"Trump, İsrail'in tarafını tuttu"
Filistin Başmüzakerecisi Saeb Erekat, ABD Başkanı Donald Trump'ın yönetimindeki ABD'nin Ortadoğu'da arabulucu olarak devam edemeyeceğini belirterek "Trump, ABD'nin Ortadoğu barış sürecindeki diplomasi geleneğini yok sayarak İsrail'in tarafını tutmaktadır." dedi.
Erekat, New York Times gazetesinde "Trump Amerika'sının Ortadoğu'da arabulucu olmasını unutun" başlıklı bir makale kaleme aldı.
"Trump, İsrail-Filistin meselesinde, uluslararası hukuk ve kurumların rolü ile ABD'nin Ortadoğu barış sürecindeki diplomasi geleneğini yok sayarak İsrail'in tarafını tutmaktadır." ifadesini kullanan Erekat, atılan bu adımla bölgede tek arabulucu olan ABD'nin bu konuda yetkisiz kaldığını savundu.
Erekat, makalesinde, Trump'ın, Filistin'deki Yahudi yerleşim sektörüyle yakın bağları bulunan David Friedman'ı Tel Aviv Büyükelçisi olarak ataması ve Batı Şeria'da uluslararası hukuku yok sayan bu sömürgeci politikaları desteklemesi sebebiyle hakkaniyetli bir çözüm için ülkesinin bölgede arabulucu olamayacağını vurguladı.
Trump'ın İsrail'in insan hakları ihlallerini ve Filistin'de yerleşim yerleri inşa etmeye devam etmesini eleştiren onlarca yıllık Amerikan politikasından ayrıldığına dikkat çeken Erekat, ABD yönetiminin iki devletli çözüme yanaşmamasıyla ilgili şunları kaydetti:
"Başkan Trump şu anda İsrail'de halk arasında ve yönetimde yükselen radikal görüşlere sahip aşırı sağa koruma sağlıyor ve ekibi de İsrail'le herhangi bir konuda ters düşmekten kaçınıyor. Kendisine kalıcı barış elde etmek için ortaya koyduğumuz tüm görüşlerimizi sunduk ancak hala bir geri dönüş alamadık. Çünkü halihazırdaki İsrail hükümeti iki devletli çözümü reddediyor. Trump'ın Uluslararası Müzakereler Özel Temsilcisi Jason Greenblatt ve Ortadoğu temsilcisi Jared Kushner barış için gerekli olan herhangi temel meseleyi ele almayı reddediyor."
Erekat, atılan bu adımların barış sürecini Filistinlilerin İsrail'i tanıdığı Oslo döneminin bile gerisine taşıdığı görüşünü savundu ve Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanımanın Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyinin 478 nolu kararını ve zorla toprak elde etmeyi yasaklayan genel şartnamesini ihlal ettiğini hatırlattı.
Başmüzakereci Erekat, "Bu karar, aynı zamanda ABD'nin 1991'deki 'Kudüs'ün statüsüne müzakereyle karar verilmeli' ve 'ABD, İsrail'in Doğu Kudüs'ü işgal etmesini ve sınırlarını genişletmesini tanımıyor.' şeklindeki deklarasyonuyla ters düşüyor." ifadelerini kullandı.
Makalesinde Trump'ın şimdi de Filistinli mülteciler konusunu masadan kaldırmak istediğine dikkat çeken Erekat, "Bir sonraki adım ne olacak? Trump'ın söz verdiği 'nihai anlaşma', 'zoraki anlaşmaya dönüştü." değerlendirmesinde bulundu.
Erekat, Filistin meselesinin uluslararası kamuoyunda kaybedilmiş bir test olduğunu savunarak tüm dünyanın İsrail'i uluslararası hukuku ihlal etmekten sorumlu tutmaya başlaması gerektiğini kaydetti.
Trump'ın Kudüs açıklamasından sonra barış için etkin olabilecek yeni ülkelerle görüşmeye başladıklarını ifade eden Erekat, Rusya, Çin, Japonya, Güney Afrika, Hindistan ve Avrupa Birliği'nden barışa öncülük edebilecek liderle görüştüklerini bildirdi.
Erekat, Trump yönetiminin Ortadoğu'daki bu adımlarının başka tarafların arabulucu olmasına imkan tanıyabileceğini belirterek bu durumun Filistin'in adil ve nihai bir barışa ulaşabilmesi için anlamlı müzakereler yürütmesine imkan sağlayacağının altını çizdi.
Erekat, "Bu süreç, İsrail'in işgaline son verecek ve 1967 sınırlarıyla Doğu Kudüs'ü başkent olan, bağımsız bir Filistin devleti kuracak bir zaman çerçevesiyle başlamalı. Böylece Filistinliler vazgeçilemez haklarını elde edecek, İsrail de bölgede normal ilişkiler kurabilecektir. Sadece böyle bir uluslararası çaba eşitsiz güç dengelerine hitap eder, uluslararası hukuku destekler ve umut, özgürlük, adalet ve barış dolu bir gelecek ortaya koyar." ifadelerini kullandı.