Netflix'in Suudi Arabistan'daki sansürüne tepki
Küresel internet televizyon ağı Netflix'teki sohbet programı Suudi Arabistan'da yasaklanan Amerikalı komedyen Hasan Minhaj, "Açıkçası insanların bir şeyi izlemesini engellemenin en iyi yolu, onu yasaklayarak internet üzerinde trend haline getirmek ve sonra da Youtube'a yüklemek." dedi. Minhaj, Twitter'dan yaptığı açıklamada, programının Suudi Arabistan'da yasaklanmasına tepki gösterdi.
Minhaj, "Açıkçası insanların bir şeyi izlemesini engellemenin en iyi yolu, onu yasaklayarak internet üzerinde trend haline getirmek ve sonra da Youtube'a yüklemek." şeklinde ironi yaparak yasağın aksine programı popüler hale getireceği imasında bulundu.
Ünlü komedyen, paylaşımında, Yemen'deki trajediye de dikkat çekerek, "Unutmayalım ki Yemen'de dünyadaki en büyük insanlık krizi yaşanıyor. Lütfen bağış yapın." çağrısında bulundu.
"Onun modernleştirdiği tek şey Suudi diktatörlüğü"
Minhaj, Netflix'teki "Patriot Act" adlı programının son bölümünde, Suudi Arabistan'ı Cemal Kaşıkçı cinayeti ve Yemen'deki iç savaş nedeniyle eleştiren ifadeler kullanmış, Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın reformcu olduğu iddialarına karşılık, "Onun modernleştirdiği tek şey Suudi diktatörlüğü." yorumunu yapmıştı.
Suudi yönetiminin Kaşıkçı cinayeti konusunda birbiriyle çelişen açıklamalar yapması konusunda da Minhaj, şu eleştirilerde bulunmuştu: "Suudi Arabistan, onun (Kaşıkçı'nın) ortadan kaybolmasını açıklamak için mücadele verdi. Önce konsolosluktan güvenli bir şekilde ayrıldığını söylediler ardından Kaşıkçı'nın hayatta olduğunu kanıtlamak için dublör kullandılar. Bir noktada, onun Jackie Chan tarzı bir arbedede olduğunu söylediler. O kadar çok açıklama yaptılar ki bir tek Kaşıkçı'nın kendi başına kaya tırmanışı yaptığı esnada ölmediğini söylemedikleri kaldı."
"Suudiler Netflix'i tehdit mi etti?"
ABD medyasına göre, Suudi Arabistan İletişim ve Bilgi Teknolojisi Komisyonu, söz konusu bölümün "toplum düzeni, dini değerler, kamu ahlaki ve mahremiyet"e yönelik etkisi nedeniyle ülkedeki siber suçlar karşıtı kanunu uyarınca yasaklanmasını istedi.
Ardından Netflix'in, "Tüm dünyada sanatsal özgürlüğü destekliyoruz. Geçerli bir hukuki talep üzerine bu bölümü sadece Suudi Arabistan'da yayından kaldırdık." şeklindeki açıklaması her kesimden eleştiri çekmişti.
Kaşıkçı'nın Washington Post gazetesindeki editörü Karen Attiah, Twitter'dan yaptığı açıklamada, Netflix'in sansürünün "acımasızca" olduğunu belirterek, "Neden Netflix hızlı bir şekilde bu hareketin Suudi Arabistan'dan gelen 'geçerli' bir hukuki talep olduğunu söyledi? Özellikle Suudi Arabistan'ın küresel çaptaki siber suçlarını göz önüne alırsak. Netflix, bu talebi geri çevirmeyi denedi mi? Suudiler, Netflix'i, Kaşıkçı ve Suudi Arabistan hakkındaki Patriot Act bölümünü kaldırmazsa ülkede tamamen yasaklamakla mı tehdit etti?" şeklinde sorular yöneltti.
İnsan Hakları İzleme Örgütü Orta Doğu Direktörü Sarah Leah Whitson da yaptığı açıklamada, "Kendi vatandaşları için sanatsal, siyasi, komedi de dahil hiçbir özgürlüğe inanmayan bir hükümetin taleplerine boyun eğiyorsa Netflix'in sanatsal özgürlüğü desteklediği iddiasının hiçbir anlamı kalmıyor." görüşünü paylaştı.