Rus siyaset bilimci konuştu: Türkiye ile Rusya arasında...
Rus siyaset bilimci Aleksandr Dugin, "(Türkiye-Rusya) İlişkilerimizi sadece siyaset ve ekonomi üzerinde sınırlandırmamamız lazım. Kültür-sanat gibi birçok alanda iş birliği kurmak ve bu ilişkileri derinleştirmek zorundayız." dedi.
Uluslararası İşbirliği Platformu (UİP) tarafından Antalya Büyükşehir Belediyesi'nin ev sahipliğinde "Antalya Zirvesi: Yükselen Avrasya'da Türkiye-Rusya İlişkilerinin Geleceği Konferansı" düzenlendi. Belek'te bir otelde gerçekleştirilen konferans kapsamında, ''Türk-Rus Uluslararası İlişkilerinde Kazan/Kazan Olur mu?'' başlıklı bir oturum yapıldı.
SETA Araştırma Direktörü Hasan Basri Yalçın'ın moderatörlüğünü yaptığı oturumda konuşan Alexander Dugin, Türkiye ve Rusya’nın Avrasyalı olmasından ötürü ortak bir kadere, kültüre ve medeniyete sahip olduğunu söyledi.
Dugin, Avrasya kavramının karmaşık ve felsefik bir altyapısının bulunduğunu, dolayısıyla bu bölgede bulunan ülkelerin, ilişkilerini sadece siyaset ve ekonomi üzerinden değil, ayrıca kültür ve medeniyet kavramları üzerinden de geliştirmesi gerektiğine vurgu yaptı.
''Avrasya'dan çıkacak maneviyat dünyayı kurtaracak''
Türkiye ile Rusya’nın ilişkilerini Avrasya medeniyet ve kültür değerleri üzerinden yürütmeyi daha fazla dikkate alması gerektiğini savunan Dugin, "Avrasya ülkeleri ilişkilerini geliştirirken maalesef kültür, medeniyet gibi ortak değerleri konu dışında tutuyor. Dolayısıyla en ufak siyasi, askeri ve ekonomik bir sarsılmada sanki hiç bu ilişkiler kurulmamış gibi her şey yıkılıyor ve yeniden başa sarılıyor. Avrasya bir felsefedir, bir fikirdir. Eğer bunun kavrayabiliyorsak, bu fikri benimsiyorsak bu bağlamda ilişkilerimizi kurgulamak zorundayız. Türk-Rus ilişkileri Avrasya kapsamında çok önemli bir rol oynuyor. Eğer Türkiye ve Rusya bunu tam anlamıyla kavramazsa ilişkiler ekonomik ve siyasi olarak sürekli bir kırılganlık yaşayacaktır. Zaman zaman yıkılma noktasına da gelebilir ki birçok defa bu sürece geldi." şeklinde konuştu.
Aleksandr Dugin Rus uçağının düşürülmesinden önce Türk-Rus ilişkilerinin gerek ekonomik açıdan gerek siyasi ilişkiler açısından oldukça iyi bir noktada olduğunu hatırlatarak, kriz sonrası ilişkilerin seyriyle ilgili şu değerlendirmelerde bulundu:
"Uçak düşmesi olayı öncesi Türkiye ile Rusya ekonomik ilişkileri milyon dolarlık anlaşmalarla devam ediyordu. Rusya Devlet Başkanı Putin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasında çok güçlü bir diyalog, dostluk ve sempati ilişkisi vardı. Tüm bu iş birlikleri, ilişkiler uçak olayı sonrası bir anda yıkıldı. Pazar hemen değişti. Dost iki ülke iken bir anda düşman durumuna düştük. Bizim düşmanlarımız da çok. Şimdi tüm bu olaylara baktığımızda, 'İlişkilerin bu kadar kolayca yıkılmasının nedeni neydi?' diye sormak lazım. Bunun cevabı elbette maneviyat eksikliğinden kaynaklanıyor. Avrasyalı olmanın derin anlamını kavramak lazım. Avrasyalı olduğunu anlamak istikrarlı olma anlamını taşıyor. Maneviyat bazlı birliktelikler, ilişkiler daha zor yıkılıyor. Azerbaycan bağlamında da ilişkilerimiz çok önemli. Azerbaycan hem Rusya hem de Türkiye için kardeş ülkedir. Türkiye, Rusya, Azerbaycan bir Avrasya modelidir ve bu tarihi bir proje olarak değerlendirilmelidir.’’
