Neden okulları hedef alıyorlar?
ABD'de silahsızlanma tartışması
Çoğu anasınıfı öğrencisi 27 kişinin öldüğü ABD’de tarihinin en büyük okul katliamını yapan Adam Lanza’nın cinayetleri, silahlara meraklı olan öğretmen annesinin koleksiyonundan aldığı tabancalarla işlediği ortaya çıktı...
Oğullarıyla birlikte sık sık atış talimlerine giden anne Nancy Lanza da katliamın ilk kurbanı oldu. Adam Lanza, koleksiyondan çaldığı bir silahla önce annesini öldürdü, ardından da birkaç silah daha alıp kendi okuduğu okulu bastı.
İlk kez 1999’da Columbine Lisesi’ndeki olayla okul katliamı şokunu yaşayan ABD, aradan geçen 13 yılda önlemlerin iyiden iyiye sıkılaştırılmasına rağmen yine önlenemeyen bir katliama ağlıyor. ABD’nin Connecticut eyaletindeki Newtown kentindeki Sandy ilkokuluna, 20 yaşındaki Adam Lanza tarafından düzenlenen saldırı 18’i çocuk 27 kişinin ölümüyle sonuçlandı. Kendisi de daha önce bu okulda eğitim gören saldırgan, 100 kurşunu yaşları 5-10 arasında değişen öğrencilerin üzerine boşalttıktan sonra son kurşunu da kendine sıkarak hayatına son verdi.
Annesi de öğretmen
Otizm hastası olan ve kişilik bozukluğu rahatsızlığı nedeniyle ilaç kullandığı belirtilen Adam’ın ilk hedefi bu okulda öğretmenlik yapan 54 yaşındaki annesi Nancy’ydi. Silahlara meraklı olan ve sık sık oğullarını da alıp atış talimine giden anne, bu merakının kurbanı oldu. Oğlu, önce koleksiyondan bir silahı alıp annesini başından vurarak öldürdü. Ardından da Bushmaster .223 M4 model otomatik tüfekle, Sig Sauer ve Glock marka tabancaları alarak annesinin arabasına atlayıp okula gitti. Okul yönetimi, bu tür baskınlar nedeniyle geçtiğimiz ay yeni bir uygulamaya gitmiş ve içeriden açılmadığı sürece yabancı birinin okula girmesini olanaksız kılan bir kilit sistemini devreye sokmuştu.
Sınıf sınıf dolaştı
Adam kapıya geldiğinde tesadüf eseri kadın okul müdürü de oradaydı. Adam’ı hemen öğretmenlerinden birinin oğlu olarak tanıdı ve kapıyı açtı. Ancak bu en büyük hata oldu. Katil çocuk içeri girer girmez önce okulun psikoloğunu ardından da olup biteni anlamak için koridora fırlayan müdürü öldürdü. Ardından daha önce kendisinin de eğitim gördüğü ana sınıfına girdi ve sınıfta bulunan tüm öğrencileri 27 yaşındaki öğretmenleriyle birlikte vurdu. Kimsenin sağ kalmadığına emin olduğunda hemen yan sınıfa geçti ve orada da kurşun yağdırmayı sürdürdü. 25 dakikalık kanlı saldırı sonrasında polis olay yerine ulaştığında tam bir kan gölüyle karşılaştı. Katil de kurbanlarıyla birlikte cansız bir şekilde yerde yatıyordu. Son kurşunu da kendine sıkmıştı...
ÇOK ZEKİ UTANGAÇ VE SESSİZ
Katliamın ardından en çok merak edilen soru, 20 yaşındaki bir genci bu tür bir caniliği işlemeye neyin ittiği oldu... Amerikan basını, anne-babası boşanmış olan ve annesiyle havuzlu bir müstakil evde yaşayan Adam’ın komşularından ve arkadaşlarından edindiği bilgilerle katilin portresini çıkardı. Buna göre Adam, arkadaşları tarafından çok kibar ve aşırı derecede zeki, ancak oldukça utangaç bir kişi olarak tanımlandı. Zekası otizm hastalığının da etkisiyle yaşıtlarından çok farklı etkiler gösterdiğinden olacak ki, liseyi arkadaşlarından 3 yıl önce bitirdi. Ama üniversiteye devam etmedi. Sınıfta dersler sırasında asla konuşmuyordu ve çok sınırlı sayıda arkadaşı vardı. Teknoloji kulübünün üyesiydi ve burada saatlerce zaman geçirmekten hoşlanıyordu. Kişilik problemi ve Asperger Sendromu nedeniyle psikolojik destek alıyor ve ilaç kullanıyordu. Annesinden lise okuduğu dönemde okulda başarılı olması için çok baskı görmüştü. Okula karşı çok iyi hisler beslemiyordu. General Electric’te başkan yardımcılığı yapan babası Peter Lanza, 2008 yılından beri annesinden ayrıydı ve çocuklarıyla da fazla ilgilenmiyordu.
