Ortadoğu için yeni denklem
Viyana’dan çıkan uzlaşı yalnızca Batı ile İran arasında değil Ortadoğu siyaseti için de pek çok ihtimali barındıran yeni bir sayfa açacak. Yaptırımların kalkacak olması Tahran'da sevinç gösterileriyle karşılanırken, Arap ülkeleri ise anlaşmanın olumsuz sonuçları üzerine odaklandı. Özellikle Riyad, müttefiki ABD ile masaya oturan ve birçok ülkede çatışmaya ortak olan İran'ın bölgedeki gücünü artırmasından endişe duyuyor.
İran'ın nükleer silah elde edeceği tezi üzerinden yıllardır korku siyaseti üreten İsrail, Viyana'dan çıkan sonucu “tarihi hata" olarak nitelendirirken, Tahran ile dış politikası çatışan ve nükleer anlaşma müzakerelerine en az Tel Aviv kadar karşı çıkan Riyad da mutabakat haberi karşısında sevinmedi.
KÖRFEZ'İ İKNA ÇABALARI
Anlaşmanın hemen ardından Suudi Arabistan'dan gelen açıklamalarda, anlaşmanın ihlali halinde İran'a yaptırımların yeniden uygulanması istenirken, Tahran'ın artması beklenen maddi kaynaklarını kendi halkı için kullanması tavsiyesinde bulunuldu. Anlaşma sonrası ABD Başkanı Barack Obama'nın ilk aradığı ismin Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz olması da Riyad'ı yatıştırma girişiminin başlangıcı oldu.
TALEPLERE NE DİYECEK?
Bir yandan Kongre'yi ikna etmesi gereken Obama'nın Arap müttefikleriyle bu konuda uzlaşması da kolay olmayacak. Zira ABD'nin İran ile masaya oturmasına tepki gösteren Körfez liderlerinin, mayıs ayındaki Camp David zirvesine kendilerinin yerine veliahtlarını yollaması hafızalarda tazeliğini koruyor. Arap ülkeleri ayrıca, Yemen'i bölünmenin eşiğine getiren savaşta İran'ın açıkça destek verdiği Husilerle masaya oturulabilir imajı çizen Washington'ın bu tavrına da soğuk bakıyor.
Öte yandan Viyana'daki çetin pazarlıkların ardından İran'ın bundan sonra Ortadoğu'da eskisi kadar rahat hareket edip etmeyeceği ise yeni denklemin en bilinmeyen noktası. Anlaşmaya rağmen Batı'nın nükleer programa karşı yaptığı yaptırım resti Tahran'ın tepesinde "Demokles'in kılıcı" gibi sallanmaya devam ederken, İran'ın Suriye başta olmak üzere Ortadoğu'da müdahil olduğu bölgelerde ABD ile Avrupa ülkelerinin taleplerine ne şekilde cevap vereceği merak konusu.
Suriye'de Esed'e tam destek veren İran, Lübnan'da Hizbullah'ın, Yemen'de de Husi işgalinin yanında duruyor, Irak'ta ise komutanları aracılığıyla çatışmaların ana aktörlerinden biri olarak yer alıyor.
Esad'a destek pahalıya patladı
Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in Viyana'daki anlaşmayı “büyük zafer" ve “tarihi başarı" olarak yorumlaması, gelecek dönemde Şam'a verilecek desteğin de artabileceği sinyali olarak görülüyor. Suriye'ye sağlanan destek, ekonomik anlamda kuşatma altındaki İran için pahalıya patlıyordu. BM'ye göre İran, Şam rejimini ayakta tutabilmek için yılda en az 6 milyar dolar harcıyor. Bu da İran'ın yıllık 35 milyar dolarlık askeri bütçesinin yüzde 20'sinden fazlasına denk geliyor. Askeri desteğin yanı sıra İran geçtiğimiz günlerde Suriye'ye 1 milyar dolarlık bir krediyi daha onayladı. Tablo böyle iken Arap ülkeleri, yaptırımlarıyn kalkmasıyla 140 milyar dolara yakın dondurulmuş parası serbest kalacak olan İran'ın, askeri ve maddi imkanlarını bölgedeki nüfuzunu artırmakta kullanacağına kesin gözüyle bakıyor.