"Rusya ile Türkiye arasında kader birliği var"
Dugin, Türkiye ile Rusya'nın, aralarındaki askeri, siyasi ve ekonomik bağların yanı sıra "Yüce Turan" geleneğinden gelen ortak kültürü ve kaderinin olduğunu vurguladı.
Türkiye ile Rusya ilişkilerinin etnik bağlardan çok daha öte olduğunu belirten Dugin, şunları kaydetti:
"Rusya iki kıta üzerinde. Turan’ın, ki Türklerin vatanıdır. Yani vatanımız aynı vatan, kaynağımız aynı kaynak. Avrasya derken sadece Ortodoks ve Slav dünyasından bahsetmiyoruz. Bizim kastımız bir medeniyettir. Avrasya anlayışı tarihimizi, köklerimizi tamamen değiştirmektedir. Dolayısıyla Turkofil yani Türklere karşı sevgimiz Rusların kökenlerinde yatıyor. Tarihsel kökenleri itibari ile Türkler, Osmanlı Avrasyalıdır. Yeni Türkiye de Avrasyalı olmaya çalışıyor. Yunus Emre, Celalettin Rumi de Avrasyalıdır. Yunus, Rumi, Avrasya kültürünün simge isimleridir. Şiirleri, eserleri Avrasyalıdır ve Avrasya maneviyatı yatıyor eserlerinde. Türkiye Avrasya ve Avrupa kültürlerini birleştiren bir noktada. Bir şeye dikkat etmek gerekir, Batılılaşırken kendimizi kaybetmememiz. Doğuya kayarken de kendimizi kaybediyoruz. Oysa Rusya ve Türkiye, iki kültür arasında, Avrasyalı olduğunu unutmadan, köklerinden sapmadan yaşamak zorunda. Avrasya’da Türkler, Ruslar birer imparatorluktu ve rekabetten kaynaklanan savaşlar, çatışmalar oldu aynı zamanda Fars İmparatorluğu da Avrasya’ya girmeye çalışan bir güçtü. Sonra bu üç büyük imparatorluk yıkıldı ve kaybetti. Dolayısıyla tarihi köklerimize geri dönersek yeniden bu gücü elimize alabiliriz. Eğer tarihte yaptığımız hataları tekrarlarsak aynı şekilde yok olur gideriz. Avrasya birliği çok derin ve manevi bir değerdir."
Batı dünyasının yapay zekaya doğru hızla gittiğini ve insanlığı yok etme noktasına getirdiğini dile getiren Dugin, Avrasya halklarının kendi kökenlerine, kültür ve medeniyetlerine geri dönmeleri ile insanlığın yok oluşuna engel olabileceğini vurguladı.
''Türkiye ile Rusya arasında çözülmemiş sorunlar var''
Prof. Dr. İlter Turan ise Türkiye ile Rusya arasında, Karabağ Ermenistan, Suriye’de Esed’in gitmesi, basına yansıyan Rusya-PYD yakınlaşması gibi sorunların ciddi birer madde olarak varlığını devam ettirdiğini söyledi.
Türkiye ve Rusya’nın Suriye’de barışın sağlanması için büyük çaba sarf ettiğini belirten Turan, "Türkiye, Esed’in iktidarda kalmasından yana değil, çünkü oradaki yıkımın sebebi olarak görüyor. Rusya farklı düşünüyor. Aynı şekilde Türkiye PYD/YPG terör örgütü ile mücadele etmektedir. Oysa Rus dostlarımızın bu gruplarla daha samimi ilişkiler içinde olduğunu duyuyoruz, okuyoruz. Kafkaslarda, Karadeniz’de de aynı şekilde sorunlar var. Mesela Rusya'nın, Karabağ’ın işgalinde Ermenistan ile çok yakın ilişkileri vardı ve Ermenistan’ı bu maceradan vazgeçmesi için ikna edememiştir." şeklinde konuştu.