Üstünde abisinin kimliği vardı
Adam’ın cansız bedeninin üzerinde ‘Ryan Lanza’ adına kayıtlı bir kimlik bulan polis, acele bir kararla saldırganı bu isimle basına açıkladı. Dünyanın dört bir yanında haber siteleri, TV’ler ve gazeteler hemen Facebook’tan Ryan Lanza’nın fotoğrafını ‘işte katil’ diye haberlerine koydu. Ancak garip bir durum vardı. Ryan, yaşıyordu ve Facebook’tan ‘Katil ben değilim’ diye mesajlar yazıyordu. Gerçek o an ortaya çıktı. Adam, katliamı yaparken yanına abisinin kimliğini almıştı. Polis, Facebook mesajlarını yazan muhasebeci ağabeyi, New York’ta Times Square’deki Earnst and Young şirketi ofisinden gözaltına aldı. 2010 yılından bu yana ‘otistik’ dediği kardeşiyle görüşmediğini ve olayda hiçbir sorumluluğu bulunmadığını anlayınca da serbest bıraktı.
Son 10 yılın en kanlı katliamları
Psikolojik sorunları olan veya topluma nefret duyan bireylerin eline silah alıp ortalığı ateşe vermesi ABD’de ilk değil. Ülke, neredeyse iki-üç yılda bir, bireylerin yarattığı silahlı saldırılarla yüz yüze kalıyor. ABD tarihinde, önü alınamayan ”bireysel katliamlardan” öne çıkanlar ise şöyle:
2012: ”Colorado” saldırısı-12 ÖLÜ: Colorado eyaletinin Denver kentinde ”Batman” serisinin son filminin ilk gösterimini basan James Holmes, 12 kişinin ölümüne, 58 kişinin de yaralanmasına yol açtı.
2011: ”Tuscon” saldırısı-6 ÖLÜ: Arizona’nın Tuscon kentinde Temsilciler Meclisi üyesi Gabrielle Giffords, bir park alanında konuşurken, Jared Lee Loughner’ın açtığı ateş sonucu 6 kişi hayatını kaybetti.
2009: ”Fort Hood” saldırısı-13 ÖLÜ: Bir Amerikan askeri üssünde çalışan Nidal Malik Hasan’ın saldırısında, 13 askeri personel hayatını kaybederken, 29 kişi de yaralandı.
2007: ”Virginia Tech” katliamı-32 ÖLÜ: Virginia Polytechnic Enstitüsü ve Devlet Üniversitesi’nde Seung-Hui Cho adlı öğrenci, iki saat arayla iki saldırı gerçekleştirdi. Daha sonra intihar eden Cho’nun saldırılarında toplam 32 kişi hayatını kaybetti, 17 kişi de yaralandı.
1999: Columbine Lisesi katliamı-13 ÖLÜ: Colorado eyaletinde gerçekleşti. Eric Harris ve Dylan Klebold adlı öğrencilerin ateş açmaları sonucunda 12 öğrenci ve 1 öğretmen hayatını kaybetti, 21 öğrenci yaralandı.
1966: Teksas Üniversitesi katliamı-16 ÖLÜ: Charles Joseph Whitman’ın üniversite kampüsü çevresinde ateş açması sonucu 16 kişi öldü, 32 kişi yaralandı.
1927: Bath Okulu faciası-45 ÖLÜ: Katliamı yapan, okul inşaatı için toplanan emlak vergisine sinirlenen Andrew Kehoe adlı Amerikalıydı. Kehoe’nin okulda 3 kez bomba patlatması sonucu 38 ilkokul öğrencisi, 2 öğretmen ve 4 yetişkin ile Kehoe’nin kendisi olmak üzere 45 kişi öldü.
‘Yaşanacak en güvenli yer’ deniyordu
Saldırının gerçekleştirildiği okulun bulunduğu Newtown kasabası yaklaşık 27 bin kişinin yaşadığı sakin bir yer. New York’tan yaklaşık 100 kilometre uzaklıkta bulunan kasabada genel olarak orta ve üst gelir grubundan aileler yaşıyor. Connecticut eyaleti sınırları içinde yer alan bölgenin ABD’nin en güvenli bölgeleri arasında gösteriliyordu. Suç oranları da düşüktü.
Kahraman öğretmen
Müzik öğretmeni Maryrose Kristopik’in kahramanca savunması sayesinde 15 çocuk ölümden kurtuldu. Adam Lanza sınıflardan birine girmek istediğinde, müzik öğretmeni hemen kapıyı kilitledi. Öğretmen bir yandan çocukları sakinleştirmeye uğraşırken bir yandan da vücudunu kapının arkasına siper ederek katilin içeri girmesini engelledi.
