Mısır'da yönetim ile muhalefet arasında uzlaşı sinyalleri
Mısır'da başta darbeyle görevinden uzaklaştırılan seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ve Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvan) yöneticileri olmak üzere muhalifler hakkındaki idam kararlarının iptali ve Cumhurbaşkanlığı Af Komisyonu'nun kurulması, "Yönetim ile muhalifler arasında yeni bir uzlaşının ilk adımı mı yoksa gelecek seçimler için zemin hazırlığı mı?" sorusunu gündeme getiriyor.
Geçen günlerde, Mursi ile aralarında İhvan Rehberlik Konseyi Başkanı Muhammed Bedii'nin bulunduğu 26 kişi hakkındaki idam kararlarının iptal edilmesi bazı uzmanlar tarafından "İhvan ile yönetim arasında yeni bir sayfa açılması" şeklinde değerlendirilirken, bazıları ise bunun "seçimlerden önce gergin olan ortamı yatıştırma çabasından ibaret" olduğunu savunuyor. Bu adımın, "yönetimin İhvan'ı kullanarak varlığını aklama girişimi olduğu" da üçüncü bir ihtimal olarak değerlendiriliyor.
Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi'nin geçen ay Şarm eş-Şeyh'te düzenlenen "Birinci Gençlik Konferansı"nda, genç mahkumlar hakkında af konusunu görüşmek üzere Usame el-Gazali Harb liderliğinde af komisyonunun kurulduğunu açıklamasının ardından geçen hafta Sisi'nin 82 genç hakkında af kararı çıkarması bu konudaki tartışmaların gündemde kalmasına neden oluyor.
Yönetim yanlısı kesimden farklı tepkiler
Son günlerde Mısır medyasında yer alan açıklama ve görüşlere göre yönetime yakınlığı ile bilinen kesimler arasında da Af Komisyonu'nun çalışmalarına karşı çıkanlar ve uzlaşı olasılığına katkı sağlayacağı için komisyona destek verenler şeklinde iki farklı akımın olduğu görülüyor.
Sisi'ye yakınlığıyla bilinen, ülkenin önde gelen televizyon programcılarından Ahmed Musa, geçen salı günü yayınlanan programında hakimlerin, Af Komisyonu'na karşı öfkeli olduğunu, bunun kuvvetler ayrılığı ve otoritenin bağımsızlığının olmadığı anlamına geldiğini söyledi. Musa ayrıca "gösteri yasasını ihlal" gibi pek çok suçtan yargılanan aralarında Ahmed Mahir, Ala Abdulfettah ve Ahmed Duma gibi isimlerin bulunduğu muhalif aktivistler hakkında çıkabilecek affa da karşı olduğunu ifade etti.
Söz konusu programa telefonla katılan Af Komisyonu üyesi Neşva el-Hufi, İhvan mensuplarına yönelik affı reddettiğini belirterek, kararlar hakkında komisyon içerisinde de ayrılıklar olduğunu söyledi. Milletvekili Tarık el-Huli'nin de kararı kabul etmeyenler arasında yer aldığı belirtildi.
Af Komisyonu Başkanı Usame el-Gazali Harab ise bu tür açıklamaların kendisini veya komisyonu bağlamadığını açıkladı.
Yönetimi destekleyen isimlerden biri olan Halid Salah isimli televizyon programcısı ise bir taraftan Af Komisyonu'na yönelik saldırıları eleştirirken, bir taraftan da komisyonun sadece Ala Abdulfettah, Ahmed Duma, Ahmed Mahir ve İhvan mensupları gibi öne çıkan isimlerden bahsetmesini kınayarak ortada bir tavır aldı.
Sisi yanlısı tutumuyla bilinen Amr Edib isimli gazeteci de af kararlarının genellikle devrimlerden sonra alındığını söyleyerek, Af Komisyonu'na verdiği desteği dile getirdi.
Mareşal Tantavi'nin sözleri
Eski Savunma Bakanı ve 25 Ocak Devriminin ardından geçiş dönemini yöneten Askeri Konsey Başkanı olan Muhammed Hüseyin Tantavi'ye ait bir görüntü Af Komisyonu'nun çalışmaları hakkındaki tartışmaları daha da alevlendirdi.
Söz konusu görüntüde Tantavi'nin 11 Kasım'da aracı ile Tahrir Meydanı'ndan geçerken vatandaşlardan birinin "İhvan'ın idam edilmesini istiyoruz" şeklindeki ifadelerine, "İdam etmeyeceğiz, yapmayacağız." şeklinde cevap verdiği görülüyor.
Mevcut yönetim yanlısı olduğu bilinen televizyon programcısı Lemis el-Hudeydi, Tantavi’nin açıklamasını, "Halihazırda ya da önceden hükümette görev yapmış bir yetkilinin, tasarruflarını hesap etmesi gerekiyor. Öfkeyi yükseltecek hareketlerde bulunmamalı. Evet, insanlar tarafından memnuniyetle karşılandı ancak Mareşal Tantavi’yi sokaklarda görmek istemeyen çok sayıda insan da var." sözleriyle eleştirdi.
