Minareye karşı 50 bin imza
İsviçre’de Olten Türk Kültür Ocağı’nın inşa edeceği minare ile ilgili tartışma aylardır sürüyor.
Konunun tarafları SVP milletvekili Ulrich Schlüer ve Olten Türk Kültür Ocağı Başkanı Mustafa Karahan NTVMSNBC’ye konuştu.
SVP'nin seçim kampanyasında kullandığı "ak koyun-kara koyun" afişi.
Avrupa’nın ortasında olmasına rağmen, Avrupa Birliği’ne girmeyen İsviçre’de “kara koyun” oyunundan sonra başlayan minareyi yasaklama girişimi tırmanıyor. İsviçre’de biri Zürih’te, diğeri Cenevre’de iki tane minareli cami var. İsviçre Halk Partisi (SVP), İsviçre’nin kanunlarını tehdit edici politik bir sembol olduğu iddiasıyla, minarelerin yasaklanması için mayıs ayında bir kampanya başlattı. Kampanyayla 100 bin imzaya ulaşılması ve konunun ülke genelinde referanduma getirilmesi amaçlanıyor. Altı ay sonunda 50 bine yakın imza toplandığı bildirildi. SVP, insan hakları ve inanç özgürlüğüne aykırı bulunan bu kampanyadan önce, genel seçime de ‘ırkçı’ bir propagandayla girmişti. Afişlerinde siyah koyunları İsviçre dışına atmaya çalışan beyaz koyunlara yer veren SVP bir de bilgisayar oyunu hazırlatıp, internet sitesine koymuştu. NTVMSNBC İsviçre’deki minare krizinde bugünkü durumu taraflarla; kampanyanın en iddialı savunucusu SVP Milletvekili Ulrich Schlüer ve bunun “ırkçı” olduğunu savunan Olten Türk Kültür Ocağı Başkanı Mustafa Karahan’la konuştu.
Schlüer, 1997 yılında dönemin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın okuduğu şiirden, “Minareler süngümüz, kubbeler miğferimiz, camiler kışlamız, müminler askerimiz” sözlerine işaret ederek, “Minare dini-siyasi güç iddiasının bir sembolüdür. İslam, dini devletin üzerinde görüyor. Minare yasağıyla, anayasal çerçevede sosyal ve hukuki düzeninin sınırlandırma olmadan garanti altına alınması sağlanacaktır” açıklamasını yaptı
İSLAM SADECE İNANÇ DEĞİL BİR İDEOLOJİDİR
Ben camilere karşı değilim, minarelerin inşa edilmesine karşıyım.
Minare inşaatını durdurmak için şu anda 50 bine yakın imza topladık ve 100 bin imza topladıktan sonra Parlemento’ya sunacağız. Parlementoda karar alınacak.
İslam sadece bir inanç değildir, bir ideolojidir de. İslamın kuralları, kanunları var. Şeriat İsviçre’nin kanunlarına ve anayasasına aykırıdır. Müslümanların inançlarına karşı konuşmuyorum, İslam’ın kuralları bizim kanunlarımıza karşıdır.
ÇARŞAFLI KADIN VE ANKARA BENZETMESİ
SVP’li bir adayın billboard ilanında çarşaflı bir kadının fotoğrafı olması ve altında ‘Siz Ankara mı olmak istiyorsunuz?’ yazması benim politikam değildir. Bizim partimizde farklı bir aday tarafından bu afiş kullanıldı. Her insan kendi fikrini özgürce ifade edebilir. Bir afişte çarşaflı kadının resmi olması ve ‘Siz Ankara mı olmak istiyorsunuz?’ demesi ırkçılık değildir.
SUÇLU YABANCILARI İSTEMİYORUZ
Biz yabancı düşmanı değiliz, ama ‘suçlu’ yabancıları istemiyoruz. Afişlerimizdeki siyah koyun ‘suçlu’ yabancıları işaret ediyor. Eğer farklı ülkelerde yaşayan yazarlar ve politikacılar, suçluların bir ‘ırk’ anlamına geldiğini algılıyorlarsa çok yanlış yapıyorlar.
Bu insanlar kendi sorunlarına çözüm yolu bulamayanlar. Avrupa’da bu afişlerin nasıl bir etki yarattığı önemli değil, çünkü İsviçre’de bu afişler gerçek mesajı veriyor. Entegrasyon çalışmaları ülkemizde gerçek bir başarıya ulaşmıştır.
TÜRBANA KARŞI DEĞİLİZ AMA İŞ VERMEYİZ
İsviçre’de demokrasi direkttir ve her konu tartışılıyor. Eğer bu afişle ilgili dava açmak isteyen olursa buna karşı çıkılmaz. Eğer kadınlar kapanmak istiyorlarsa bu karar onlarındır, fakat İsviçre’de çalışmak istiyorlarsa kurallarımıza uymalılar. Biz onların yüzlerini görmek istiyoruz.