Turan, Türkiye’nin bir NATO üyesi olarak ve birtakım güvenlik kaygıları nedeniyle başka ülkelerle kurduğu ilişkileri Rusya’nın anlayışla karşılaması gerektiğinin de altını çizdi.
"Türkiye-Rusya ilişkilerinde konjonktür netleşmeli"
Prof. Dr. Turan, Türkiye ile Rusya arasında kazan/kazan politikası üzerinden kurulacak ilişkilerin hangi alanlarda ve nasıl bir konjonktür belirlenerek yapılacağının taraflar açısından netleştirilmesi gerektiğini vurguladı.
İş birliğinin sınırları, rekabet edilen alanların belirlenmesi ile ilişkilerden daha sağlıklı bir sonuç çıkacağına dikkati çeken Turan, "Ülkeler iş birliği isteyebilirler ama her alanda iş birliği mümkün değil çünkü başka ülkelerle de iş birlikleri kuruluyor. Bu ilişkilerin neleri değiştirebileceğini, neleri değiştirmeyeceğini de muhtelif yollarla birbirlerine iletmek zorundalar. Rekabetçi alanlardan uzak durabilirler. Türkiye ile Rusya arasında iktisadi alanda ciddi bir iş potansiyeli var. Bunun yanı sıra siyasi iş birlikleri de önemli bir alan kapsıyor. Ülkeler bir yandan refahlarını artırmak bir yandan da güvenliklerini temin etmeye çalıştıkları için bunlar arasında nasıl bir denge kuruyorlar, nasıl bir tercih kullanıyorlar buna da bakmamız lazım." ifadelerini kullandı.
Turan, Türkiye ile Rusya arasında ekonomik iş birliklerinin siyasi bir olayla hemen yıkılabildiği ifade ederek, iki ülkenin karşılıklı güven olayını tesis etmesi gerektiğine vurgu yaptı.
Batılı ülkelerin Rusya’nın tam tersine bir politika izlediğini dile getiren Turan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye, Rusya’ya nazaran daha Batılı ekonomiye entegre bir ülke. Rusya, dünya ekonomileri içinde İtalya düzeyinde bir ekonomiye sahip ama Rusya zengin enerji kaynaklarına sahip. Türkiye’nin Rusya ile iş birliği de enerji üzerinden daha çok yürüyor, ayrıca silah sanayi bakımından da Türkiye’nin iş yaptığı bir ülke, S-400’leri satın alıyoruz. Türkiye ise tarım, tüketim malları, turizm üzerinden bir hizmet sunumu gerçekleştiriyor. Türkiye ve Rusya refah, güvenlik, siyasi ve iktisadi konularda farklı birtakım görüşleri var. Rusya, siyasi ilişkileri iktisadi alanlara tabii olarak görüyor. Bu doğal olarak bazı sorunları da beraberinde getirebiliyor. Uçak hadisesinde bunu çok net bir şekilde gördük. Rusya birçok sınırlamalara gitti. Bu sınırlama ve yasaklamalar halen devam etmekte. Karşılıklı güven konusunda bu çok ciddi bir sorundur ve bu güvenin tesis edilmesi gerekiyor. İngiltere, Fransa, Almanya Türkiye ile siyasi ilişkilerdeki sorunları direkt ekonomiye yansıtmıyor. Rusya da bu bağlamda bir güven sağlamak zorunda. Rusya siyaset, güvenlik ve ekonomik konularını birbirinden ayrıştırmak zorundadır."
Muhabir : Gülsüm İncekayaYayınlayan : Cemal Coşkun
26.04.2018 17:42:04