Suruç katliamı hakkında bu yorumları yaptılar
Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde düzenlenen ve 32 kişinin ölümlüne sebebiyet veren terör saldırısı ile Türkiye’nin Suriye politikasına Avrupa gazetelerinin yorum sütunlarında geniş yer veriliyor.
Barcelona’da yayımlanan İspanyol gazetesi La Vanguardia, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın sorumluluk üstlenmesi gerektiğine işaret ettiği yorumunda şu değerlendirmeyi yapıyor:
“Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan terör örgütü IŞİD’in Suriye’deki mevzilerinin ABD liderliğindeki koalisyon tarafından bombalanmasını uzun süre eleştirdi. Erdoğan’ın tezi, bombardımanların terör örgütü PKK ile Suriye’deki uzantısı YPG’ye yarayacağıydı. Erdoğan’ın cihatçı tehdit karşısındaki tutumunun tehlikeli ve hatalı olduğunu idrak etmesi için IŞİD’in Türkiye’de kanlı saldırı düzenlemesi mi gerekirdi? Erdoğan NATO müttefiki ve Avrupa Birliği’nin imtiyazlı ortağı olarak sorumluğunun bilincine varıp IŞİD ile mücadelenin öncülüğünü üstlenmelidir. Türkiye bundan kazançlı çıkar.”
Gazeta Wyborcza adlı Polonya gazetesi hilafet ilan eden IŞİD ile mücadelenin ortaklaşa yürütülmesi gerektiğine vurgu yapıyor:
“Ankara gibi Batı da bölge güvenliği açısından en büyük tehlikenin iktidara kenetlenen Suriye diktatörü olduğunu zamanında anlasa ve Suriye muhalefetine yardım etseydi, hiçbir zaman Suriye’deki kaos ortamından IŞİD belası peydah olmazdı. Irak’taki kırılgan barış korunabilir, Tunus’ta bin bir güçlükle elde edilen Arap Baharı’nın başarıları tahrip olmaz, turistler ve müzeler saldırıya uğramazdı. Radikal İslamcılar Türkiye’de 30’dan fazla genci katletmekle, dünyaya ‘biz her şeye muktediriz’ mesajını vermek istediler. Türklere kendilerini savunabilmeleri için yardımcı olalım. Çünkü Suruç, Paris, Tunus ya da Sousse domino taşlarından başka bir şey değildir.”
Avusturya’nın günlük siyasi gazetelerinden Die Presse Suruç saldırısının kanlı bir ihtar ve Kobani’nin intikamı olduğunu yazıyor:
“Cihatçılar Suruç’taki intihar saldırısını Ankara’yı IŞİD ile fazla mücadele etmemesi ve İslamcıların nefret ettiği AB ile işbirliği yapmaması hususunda uyarmak için düzenlediler. Ama bu tek başına durumu çözmeye yetmez. Saldırı Kürtleri hedef alıyordu. Bu nedenle Kobani’nin Kürtlerin müdahalesiyle IŞİD’den geri alınmasının intikamı olarak da değerlendirilebilir. Bombanın patlatıldığı mekân HDP’nin kültür merkezi olarak kullanılmaktaydı. HDP Kobani IŞİD kuşatması altındayken kenti savunan Kürt milisine destek olmuştu. IŞİD, kısa süre önce denemesine rağmen Kobani’yi yeniden ele geçirememiş olmayı hazmedemedi.”
Münih’te yayımlanan Süddeutsche Zeitung, Suruç’taki katliamdan Ankara yönetiminin ders alması gerektiği görüşünde:
“Hükümet intihar suikastını işleyenin IŞİD tarafından yönlendirildiği ihtimali üzerinde durmaktaydı. Saldırganın kimliği hakkında elde edilen bilgiler kesinleştiği takdirde Türkiye, Suriye politikasının tam başarısızlığa uğradığı gerçeğiyle yüzleşmek zorunda kalacaktır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan IŞİD’i Türkiye için tehdit olarak görmedi. Başbakan Ahmet Davutoğlu açısından IŞİD militanları ‘öfkeli insanlardan’ başkası değillerdi. IŞİD’in insanlık dışı fanatizmi dünya kamuoyunu şoke ettiğinde bile Türkiye tehlikesiz gösterme politikasını sürdürdü. Türkiye, uluslararası ittifakın IŞİD ile mücadelesine gönülsüz destek verdi ve hatta boşa çıkardı. Türkiye sınırını uzun süre militanlara açık tutmakla terör turizmini teşvik etmiş oldu.”
Kaynak: DW Türkçe