Eski Savunma Bakanının bu sözlerinden sadece birkaç gün sonra mahkemenin kamuoyunda "Hapishaneler baskını" olarak bilinen davada Mursi'nin yanı sıra aralarında İhvan lideri Bedii'nin de bulunduğu 26 sanık hakkındaki idam kararını bozması Tantavi'nin sözleri ile idam kararlarının iptali arasında bağ kurulmasına neden oldu. Mısırlı muhalif televizyon programcısı Muhammed Nasır da programında Sisi'nin idam kararlarından vazgeçmesinin Tantavi'nin açıklamasından sonra mı gerçekleştiği sorusunu gündeme getirdi.
Yönetim ve muhalifler arasındaki uzlaşı ihtimali
Siyaset Sosyolojisi Profesörü Saaddin İbrahim, Gazali Harab başkanlığında Cumhurbaşkanlığı Af Komisyonunun kurulması ve Tantavi'nin "İhvan'a yönelik idam istemedikleri" şeklindeki sözlerini "yönetim ve muhalifler arasında uzlaşı sağlanması için geleceğe yönelik adımın bir parçası" olarak değerlendirdi.
AA muhabirine konuşan İbrahim, Tantavi'nin vatana verdiği hizmetler ve tevazu sahibi kişiliği sebebiyle herkesin saygı duyduğu biri olduğunu ve ahlaki bir otoriteyi temsil ettiğini belirterek, eski savunma bakanının açıklamasının gelecekte olabilecekleri ortaya çıkarmış olabileceğini kaydetti.
Sisi destekçilerinden af ve uzlaşıya karşı bir akımın belirmesinin normal olduğunu söyleyen İbrahim, ülkede uzlaşıyı kabul etme konusunda psikolojik olarak hazır olmayan kesimlerin olduğunu ve olası bir uzlaşı durumunun infiale yol açabileceğini savundu.
İbrahim, muhalefet ile yönetim arasında er ya da geç bir uzlaşının olacağına işaret ederek, "Başta İhvan olmak üzere mevcut iktidar ile muhalifler arasındaki uzlaşının ilk işaretleri görülmeye başlandı." ifadesini kullandı.
"İhvan yetkilileri, teşkilatın siyasetini gözden geçirmeye başlamalı"
Kahire Üniversitesi Ekonomi ve Siyaset Bilimi Bölümü'nde görevli Profesör Tarık Fehmi ise "Cumhurbaşkanlığı Af Komisyonu'nun oluşturulması ve Mareşal Tantavi'nin açıklamaları, siyaset sahnesinin değişeceği ihtimaline ilişkin iyi göstergeler olabilir." dedi.
Bu olası yeni siyasetin, İhvan ve yönetim arasındaki gerçek bir uzlaşının özelliklerini taşımadığını, gerilmiş mevcut ortamı sakinleştirmenin hedeflendiğini savunan Fehmi şunları söyledi:
"Bu sahnenin tezahürlerinden birisi de Mursi ve diğerleri hakkındaki idam kararının iptali. İhvan'ın bu göstergeleri iyi okuması gerekiyor. İhvan yetkilileri, teşkilatın siyasetini gözden geçirmeye başlamalı ve yönetim ile doğrudan iletişime geçmeli. Tarihte bir cemaatin bir devleti hezimete uğrattığı görülmedi."
Bazı yönetim yanlılarının Sisi'nin muhaliflere yönelik açılımı karşısındaki olumsuz tavrına dikkati çeken Fehmi, Cumhurbaşkanı'nın özellikle mevcut gergin durumu sakinleştirmek ve yeni bir atmosfer oluşturmak için ödemesi gereken bir bedel bulunduğunun bilincinde olduğuna işaret etti.
Sisi'nin ekonomi alanında aldığı son reform kararları sırasında da krize yol açabileceğine ilişkin benzer şekilde yapılan uyarılara rağmen bir şey değişmediğini hatırlatan Fehmi, Cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaşırken siyaset sahnesinde ülke dışındaki Muhammed Baradey ve İsam Hacci dışında başka bir aktör bulunmadığını belirterek, "Sisi bu durumu siyasi reformlar için de uygulayacak." değerlendirmesinde bulundu.
Fehmi, Tantavi’nin açıklaması hakkında ise eski savunma bakanının yönetimin dışında ve askeri bir simge olduğuna işaret ederek, herhangi bir mesajın iletilmesiyle görevlendirilmemesi gerektiğini kaydetti.
Kahire Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Profesörü Hasan Nafia da Tantavi’nin açıklaması, Af Komisyonu'nun kurulması ve idam kararlarının iptalinin "temenni edilen uzlaşının göstergeleri olmadığına" dikkati çekerek, "Yönetim, stratejik bir vizyona sahip değil, günlük kararlara bağlı bir siyaset izliyor. Bu karışık bir durum." dedi.
Mevcut yönetimin temel olarak 30 Haziran 2013'teki Mursi karşıtı gösterilerin sembol isimleriyle uzlaşı yapmadığını, onları tutukladığını, medyada yer almalarına izin vermediğini ve seyahat engeli getirdiğini belirten Nafia sözlerini şöyle tamamladı:
"Yönetimin zihninde, İhvan ile uzlaşı olduğu fikrini uzak bir ihtimal olarak değerlendiriyorum. Bunu varlığını aklamak için kullanıyor. Medyaya yansıyan af komisyonuna yönelik tepkiler ise devlet mekanizmasındaki çatışmanın yansıması."