Mezardan tırnaklarıyla kazarak çıktı! Nişanlısının öldürmeye çalıştığı kadının yaşadıkları şok etti...
Nişanlısı tarafından boğularak öldürülmeye çalışılan Stacey Gwilliam’ın başına gelenler, ağızları açık bıraktı. Gömüldüğü mezardan tırnaklarıyla kazıyarak çıkan genç kadının, sonrasında yaşadıkları ise filmleri aratmayacak cinsten. Gwilliam, “Üzerime dallar ve çalılar kondu. Kalp atışlarımı ve arka planda denizin sesini duyabiliyordum. Sanki her şey ağır çekimdeydi. Nefes alamıyordum, hareket edemiyordum. Felç olmuştum." diyerek yaşananları böyle anlattı...
34 yaşında genç bir kadın olan Stacey Gwilliam evlilik hazırlıkları yapıyordu. Nişanlısı Keith Hughes ile aile olmaya hazırlanıyorlardı. Ta ki o güne kadar. Sıcak bir Temmuz gününde Birleşik Krallık'taki Caswell Körfezi'ndeki sahil yolunda Stacey Gwilliam ve Keith Hughes yürüyordu. O esnada çiftin arasında bir tartışma yaşandı. Tartışma iyice alevlendi ve Keith Hughes öfkesini kontrol edemiyordu.
BOYNUNU KIRMAYA ÇALIŞTI
Tartışmanın bir türlü sonu gelmedi ve Stacey Gwilliam, 39 yaşındaki nişanlısı Keith Hughes tarafından saldırıya uğradı. 89 kilo olan vücut geliştiricisi Hughes, nişanlısı Stacey Gwilliam’ı boğuyordu. Kadın o kadar şiddetli bir saldırıya uğradı ki tüm kontrolünü kaybetti. Keith Hughes nişanlısının boynunu bükerek kırmaya çalıştı. Üstelik bu Keith Hughes'un ilk şiddet suçu değildi. Hughes, daha önce bir adama tuğlayla defalarca vurduğu için hapse atılmıştı. 2013 yılında da nişanlısına yönelik üç ayrı saldırıda daha bulunmuştu. Bu olaylar sonucunda Keith Hughes üç yıl dokuz ay hapis cezasına çarptırıldı. Hughes, hapisteyken Stacey'in kendisine yazdığını, serbest bırakıldıktan sonra da ilişkilerine devam ettiklerini söyledi.
TIRNAKLARIYLA KAZIDI
Peki Stacey Gwilliam'a ne oldu? Bir komşuları onların sahilde kavga ettiklerini görmüştü. Hughes, genç kadını Langland Körfezi'ndeki sahil yolunda onunla birlikte yürümeye ikna etti. Çiftin ayrılığı konusunda tartışmaya başladıklarında, Hughes’un öfkesi iyice arttı. Hughes, genç kadının başını kolunun kıvrımına yerleştirdi ve sıkmaya başladı, sonrada boğmak için onu döndürdü. Belki onu döndürüp yüz yüze boğmasının sebebi kadının yaşadığı dehşeti ve acıyı mümkün olan en yakın mesafeden görmekti.
Daha sonra Hughes nişanlısını ölüme terk etti ve onu dal ve yapraklarla dolu bir mezara koydu. Saldırıdan sonra Hughes, genç kadının arabasına bindi, içkili olarak yola çıktıktan bir süre sonra sonra kaza yaptı. Bu kazanın onun tutuklanmasına sebep olacağını bilmiyordu. Polise yakalandığında o kadar kendinde değildi ki, 'Onu asla bulamayacaksınız' dediğini bile hatırlamıyordu. Ancak genç kadın oldukça dayanıklı çıkmıştı. Nişanlısının kendisini gömdüğü dal ve yaprak dolu mezardan tırnaklarıyla kazıyarak çıktı. Maruz kaldığı saldırı o kadar şiddetliydi ki bir sopayla yürümeye çalıştı.
