Normalleşmede arabuluculuk rolünü ABD ve Obama üstlendi
Türkiye-İsrail ilişkilerinde normalleşmede ABD’nin girişimleri etkili oldu. Obama, Tel Aviv ziyaretinde Erdoğan’ı arayıp telefonu verdiği Netanyahu’nun ‘özrü’yle Türkiye’nin 3 şartından ilki yerine gelmiş oldu
Mavi Marmara krizinin Türkiye- İsrail ilişkilerinde yarattığı travma ve iç kamuoyundaki yüksek tansiyon, iki ülkeyi uzun süre karşılıklı adım atmaktan alıkoydu. Bunun üzerine ABD, bölgedeki “sıkı” müttefikleri olan Türkiye ve İsrail için devreye girdi. ABD’nin her iki tarafla yaptığı yoğun ve çoğu zaman perde arkası girişimler sonuç verdi. 24 Kasım 2012 tarihinde iki ülke normalleşme için ilk adımı attı.
İLK BULUŞMA İSVİÇRE’DE
Mavi Marmara krizinin siyasi ve sosyal etkileri tazeyken İsrail’in 14 Kasım 2012’de Gazze’ye yönelik Bulut Sütunu operasyonunu gerçekleştirmesi, Türkiye’den büyük tepki çekti. Ankara, uluslararası toplumu ve BM’yi, İsrail’in operasyonları durdurması için gerekli inisiyatifi almaya çağırdı; operasyonu “İnsanlık suçu” olarak nitelendirdi. Ancak bu yeni gerilime rağmen, operasyonun üzerinden 10 gün geçmeden çok kritik bir buluşma gündeme geldi. Kamuoyu tepkilerinden çekinen iki hükümet, karşılıklı talepleri dinlemek için 24 Kasım’da İsviçre’de gizli bir görüşme gerçekleştirdi. Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun özel temsilcisi Joseph Ciechanover’ın görüşmesinin içeriği açıklanmasa da bu gizli diplomasi trafiği 4 ay sonra meyvesini verdi.
ABD DESTEKLİ ‘ÖZÜR’
22 Mart 2013’te ilişkilerin onarılması için ilk adım atıldı. ABD Başkanı Barack Obama, Tel Aviv’de İsrail Başbakanı Netanyahu ile beraberken Başbakan Tayyip Erdoğan’ı aradı ve telefonu Netanyahu’ya verdi. Obama, “normalleşmeye” arabuluculuk yaptı. Netanyahu’nun “can kaybına yol açan her hata nedeniyle Türk halkından özür dilediğini” belirtmesi ile Türkiye’nin 3 şartından biri yerine gelmiş oldu. Netanyahu, bununla da kalmadı; operasyonun hatalı olduğunu belirterek İsrail’in sorumluluğunu kabul etti. Erdoğan da Türk halkı adına özrü kabul etti. İsrail, ölenlerin ailelerine tazminat ödeneceği sözünü de verdi. Böylece ilişkilerde esen soğuk rüzgârların yerini ılımlı hava aldı.
ROMA UMUDU
İsrail’in özrünün ardından, gizli görüşme süreci Avrupa’nın farklı başkentlerinde devam etti. Ancak tazminat ve Gazze ablukası konusunda uzlaşılamadı. Kamuoyuna yansıyan kritik görüşme 24 Haziran 2015’te gerçekleşti. Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Sinirlioğlu ile İsrail Dışişleri Bakanlığı Genel Direktörü Dore Gold arasında Roma’da yapılan görüşmede ilk kez ilişkilerin normalleşmesi için umut doğdu. Ancak ardından Türkiye ve İsrail’de seçim dönemlerine girilmesi süreci geri plana attı. Perde arkasında ise görüşmeler devam etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2016’nın ilk aylarında Musevilerle buluşması, gelinen noktanın bir yansıması olarak değerlendirildi.
TAKSİM SALDIRISI
19 Mart’ta İstanbul Taksim’de düzenlenen intihar saldırısında İsrail vatandaşlarının ölmesi ve yaralanması üzerine Türkiye harekete geçti. Yaralılar tedavi edildi, cenazeler için gereken büyük bir hassasiyetle yerine getirildi. İsrail Dışişleri Bakanlığı Genel Direktörü Gold, cenazeleri almak için İstanbul’a geldiğinde Türkiye’ye teşekkür etti.
Kamuoyuna yansıyan normalleşme müzakereleriyle ilgili son görüşme ise 8 Nisan’da oldu. Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Sinirlioğlu ile İsrail Başbakanı’nın özel temsilcisi Ciechanover’ın Londra’daki görüşmesinde mutabakatın bir sonraki toplantıda sonuçlandırılması konusunda uzlaşıldığı açıklandı.
27 HAZİRAN İLİŞKİLERDE YENİ DÖNEM
Düğüm, 26 Haziran’da çözüldü. Roma’da gerçekleşen son müzakerenin ardından, 27 Haziran’da İsrail ile Türkiye 6 yıllık krize son noktayı koydu. Başbakan Binali Yıldırım ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, eşzamanlı bir açıklamayla anlaşmanın içeriğini açıkladı. Böylece Türkiye’nin şartları yerine gelmiş oldu ve ilişkilerde 6 yıllık boşluğun doldurulması için kollar sıvandı.
