Moskova için 2. Afganistan! Rus ordusu Kiev'i ele geçirebilecek mi?
Ukrayna topraklarına girerek savaşı başlatan Rus ordusu Kiev'i almak için kuşatmıştı. 10. gününe giren savaşta Rusya başkenti halen ele geçiremedi. Ukrayna'da yaşanan sürecin Ukrayna-Rusya savaşı değil, NATO-Rusya savaşı olduğuna işaret eden uzmanlar işgal girişiminin NATO'yu birbirine kenetlediğini, Moskova yönetiminin ikinci bir Afganistan’ı yaşayabileceği belirtiliyor.
Ukrayna'da Rus işgalinde 10. güne girildi. Rusya ve Ukrayna arasında yaşanan savaşın nereye evrileceği merak konusu olmaya devam ederken, uzmanlar Putin'in psikolojik savaşın kaybeden tarafı olduğuna dikkat çekiyorlar. Emekli Tuğgeneral Naim Babüroğlu, "Aslında yaşanan süreç; Ukrayna-Rusya savaşı değil, NATO-Rusya savaşıdır. Zelenski adeta ABD sözcülüğü yapıyor. Bizim için önemli olan Türkiye'nin ulusal çıkarlarıdır. Unutulmasın ki ABD ve NATO tarihte hiç savaşmadığı gibi daima paylaşmıştır" dedi. Babüroğlu, 24 Şubat'ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin açısından büyük kırılmanın yaşandığı tarih olduğunu belirterek, şunları söyledi:
"Askeri harekatın başladığı 24 Şubat'a kadar Putin'in çizdiği portre stratejiyi kurallara göre oynayan, sonraki hamleleri kestirerek taşları oynatan, başarılı oyuncu pozisyonundaydı. İşgal girişimine kadar Putin, NATO ve ABD'ye meydan okuyan tavrıyla birinci hamleyi kazanmıştı. Ancak işgal girişimi, 24 Şubat'tan itibaren NATO içinde farklı düşünen ve ABD'ye karşı mesafeli durmaya çalışan AB ülkelerini birleştirdi."
KAYBEDEN PUTİN
Almanya ve İsviçre'nin tutumuna da dikkat çeken Babüroğlu, şu saptamaları gündeme taşıdı:
"Rusya'nın işgal girişimi Almanya'nın 2. Dünya Savaşı'ndan sonra ilk kez savunma harcamasını artırmasına neden oldu. Daha da önemlisi 1815'den bu yana tarafsızlık ilkesi yürüten İsviçre bile bu stratejiden vazgeçerek AB'ye uyma kararı aldı. Putin psikolojik savaşın kaybedeni oldu. Putin'e, Ukrayna'nın direnemeyeceği şeklinde yanlış askeri ve diplomatik istihbarat raporları verilmiş olabilir. Rusya askeri yığınak yaparken, ABD ve İngiltere ise dünya kamuoyuna sürekli olarak 'Asker gönderemeyiz, yapacak bir şeyimiz yok, Ruslar Kiev'i işgal edecek, sadece yaptırım uygularız' şeklinde algı yarattılar. Bu söylemler, tam da psikolojik savaş unsuru olarak uygulandı. Putin'e aylarca 'Nasıl olsa NATO müdahale edemez, yaptırımlar cılız kalır' algısı enjekte edilmiş oldu. Ruslar askeri yığınak yaparken ABD ve batı, algı bombardımanına başlamıştı."
İKİ TARAFLI DARBE
"Rusya'ya ikinci Afganistan'ı yaşatmak istedikleri çok açık. Ukrayna ne ABD'nin ne İngiltere'nin ne de AB'nin umrunda değil. Ruslar'ı savaş sahasına çeken ABD ve batı, ordu gücü ve ekonomik açıdan bu ülkeyi zayıflatırken, bir yandan da Ukrayna'yı yabancı savaşçıların çatışma alanına getirmeyi amaçlıyor. Böylelikle Rusya, iki, üç yıl sürecek hibrit savaş sonunda hem askeri hem ekonomik açıdan büyük darbe yemiş olacak ve ülkenin çöküş süreci başlayacak. Putin ve Rusya üçüncü hamleyi kazanmak için en kısa sürede Kiev'i ele geçirmek, Ukrayna hükümetini düşürüp yerine, Rusya yanlısı hükümet kurmak için sonuç almak istiyor ancak gelinen noktada Kiev'in ele geçirilmesi Ruslar'ın tahmininden daha geç olabilir."
‘RUSYA HİÇ KOLAY LOKMA DEĞİL’
Özel Harp Subayı ve Stratejist Abdullah Ağar da, Ukrayna üzerinden jeopolitik tehdit algısı yaratan ABD’nin Rusya’yı tuzağa çektiğini belirterek, “ABD, Ukrayna üzerinden Rusya’yı savaş sahasına çekerek, Fransa, Almanya ve kıta Avrupası’nı hizaya getirmeye çalışıyor. Buradaki asıl strateji Çin’e karşı verilecek savaş öncesi Rusya’nın pozisyonunu belirleme veya Rusya’ya boyun eğdirme de olabilir. Rusya, devasa askeri gücüyle savaşın kazananı olsa da ilerleyen süreçte ekonomik açıdan zorlanacaktır. Harekatın beklenenden yavaş ilerlediği şeklinde söylemler olsa da Ruslar’ın her zaman kademeli planları vardır. Süreç tabloyu netleştirecektir. Rusya 145 milyonluk küresel bir güç. Karşımızda İran örneği var. Yaptırım ve ambargolara rağmen, gelişimini sürdüren İran’ı göz önüne aldığımızda, Rusya hiç de kolay lokma olmaz’ dedi. (Mert İnan/Milliyet)
