliyetinde bulunduğunu vurgulayan Merchet, "İmkanları çok daha az olmasına rağmen Türkiye ve Lübnan gibi ülkeler Avrupa ülkelerinden daha çok Suriyeli sığınmacı ağırlıyor. Özellikle Türkiye'nin insani yardım konusundaki faaliyetleri takdir ediliyor. Avrupa ne yazık ki sığınmacılara yeteri kadar sahip çıkmıyor. Bunun yerine yeni bariyerler oluşturuluyor. Birçok Avrupa ülkesinde sığınmacıların karşılanmasına ilişkin bir istek yok." ifadelerini kullandı.