İHTİMALLERE KAPI AÇIK
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin “yolun sonuna dek Esed'i desteklenecekleri" yönündeki değerlendirmeleri bir tarafta dururken, CNN'e konuşan İran'ın Ortadoğu'dan sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Hüseyin Emir Abdullah ise Esed'in Suriye'de ömür boyu devlet başkanı olarak kalması için ısrar etmediklerini söylemişti. Zikzaklarla dolu açıklamalar, İran'ın Esed'e bundan sonra da güçlü destek verip vermeyeceği konusunda tüm ihtimallere açık kapı bırakıyor.
Restleşmeyle elde edilmeyen kazanım ABD medyası, İran ile varılan anlaşmayı genel olarak Tahran'ın dünya ile ilişkilerinde bir dönüm noktası olarak görürken, anlaşmanın detaylarıyla ilgili itirazlarını ifade etti.
- The New York Times, şuana kadar siyasi restleşme ve üstü kapalı askeri tehditlerin elde edemediği kazanımları sağlayan anlaşmanın yakın dönem diplomasi tarihinin en fazla sonuca gebe anlaşmalarından biri olma potansiyeli olduğunu aktardı. Gazete, anlaşmanın ABD, Batı dünyası ve İsrail'in çıkarına gözüktüğünü kaydetti.
- The Washington Post, tarihi nitelikteki anlaşmanın gelecek 15 yıl içinde İran'ı nükleer silah sahibi olmaktan alıkoyacak olmasına rağmen, Ortadoğu'da istenmeyen sonuçlar doğurabileceğini belirtti.
- CNN, “Şeytan ayrıntıda gizlidir" başlığıyla verdiği haberde, bu deyimin İran'ın nükleer programına yönelik varılan bu “çetin ve karmaşık" anlaşma söz konusu olduğunda daha fazla anlam kazandığını ifade etti.
- Wall Street Journal, “Obama'nın dış politika mirasının köşe taşı" olma niteliği taşıyacak anlaşmanın Washington'da yaşanacak yeni bir dış politika savaşının tetikleyicisi olacağını öngörürken, bazı Demokratların da Obama'nın önüne geçmek isteyebileceklerini yazdı.
Gözler bu yaz Kongre'de ABD'de, İran ile sağlanan nükleer anlaşmaya yönetim olumlu, Cumhuriyetçilerin çoğunlukta bulunduğu Kongre şüpheli yaklaşıyor. Kongre'nin anlaşmayı gözden geçirmek için 2 aylık süresi var. Buradan anlaşmayı reddeden bir tasarı geçerse Obama bu tasarıyı veto edebilecek. Daha sonra Senato'nun, Obama'nın vetosunun önüne geçmek için ret tasarısını üçte ikilik çoğunlukla, yani en az 67 senatörün desteğiyle kabul etmesi gerekiyor.
İran'da bayram sevinci
İran'ın başkenti Tahran'da, nükleer müzakerelerde anlaşma sağlanması üzerine sokaklara çıkan vatandaşlar sevinç gösterilerinde bulundu. Çok sayıda İranlı, Batı ülkeleri tarafından İran İslam Devrimi'nin gerçekleştiği 1979 yılından bu yana ülkelerine uygulanan yaptırımların kaldırılacağı haberini kutladı. Sevinç gösterilerine katılan 47 yaşındaki Fatma Hanım, “Söz konusu anlaşmayla tüm dünyayla ilişkilerimiz daha iyi olacak. Bu anlaşma tüm dünya için faydalı olacaktır. Çok mutluyum" dedi.Yaptırımlar nedeniyle ülke haklının çok zorluklar çektiğini dile getiren 59 yaşındaki Suzan adlı kadın “Zarif ve arkadaşlarının eline sağlık. Ambargo sorunlarını çözdüler" değerlendirmesinde bulundu.