DÜNYADAN BAŞSAĞLIĞI
BAŞBAKAN ERDOĞAN: ABD Başkanı Barack Obama’ya taziye mesajı gönderen Başbakan Erdoğan, “Sayın Başkan, acınızı yürekten paylaşıyoruz. Türk milleti, hükümetim ve şahsım adına, size ve saldırıda hayatını kaybedenlerin yakınlarına başsağlığı dilerim” dedi.
CHP GENEL BAŞKANI KILIÇDAROĞLU: Kemal Kılıçdaroğlu, Obama’ya gönderdiği taziye mesajında, büyük üzüntü duyduğunu belirterek, yaşanan acıyı paylaştıklarını ifade etti.
İNGİLTERE KRALİÇESİ: Obama’ya İngiltere Başbakanı David Cameron ile İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth de taziye mesajı gönderdi. Kraliçe, mesajında, “olaydan dolayı şoke olduğu ve çok üzüldüğünü” ifade etti.
İRAN DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI: Baş sağlığı ve geçmiş olsun dileklerini ifade eden İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ramin Mihmanperest, saldırıyı kınayarak olaydan büyük üzüntü duyduklarını bildirdi.
BM GENEL SEKRETERİ BAN KI-MUN: Çocukların hedef alınmasının çirkin ve inanılmaz bir davranış olduğunu belirten Ban, olaydan dolayı derin üzüntü duyduğunu dile getirdi.
SİLAHSIZLANMA TARTIŞMASI BAŞLADI
Otomatik silahlara artık ‘dur’ diyelim!
Saldırının ardından Beyaz Saray’da gazetecilerin karşısına çıkan ABD Başkanı Barack Obama, ABD’nin son yıllarda bu tür trajedileri çok fazla yaşadığını belirterek gözyaşları içinde bunun artık son bulması için siyasete bakılmaksızın anlamlı adımların atılması gerektiğini söylemesi ABD’de silah tartışmasını bir kez daha gündeme getirdi. ABD’nin en büyük ve en güçlü lobisi NRA kısaltmasıyla bilinen Ulusal Tüfek Birliği... İsmi komik gelebilir ama 4.1 milyon üyesiyle 1871 yılından bu yana varlığını koruyan NRA, Amerikan siyasetinde de çok güçlü bir etkiye sahip. NRA’yı karşısına alan hiçbir milletvekili adayı ya da senatör seçimlerden galip çıkamıyor. Çünkü dernek hemen o adayın karşısındaki ismin kampanyasına para akıtarak seçimi kazanmasını sağlama gücüne sahip. ABD Başkanları da yaptığı kampanyalar sayesinde 21 yaşından büyük herkesin istediği her silah mağazasından sadece kimliğini göstererek otomatik silahlar satın almasına olanak sağlayan NRA’ya karşı harekete geçemiyor. Ancak Obama’nın konuşması ilk kez bu anlamda bir dönüş sinyalini vermiş oldu.
Her isteyen silah alıyor
Ülkenin ve dünyanın en büyük medya patronu Rupert Murdoch da katliamdan sonra twitter’dan, ‘NRA’nın karşısına cesur bir şekilde çıkacak kimse yok mu?’ diye yazınca tartışma büyüdü. Twitter’da yüzlerce kişi sahip olduğu onlarca gazete ve TV’yle bugüne kadar hiçbir silah karşıtı kampanya yapmayan Murdoch’ı eleştiri yağmuruna tuttu. New York Belediye Başkanı Michael Bloomberg de düzenlediği basın toplantısında ‘Artık otomatik silahların rahatça satılmasını engelleyecek bir önlem anlamın zamanı geldi’ dedi. Yapılan araştırmaya göre bu tür katliamlarda katillerin yüzde 80’i kullandıkları otomatik silahların legal sahibi... Yani, yasal olarak o silahları satın almış kişiler. Bu da adam öldürmeyi ya da katliam yapmayı kafasına koymuş bir kişinin silaha ne kadar rahat ulaşabildiğini gösteriyor.
En favori noel hediyesi
FBI’ın verilerine göre, her yıl 500 bin kişi Noel hediyesi olarak silah siparişinde bulunuyor.’ Geçen yıl Noel’den bir gün önce 23 Aralık günü ülke çapında 102 bin 222 silah satıldı. ABD Ulusal Tüfek Birliği, ülkede her geçen yıl polis oranında düşüş yaşandığını, halkın kendini savunmak için silah satın almaya yöneldiğini iddia etti. Bireysel silahlanma karşıtı örgütler ise, mevcut durumda ruhsatlı silah sahibi olanların ABD Ulusal Tüfek Birliği gibi kuruluşlar tarafından korkutuldukları ve teşvik edildikleri için yeni silahlar aldıklarını savundu.