"Türkiye-ABD ilişkileri NATO ittifakı için çok önemli"
ABD'nin eski NATO Avrupa Müttefik Kuvvetleri Yüksek Komutanı Oramiral James Stavridis, Türkiye ile ABD arasındaki stratejik iş birliğinin devam ettiğini ancak bazı "taktiksel rahatsızlıkların" söz konusu olduğunu söyledi.
Oramiral Stavridis, emekli Tümamiral Ali Deniz Kutluk ile Türk Miras Vakfının Washington'da düzenlediği panelde konuştu.
Babasının ordudayken Kore Savaşı sırasında Türk askerleri ile görev yaptığını ve kendisinde Türklerle ilgili önemli bir izlenim bıraktığını belirten eski NATO komutanı, ABD ordusunda görevli olduğu yıllarda Türk askerleriyle çalıştığını ve Türk ordusunun özellikle hava, deniz ve özel kuvvetlerini oldukça başarılı bulduğunu söyledi.
Türk-Amerikan ilişkilerine de değinen Stavridis, Washington'daki bazı düşünce kuruluşlarının Türkiye'ye ilişkin "ne dost ne düşman" şeklindeki tanımlamalarını eleştirdi.
Stavridis, "İki ülke arasındaki ilişki stratejik olarak yolunda. Zaman içinde menfaatlerimizin ayrışmaktan ziyade aynı çizgiye geleceğine inanıyorum." görüşünü paylaştı.
Büyük ulusların daimi ittifaklarından ziyade daimi menfaatleri olduğuna dikkati çeken emekli oramiral, Türkiye ile ABD arasında bazı "taktiksel rahatsızlıklar" bulunduğunu ifade etti.
İki ülke arasındaki anlaşmazlıkların bir an önce çözülmesi gerektiğine dikkati çeken Stavridis, "Operasyonel sınamaları çözmemiz gerektiği gibi bunları da (taktiksel sorunlar) çözmemiz gerekir çünkü bu ilişki ABD için de NATO ittifakı için de çok önemlidir." dedi.
"Suriye'nin tek parça kalmasının olası görülmediğini düşünüyorum"
Suriye'de Beşar Esed rejiminin çocuk ve kadınlar dahil sivilleri katlettiğini anlatan Stavridis, Türkiye'nin Esed rejimi konusundaki sert tavrını korumasını umut ettiğini dile getirdi.
İran'ın başta Suriye olmak üzere tüm Orta Doğu'da yayılmaya çalıştığını ve bu nedenle ABD'nin bölgeyle angajmanda kalmak durumunda olduğunu belirten Stavridis, ABD'nin Suriye ve Orta Doğu'daki Şii baskısından endişe duyduğunu söyledi.
Stavridis, ABD ile Türkiye'nin, Suriye'nin kuzeyinde güvenli bölge oluşturulması üzerinde çalışmasının, Türkiye'nin terör konusundaki bazı endişelerine cevap verebileceğine işaret ederek, "Gerek Türkiye tarafından gerekse uluslararası kuvvetlerce uygulansın, (Suriye'de) güvenli bölgenin artık ciddi ciddi tartışılması gerektiğine inanıyorum." diye konuştu.
Suriye'yi 90'lardaki Balkanlar'a benzeten Stavridis, "Suriye'nin tek parça bir ülke olarak kalmasının artık olası görülmediğini düşünüyorum." dedi.
Ülkenin Şii ve Sünni eksen üzerinden bölünebileceğine dikkati çeken Stavridis, "Zaman içinde Sünni bir Suriye ve Şii bir Suriye görmenin gerçek olacağını düşünüyorum." ifadesini kullandı.
Stavridis, Türkiye'nin Rusya'dan S-400 füze savunma sistemleri almasına da değinerek, iki tarafın karşılıklı güvence vermesiyle teknik çözümlerin söz konusu olabileceğini söyledi.
"Türkiye, ABD'nin kendine tabi kılacağı bir ülke değil"
Emekli Tümamiral Kutluk da Türkiye'nin, ABD ile ittifakı için başta Kore Savaşı'nda olmak üzere Soğuk Savaş döneminde ABD ile Sovyetler Birliği arasındaki nükleer mücadelenin de sahnesi haline gelmesi gibi birçok fedakarlıkta bulunduğunu anlattı.
Ülkesinin tarihin hiçbir döneminde bağımsızlığından ödün vermediğine işaret eden emekli tümamiral, Türkiye'nin bağımsızlığının izini takip ettiğini söyledi.
ABD'nin pek çok ülkeye destek verdiğini hatırlatan Kutluk, ABD'nin Türkiye ile ilişkilerini başka ülkelere benzetmemesi gerektiğini, Türkiye'nin kendine tabi kılacağı bir ülke olmadığını vurguladı.
Türkiye'nin Rusya ile ilişkilerine de değinen Kutluk, bu ilişkinin doğrudan ABD ile ilişkileri etkilemediğini belirtti.
Kutluk, Türkiye'nin Rusya'dan S-400 füze savunma sistemi almasına ilişkin de pek çok NATO ülkesinin Rus yapımı sistemler kullandığını hatırlatarak, bu konuda sadece Türkiye'nin eleştirilmesine dikkati çekti.
ABD'nin S-400'ler konusunda F-35'lerle ilgili kaygısına da değinen Kutluk, "Türkiye, F-35'in sadece bir alıcısı değil, aynı zamanda katılımcısıdır. Bu uçakların bilgilerinin Ruslarca elde edilmesi demek, Türkiye'nin de ortağı olduğu bir projenin riske girmesi demektir." diye konuştu.