Basın ikiye bölündü
İran ile BM Güvenlik Konseyi'nin 5 daimi üyesi ve 5+1 grubu arasında yürütülen nükleer müzakerelerde varılan anlaşma konusunda ikiye ayrılan İran basınında hükümete yakın gazeteler, anlaşmayı “yüzyılın anlaşması" diye nitelerken, muhafazakar çizgideki basın organları ise mutabakata ihtiyatlı yaklaştı. Ülkenin en büyük gazetelerinden yarı resmi “İttilaat Gazetesi" anlaşma için “tarihi anlaşma" manşeti atarken aynı çizgideki diğer gazeteler de “Kilit döndü İran güldü", “Dünya İran'a saygıya durdu" başlıklarını kullandı. Muhafazakar çizgisiyle tanınan Keyhan gazetesi ise “180 derece ihtilaf, bir anlaşmada iki rivayet" manşetini atarak, İran ve ABD'li yetkililerin nükleer anlaşma sonrası farklı şeyler söyledikleri görüşünü savundu.
Moskova kilit partner İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif, 5+1 ülkeleriyle önceki gün varılan tarihi nitelikteki anlaşmanın Rusya ile ilişkilerin önemini azaltmayacağını söyledi. Rus devlet televizyonu Kanal 1'e konuşan Zarif, Moskova'nın Tahran için kilit partner olarak kalacağını vurguladı. Yaptırımların kalkma ihtimali üzerine Rusya, İran'a S-300 füze savunma sistemlerinin teslimatını 'mümkün olan en kısa sürede' gerçekleştirme kararı aldığını duyurmuştu.
Fabius Tahran'a gidiyor
Viyana'daki görüşmelerde ülkesi adına bulunan Fransa Dışişleri Bakanı Laurent Fabius, nükleer müzakerelerde anlaşmaya varılmasının ardından İran'a gideceğini duyurdu.Fabius, Fransız Europe 1 radyosuna yaptığı açıklamada, İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif'in davetlerini daha önce kabul etmediğini belirterek “Sayın Zarif beni yine İran'a davet etti. Bu sefer 'Geliyorum' dedim. İran'a gidiyorum" ifadesini kullandı. Dışişleri Bakanı Fabius, ziyaretin ne zaman olacağıyla ilgili herhangi bir açıklamada bulunmadı.
Fisk: Şiilerin zaferi!
İngiliz Independent gazetesinin Ortadoğu muhabiri Robert Fisk,nükleer anlaşmayı “Şiilerin zaferi" olarak nitelendirdi. Yazısında “Amerikalılar Ortadoğu'nun mezhep savaşında Şiilerin tarafını tuttu" yorumunu yapan Robert Fisk, “Washington, Körfez'in yıpranmış prenslerinden ve onların bağnaz öğretilerinden, (ABD silahlarına para vermedikleri sürece) sinir bozucu zenginliklerinden ve Yemen'deki berbat iç savaşlarından bıktı. Şimdi gözdesi Şii İran. İran, Obama yönetimini, Sünni Vahabi IŞİD'i yok etmek istiyorsa, ki bunu Tahran da istiyor, Esed rejimini desteklemesi için ikna etmeye çalışacak" ifadelerini kullandı.
Süleymani'ye yaptırım hafifletiliyor İran Devrim Muhafızları Kudüs Kuvvetleri Komutanı Kasım Süleymani'ye yönelik yaptırımların nükleer anlaşmanın ardından hafifletileceği belirtiliyor. ABC News kanalının haberine göre, son olarak Irak'ta IŞİD'e karşı mücadelede öne çıkan Süleymani'nin seyahat yasağının kalkacağı ve dış varlıklarının dondurulma kararının iptal edileceği ifade edildi. Kanala konuşan yetkili, Süleymani'ye yönelik yaptırımların 8 yıl daha hafifletilmeyeceğini, ABD'nin İranlı generale yönelik yaptırımlarının ise süreceğini söyledi. (Yeni Şafak)