Tartışmalara yol açan "İslam Yasası" kabul edildi
Avusturya'da tartışmalara neden olan "İslam Yasa Tasarısı", Meclis Genel Kurulu'nda kabul edilerek yasalaştı. Yeşiller Partisi Milletvekili Alev Korun, yasanın olumsuz yönlerinin, olumlu yönlerinden çok fazla olduğunu söyledi.
Avusturya Sosyal Demokrat Partisi (SPÖ) ve Avusturya Halk Partisi'nin (ÖVP) oluşturduğu koalisyon hükümeti tarafından hazırlanan "İslam Yasa Tasarısı", Meclis Genel Kurulu'nda görüşüldü. Tasarının görüşmeleri sırasında iktidar ile muhalefet milletvekilleri arasında zaman zaman tartışma yaşandı.
Tasarı aleyhine ilk sözü alan aşı sağcı Avusturya Özgürlük Partisi (FPÖ) genel başkanı Heinz-Christian Strache, tasarının "radikal İslamcılara" karşı bir yasa olmadığını belirterek, daha sert bir yasanın kabul edilmesi gerektiğini söyledi. İmamların kendi dillerinde değil Almanca olarak vaaz vermesi gerektiğini ifade eden Strache, "İslam, Avusturya'nın parçası değildir. Yasada, minare yasağı ve burka yasağı da olması gerekir" diye konuştu.
Yeşiller Partisi Milletvekili Alev Korun, yasanın günün şartlarına uygun bir şekilde yapılması gerektiğini belirterek, "Müslümanlar Avusturya'nın bir parçasıdır, diğer din mensupları olduğu gibi" dedi.
Avusturya'da doğup büyüyenlerin imamlık eğitimi almasını olumlu bulduklarını belirten Korun, "Yasada Müslümanlara şüphe ile bakılmamalıdır. Biz Yeşiller olarak bu yasaya karşyız. Çünkü negatif tarafları pozitif taraflardan daha fazla" diye konuştu. Korun, yurtdışı finansmanı konusunda şeffaflık istediklerini ifade etti.
SPÖ'li Devlet Bakanı Josef Ostermayer ise yasayı İslam Cemaati ve Alevi cemaatinin temsilcileriyle görüşerek hazırladıklarını belireterek, cemaat liderlerinin yasayı kabul ettiğini ifade etti. İslam Yasası'nın bir terör veya asayiş yasası olmadığını vurgulayan Ostermayer, sadece 1912 tarihli İslam Yasası'nın günün şartlarına göre uyarlandığını ve modernleştirildiğini söyledi. Ostermayer, yasanın bütün Müslümanların haklarını koruduğunu aktardı.
Dışişleri ve Entegrasyon Bakanı Sebastian Kurz ise yasayı Müslüman cemaatlerle birlikte hazırladıklarını belirterek, eleştirilen "finansman yasağı" ile ilgili olarak dışardan gelen etkileri azaltmak istediklerini söyledi. Kurz, "Başka hükümetler tarafından atanan imamları Avusturya'da istemiyoruz" dedi. İslam'ın Avusturya'nın bir parçası olduğunu kaydeden Kurz, "Bana göre İslam Avusturya'ya aittir. Avusturya 1912'de İslam'ı tanıdı. 500 binin üzerinde Müslüman yaşıyor. Biz göç alan bir ülkeyiz. Müslümanları yok sayamayız. Bu nedenle problemleri çözmeliyiz. Bu yasa bu problemleri çözme ve hakları koruma adına iyi bir yasadır" diye konuştu.
Yaklaşık 3,5 saat süren konuşmaların ardından oylamaya geçildi. Oylamadan önce hükümetin sunduğu iki değişiklik önergesi kabul edildi. Birinci önergeye göre camilerin dernek statüsünden tüzel kişiliğe geçmesini öngören süre Aralık 2015 tarihinden itibaren Mart 2016'ya kadar uzatıldı. Diğer önergeye göre camilerde görev yapan imamların maaşlarını İslam Cemaati verecek.
Önergelerin kabul edilmesinden sonra tasarının tümü üzerinde oylama yapıldı. Yeşiller, NEOS, Avusturya Özgürlük Partisi'nin reddettiği tasarı, SPÖ ve ÖVP'li milletvekillerinin oylarıyla kabul edildi. Oy çokluğuyla kabul edilen tasarı, yapılan değişiklikler ile birlikte yasalaştı.
“Almanca konuşan imamlara ihtiyacımız var”
Avusturya Dışişleri ve Entegrasyon Bakanı Sebastian Kurz, İslam Yasası'na yönelik eleştirileri kabul etmediğini belirterek, "Ben, Avusturyalı ve Müslüman olmaktan aynı zamanda gurur duyulmasının mümkün olduğuna inanıyorum. Bu kesinlikle amaca ulaşmak için gereklidir. Bizim, Almanca konuşan ve gençlere rol model olacak imamlara ihtiyacımız var" diye konuştu.
Kurz, yasanın radikalizm ve terörle mücadele kapsamında çıkarıldığı eleştirilerine ise şöyle cevap verdi: "Bu yasa, radikalizm veya terörizm karşıtı bir yasa değildir. Bu bir İslam Yasası'dır. Biz bu yasayı Paris'teki saldırılar nedeniyle de çıkarmadık. Yaklaşık 3 yıldır bu yasayı çıkarmak için İslam Cemaati ile müzakereler yapıyoruz."