İşte anlaşmanın içeriği ve bundan sonra atılacak adımlar:
20 MİLYON DOLAR:
Anlaşmaya göre İsrail, Mavi Marmara’da hayatını kaybedenlerin yakınlarına 20 milyon dolar tazminat ödeyecek. Anlaşmanın TBMM’de kabul edilmesinin ardından söz konusu tazminat Ankara’da kurulacak bir fona aktarılacak. 20 milyon dolar tek seferde yatırılacak. Türkiye, bu parayı ailelere pay edecek. Paranın temmuz ayı bitmeden Türkiye’ye aktarılması bekleniyor.
BÜYÜKELÇİLER AĞUSTOSTA GÖREVE BAŞLAYACAK:
Anlaşmanın imzalanmasının ardından ilk diplomatik adım büyükelçilerin karşılıklı atanması olacak. Anlaşma TBMM’de onaylandıktan sonra 2 hafta içinde Türk büyükelçisinin Tel Aviv’e atanması ve ağustosta göreve başlaması bekleniyor.
HAMAS VE İSRAİLLİ ASKERLER BEKLENTİSİ:
Anlaşmada yer almasa da İsrail’in, Türkiye’den HAMAS’ın Gazze Şeridi’nde kaçırdığı İsrail vatandaşı Avraham Mengistu’nun kurtarılması yönünde beklentisi olduğu belirtiliyor. İsrail, 2014’teki Koruyucu Hat operasyonunda ölen Oron Shaul ve Hadar Goldin adlı 2 askerinin naaşlarının verilmesi için Türkiye’den destek istiyor.
ASKERİ İŞBİRLİĞİ:
İsrail ile yaşanan kriz döneminde iptal edilen askeri anlaşmaların ve askeri tatbikatların kısa vadede başlamayacağı ifade ediliyor. İki ülke arasında anlaşmanın uygulanması ve karşılıklı güven ilişkilerinin yeniden kurulmasının ardından askeri işbirliğinin başlaması bekleniyor.
GAZZE PROJELERİ
Türkiye, Gazze için Aşdod Limanı’na yardımları doğrudan gönderecek. Bu çerçevede ilk yardım gemisi Gazze’ye ulaştı. Bundan sonra da aylık programlar halinde yardım gemileri gönderilecek. Gazze’de çoğunluğu yıkılan camilerin onarımıyla ilgili 15 Türk projesine acilen onay verilerek, inşaata başlanacak. Türkiye-Filistin Dostluk Hastanesi’nin inşaatına devam edilecek. TOKİ, Gazze’de konut projesi başlatacak. Cenin’de sanayi bölgesi projesi de hayata geçirilecek. Özellikle elektrik sorununun çözülmesi için Alman ortaklığı ile santral yapılması gündemde. Türkiye’nin Gazze’ye yönelik bir de su projesi bulunuyor.
TİCARETTE HEDEF 2 KAT
Türkiye-İsrail ilişkilerindeki krizlerden belki de en az etkilenen alan ticaret oldu. Ticaret hep artış trendi izledi. İki ülke arasındaki ticaret hacmi 2008’de 3.4 milyar dolardan, 2011’de 4.4 milyar dolara yükseldi. TÜİK verileri dikkate alındığında, son 5 yılda İsrail’e karşı sürekli dış ticaret fazlası verilirken, bu dönemde ihracat yüzde 13 artarak 2.4 milyar dolardan 2.7 milyar dolara yükseldi. Kriz döneminde bile bozulmayan ve artan ticaretin önümüzdeki dönemde 2 katına çıkması planlanıyor. Özellikle inşaat alanında Türkiye’den ciddi yatırımlar bekleniyor.
DOĞALGAZ PROJESİ ÖN PLANDA:
İsrail ile normalleşmenin en önemli adımlarından biri de enerji projeleri olacak. İsrail gazının Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşınması hedefleniyor. Bu amaçla İsrail ile Türkiye arasına 500 kilometrelik boru hattı inşa edilecek. Akdeniz’in altına döşenecek boru hattının yatırım maliyeti yaklaşık 3 milyar dolar. Projenin, en erken 3 yılda tamamlanması öngörülüyor. Hattan, yılda 10-20 milyar metreküp gaz getirilmesi hedefleniyor.
İsrail’in 2010’da Leviathan yataklarını bulmasının ardından doğalgaz rezervleri 1 trilyon metreküpe çıktı. Kıbrıs’ın Afrodit’te, Mısır’ın ise Zuhr’da yeni doğalgaz yatakları bulması, Doğu Akdeniz’i enerji açısından farklı bir konuma getirdi.
İSRAİLLİ TURİSTLER:
İstanbul, Tel-Aviv’den 90 dakikalık bir uçuş uzaklığında olmasına rağmen, ilişkilerdeki kriz turizme de yansıdı. Türkiye’yi ziyaret eden İsrailli turist sayısı 2008’de 558 bin iken, 2009’da 311 bin, 2010’da 109 bin, 2011’de 79 bin, 2012’de 84 bin, 2013’te 165 bine düştü. Özellikle 2010 yılında yaşanan krizin ardından Türk havacılık şirketleri İsrail’e yönelik uçuş sayılarını yarı yarıya düşürdü. İlişkilerin normalleşmesiyle birlikte, daha çok İsrailli turistin Türkiye’ye gelmesi bekleniyor. Uçuşların da karşılıklı artırılması gündeme gelecek.