NEFES ALMAKTA ZORLANIYORDU
Stacey Gwilliam 26 gün hastanede kaldı, yemek yemekte ve konuşmakta zorluk çekti. Bütün bu olanlardan sonra Gwilliam, Hughes'un cezalandırılmasını istedi ve bütün davayı izledi. Duygularını şu şekilde ifade etmişti:
“Üzerime dallar ve çalılar kondu. Kalp atışlarımı ve arka planda denizin sesini duyabiliyordum. Sanki her şey ağır çekimdeydi. Nefes alamıyordum, hareket edemiyordum. Felç olmuştum. Kalkmaya çalıştım ama kalkamadım. Olduğum yerden çıkmak için tırnaklarımı kullanmak zorunda kaldım. Yapabileceğim tek şey buydu. İtmeye çalıştım ama gücüm yoktu. Kesinlikle korkunçtu ama sadece hayatıma devam etmek istiyorum. Bana yaptıklarını asla ama asla unutmayacağım."
Saldırıdan bu yana yürümek için bir baston kullanan, nefes almakta zorlanan ve yemek yeme zorluğu çeken genç kadın Stacey, birçok sağlık sorunuyla başa çıkmaya çalışırken Kasım ayında Güney Galler'deki evinde öldü. Adli tıp sonucu, Stacey'nin akciğerinden rahatsız olduğu ve solunum sıkıntıları çektiğini söylüyordu. Polis ekipleri Stacey Gwilliam'ın ölümünde şüpheli bir durum olmadığını ifade etti. En az sekiz yıl hapis cezasına çarptırılan Hughes ise 2024’te şartlı tahliye için başvurma hakkı kazanacak ancak tahliyesi Yargıç Paul Thomas tarafından 'ciddi bir risk' olarak değerlendiriliyor.
Öte yandan iki haftadır kayıp olan kızı bulmak için Nevada Churchill County Şerif Ofisi ve Lyon County Şerif Ofisi yoğun çalışmalarını sürdürüyorlardı. Irion'un ortadan kaybolmasıyla ilgili bir ipucu bulduktan sonra polisler County'nin uzak bir bölgesine çağrıldı. Yapılan araştırmalar, polisleri olası bir mezarlığa götürmüştü. Mezarlıktan bir ceset çıkarıldı. Bu cesedin genç kıza ait olup olmadığı bilinmiyordu.
Irion'un ortadan kaybolmasından sonra 41 yaşındaki Troy Driver, adam kaçırma suçuyla tutuklandı. Troy'un aynı zamanda Naomi Irion'u kaçırdığı ve onu cinsel saldırıda bulunmak ve öldürmek amacıyla alıkoyduğu iddia edildi. Yapılan ilk duruşmada yargıç Lori Matheus kefaletini 750 bin dolar olarak belirledi. Kefaletle serbest bırakılması halinde de GPS monitörü ile gözetim altına alınmasına karar verildi. Irion'un ailesi de mahkemede hazır bulundu ancak duruşma sırasında herhangi bir açıklama yapmadılar. Driver, 1997 yılındaki bir cinayet ile bazı şiddet suçlarına karıştığı için 10 yıldan fazla bir süreyi Kaliforniya'da parmaklıklar ardında geçirmişti.
Churchill County Şerif Ofisi'nden yapılan açıklamaya göre, olay yerinden toplanan DNA'ların Irion'a ait olduğu belirlendi. Mezarlıktan çıkarılan ceset de 18 yaşındaki Naoimi Irion'a aitti. Lyon ilçesi ve Churchill ilçesi şerif ofislerinden yapılan açıklamada ise, "Ölümün kesin nedeni biliniyor, ancak bu olayla ilgili koşullar, serbest bırakılması halinde devam eden soruşturmayı tehlikeye atacağı için şu anda açıklanamıyor" dendi. Fazilet Şenol/Milliyet.com.tr