"Anayasa Mahkemesi yolu her zaman açık"
Yeşiller Partisi Milletvekili Alev Korun ise "İslam Yasa Tasarısı"nın iktidar partilerinin oylarıyla kabul edildiğini, muhalefet partilerinin ise tasarıyı reddettiğini söyledi. İktidarın yasayı, güvenlik yasası ile karıştırdığını kaydeden Korun, yasanın olumsuz yönlerinin, olumlu yönlerinden çok fazla olduğu için reddettiklerini belirtti.
Yasanın Meclis'ten geçtiğini ve bundan sonra mahkeme sürecinin başlayacağına işaret eden Korun, sözlerini şöyle sürdürdü: "Hukuk devletinde Anayasa Mahkemesi yolu her zaman açıktır. Hukuk devleti dediğimiz şey, bir kanunun yanlış olduğunu düşünen, bir kanunun kendisine zarar verdiğini düşünen vatandaşların kanuni haklarını kullanarak yüksek mahkemeye başvurması demektir. Her kanunda olduğu gibi bu kanunda da hukuk yolu elbetteki açık. Önümüzdeki aylarda böyle bir başvuru olacak mı ve en önemlisi de Avusturya Anayasa Mahkemesi bu başvuruya nasıl bir cevap verecek onu hep beraber göreceğiz."
Müslümanlara yönelik şüphe
Bir taraftan Müslümanların fiilen kullandığı bazı hakları hukuki güvence altına alan yasa, diğer taraftan Müslümanların din ve örgütlenme özgürlüğü ile eşitlik haklarını ihlal eden maddeleri içeriyor.
Yasada, Müslümanlara yönelik suçlayıcı ifadeler yer alıyor. Müslümanların "devlete ve topluma karşı olumlu tutum içinde olmaları", "yasa dışı girişimlerde bulunmamaları" ve "yasalara uymaları" gibi ifadeler ayrımcılık yasağı ve eşitlik ilkelerine aykırı görülüyor.
Yurtdışından imam gelemeyecek
Tasarıda yurt dışından gelen imamların ve finansmanın engellenmesini öngören "yurt dışından finansman yasağı" maddesi kırmızı çizgi olarak adlandırılmıştı. Bu madde Türkiye'den gelen ve camilerde vazife yapan 65 imamı doğrudan etkileyecek. Son değişikliğe göre yurt dışından gelen imamlar, kanun yürürlüğe girdikten bir sene sonra ülkeden ayrılacak. Yurt dışından gelen imamların yerine Avusturya'da yetişmiş imamların istihdam edilmesi planlanıyor.
İptal yetkisi
Tasarıdan çıkarılması istenen maddelerden bir diğeri "Bakanlar kurulunun, bir dini cemaati tanıması ve lağvedilmesinde yetkili olması"ydı. Söz konusu yetkinin başbakandan alınıp bakanlar kuruluna verilmesi, Müslümanlar açısından yeterli bulunmuyor. Söz konusu madde aşırı sağcı bir iktidarın Müslümanlara ait dini cemaat ve dernekleri lağvedeceği endişelerini güçlendiriyor.
İmam yetiştirilmesi
Yasaya göre "sadece üniversitede kurulacak İslam teolojisi bölümünden mezun olanlar" imam olabilecek. İmam yetiştirecek öğretim üyelerinin seçilmesinde cemaatin onayı aransa da müfredatın ve eğitim verecek kadronun tek taraflı olarak devlet tarafından belirlenmesi yetiştirilecek imamların ehliyetini sorgulanır hale getiriyor. Avusturya'daki üniversitelerde yetişecek imamların camilerde Almanca vaaz verme ihtimali Müslümanları endişeye sevk ediyor.
Camilerin kapatılması
Yasaya göre dernek bünyesindeki camilerin tüzel kişiliğe geçmemeleri halinde kapatılmaları söz konusu. Tasarıda "Tüzel kişilik düzenlemesine göre amacı dini topluma dair dini içerikleri yaymak olan dernekler kapatılacaktır" ifadeleri yer alıyor. Bu maddeyle devlet, camilerin kontrol ve denetimini artırmak istiyor. Yasada yapılan değişiklikle camilerin dönüşüm süreci 3 ay daha uzatıldı.
Dini etkinlikler
Yasaya göre dini cemaatlerin düzenleyeceği etkinlikler "güvenlik" gerekçesiyle iptal edilebilecek. Yasada, "toplumsal güvenlik, nizam ve sağlığın ya da milli güvenliğin, diğer fertlerin güvenliğinin, hak veya özgürlüğünün kısıtlanmasına yol açabileceği düşünülen etkinliklerin iptal edilebileceği" belirtiliyor.
Cemaatin sorumluluğu
Yasaya göre kurulacak olan Avusturya İslam Topluluğu, devlete hesap veren, Müslümanlardan hesap soran bir konuma yükselecek. Bakanlar kurulunun izni ve onayı olmadan cemaat kurulamazken, cemaatin izni olmadan cami açma ve imam ataması yapılamayacak. Son değişiklikle imamların maaşlarının cemaat tarafından verilmesi kararlaştırıldı. Buna göre camilerde görev yapan imamlar, maaşlarını cemaatten alacak.