Bizim ülkemizde her insan böyle konuları tartışıyor ve insanlar kurallara uyarak yaşıyorlar. Siyah koyunların anlamını bu ülkede yaşayan vatandaşlar biliyor. Siyah koyunlar ‘suçlu’ yabancıları belirtiyor ve onlar sosyal sistemimize uymuyorlar.
YABANCILAR KURALLARA UYACAKLARSA GELSİN
Bu ülkede yaşamak isteyenler kurallarımıza uymalılar ve bu kurallara uyacaklarsa gelsinler. Çocuklar siyah koyunun ne anlama geldiğini biliyorlar. Ülkemizdeki yabancılar da bunu anlıyorlar. Bu oyun internet üzerinden oynanıyor. Oyunda beyaz koyunlar siyah koyunları tekmeliyor ve ülke sınırlarından atıyor. Bu ‘yabancı’lara karşı bir oyun değil. İnsanlar bu oyuna gülüyor.
CAMİ VE MİNARE İÇİN İZİN ALDIK
Derneğimiz belediyeden cami ve minare için izin aldı. Fakat bu girişimimize itiraz edenler oldu, biz de imar müdürlüğüne başvurduk. İnşaatın uygun olduğu kararı alındı. SVP ve bazı insanlar tekrar itiraz etti. Şikayetçi olanlar Anaysa Mahkemesi’ne başvurdular. Biz davayı kazandık. Fakat basın ve farklı kurumlar bizim aleyhimizde görüş beyan ettiler.
SVP her eve broşür gönderiyor ve bu broşürde İsviçre haritası çizilmiş, ortasında ise bir minare bulunuyor. Farklı bir broşürde de bir kilise kulesi yıkılmış ve ortasından minare yükseliyor. Bu şekilde imza topluyorlar ve referanduma gitmek istiyorlar. Fakat bu, anayasayı çiğnemek olur, çünkü İsviçre’de din hürriyeti yasası var. Ayrıca verilmiş hak geri alınamaz.
KURAN KURSU DA VERİYORUZ, SAĞLIK KURSU DA
Bizim derneğimiz 1978’de kuruldu ve faaliyetleri sürdürüyor. Biz uyum yasası çerçevesinde çocuklarımıza ek ders veriyoruz. İsviçre’ye gelen Türk çocuklara okulların şartlarına uygun kurslar veriyoruz. Türk çocukların başarılı olmasını istiyoruz ve üniversiteye gitmelerini umuyoruz. Fakat onların yeni bir ülkede, farklı bir lisana ve yeni bir sisteme alışmaları çok zor.
Bizim amacımız onların daha başarılı olmalarını sağlamak. Derneğimiz Kuran kursları uyguluyor, fakat tek yaptığımız çalışma bu değildir ve basına bu şekilde lanse ediliyor. Ayrıca sağlık kursları alabiliyorlar. Hastanelerden hemşireler geliyor ve kadın hastalıklarıyla ilgili kurslar veriyor.
‘İKİNCİ SINIF VATANDAŞ MUAMELESİ GÖRÜYORUZ’
Bizim derneğimizi ‘cami’ olarak nitelendiriyorlar, bu çok yanlış. Biz entegrasyon sağlıyoruz.
Bazı politikacılar özellikle SVP İsviçre’de yabancılara karşı tepki olmadığını iddia ediyor, fakat biz üçüncü sınıf vatandaş muamelesi görüyoruz.
Yeni çıkan yabancılar yasasında, Avrupa ve İsviçre vatandaşları aynı statüde, Balkan ülkeleri ve Türk vatandaşlar ise ikinci sınıf vatandaş sıralamasında yer alıyor.
TÜRKLER SVP’DEN KORKUYOR
Seçimleri SVP kazanırsa, İsviçreliler ve yabancılar arasında sorunlar yaşanabilir. Şu anda bunun zeminini hazırlıyorlar. İsviçreliler bizi hor görüyorlar. İsviçre’de serbest iş pazarı var ve ilk önce kendi vatandaşlarını tercih ediyorlar. Türklere düşük ücret veriliyor. Sosyal güvencemiz de sağlanmıyor. Ne Türkiye ne de İsviçre bize sahip çıkıyor.
Hepimiz korkuyoruz. Umarım sadece seçim kampanyası için bu davranışlarda bulunuyorlar. Bu propagandalar insanları tetikliyor ve ileride problem olabilir. Siyah koyun ve beyaz koyun afişleri Türkler ve yabancılar için sadece ‘suçlu’ yabancılar anlamına gelmiyor. Siyah koyunlar biziz. SVP’nin amacı ortada, siyah koyunların ‘suçlu’ anlamına gelmediğini hepimiz biliyoruz. Diğer partiler yabancılarla aynı fikiri paylaşıyor.