Litvinenko raporu Putin’in canını yakacak
Tarihçi yazar Yuri Felshtinsky, "Putin tarihe kusursuz cinayeti planlayan ama başaramayan adam olarak geçecek” dedi.
Rus tarihçi Yuri Felshtinsky, İngiltere’de dün kamuoyuna açıklanan soruşturma komisyonu raporunda eski KGB ajanı Alexander Litvinenko’nun öldürülmesi ile ilişkilendirilen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in tarihe "kusursuz cinayeti planlayan ama başaramayan adam" olarak geçeceğini söyledi.
Londra’da 2006 kasım ayında radyoaktif zehirlenmeye bağlı olarak hayatını kaybeden Litvinenko’nun ölümünü araştıran bağımsız soruşturma komisyonunun 328 sayfalık raporunda, eski KGB ajanının cinayete kurban gittiği kanaatine varıldığı açıklandı.
Litvinenko’nun eski bir ordu mensubu olan Dimitri Kovtun ve eski KGB ajanı Andrei Lugovoy tarafından çayına karıştırılan ve kurbanını iz bırakmadan öldürmesi beklenen polonium-210 radyoaktif maddesiyle öldürüldüğü kanaatine ulaşıldığı ifade edilen raporda, eyleme, dönemin Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB) Başkanı Nikolay Patrushev ile Rusya Devlet Başkanı Putin’in de “muhtemelen onay verdiği” kaydedildi.
İngiltere’ye 2000 yılında iltica ettikten sonra çeşitli yayın organlarında yazılar da yazan, Litvinenko ile ortak bir kitabı bulunan Rus tarihçi Yuri Felshtinsky, raporu ve yol açacağı muhtemel gelişmeleri AA muhabirine değerlendirdi.
Putin’in raporla ilgili kişisel bir tepki vermesini beklemediğini belirten Felshtinsky, “Rus yönetimi 9 yıldır Litvinenko cinayeti ile bir ilgisinin olmadığını söyledi ve cinayeti kimin, nasıl işlediğine dair farklı teoriler ortaya attı. İngiltere’nin raporu ise Litvinenko’nun Rus ajanları Kovtun ve Lugovoy tarafından öldürüldüğünü ve Putin’in de işin içinde olduğunu ortaya koydu” diye konuştu.
“Putin, tarihe kusursuz cinayeti planlayan ama başaramayan adam olacak geçecek” diyen Felshtinsky, raporun "Rus liderin canını yakacağını" söyledi.
Cinayetin işlendiği 2006 yılından bu yana yaşanan gelişmelerin Putin’le ilgili iddiaların inandırıcılığını arttırdığına dikkat çeken Felshtinsky, "2006’da Putin’in çürümüş bir politikacı olduğunu söyleyenler küçük bir grup teşkil ediyordu. 2016’da ise 2008’de Gürcistan’ı, 2014’te Ukrayna’yı istila etmiş, binlerce insanı öldürmüş bir Putin var. Putin’in Litvinenko cinayetinin arkasında bizzat bulunduğuna inanmak bugün daha kolay” görüşünü dile getirdi.
"Putin NATO ile çatışma peşinde" diyen Felshtinsky, Rusya'nın askeri bütçesindeki dramatik artışın ve yürüttüğü saldırgan propaganda kampanyasının bunun kanıtı olduğunu söyledi.
Felshtinsky, "Rusya geri adım atmayı düşünmüyor. Suriye’deki müdahalesi de bunun kanıtı. Putin’in saldırgan dış politikasının ilk safhalarını izliyoruz. Birkaç hafta önce 'yeni bir dünya düzeni' için mücadeleden söz etti. Bu, Rusya’nın belirleyici olacağı ve çıkarlarını korumak için gerekli gördüğü şeyleri yapmaya mezun sayılacağı bir düzen. Ancak bunlar aslında Rusya halkının değil, ülkeyi ele geçiren bir avuç eski ve muvazzaf FSB memurunun çıkarları" diye konuştu.
Felshtinsky, Litvinenko’nun Putin’in “gerçek kimliğini” yüksek sesle dile getiren ilk kişilerden olduğunu belirterek, “Şimdi biliyoruz ki Putin bir katil. Pardon, İngiltere’nin raporuna göre ‘muhtemelen’ bir katil” ifadelerini kullandı.
Rapordaki pedofili iddiası Putin'i kızdıracak
Londra merkezli düşünce kuruluşu Legatum Enstitüsü’nün analisti Anton Shekhovtsov da komisyon raporunun vardığı sonuçların sürpriz olmadığını söyledi.
Shekhovtsov Rusya’nın Litvinenko cinayetinin arkasında olabileceğinin, olayın hemen ardından ima edildiğini belirterek, “Yenilik, ‘muhtemelen’ kaydıyla da olsa Putin’in adının doğrudan anılması. ‘Muhtemelen’ kaydı, durumun ciddiyetinin artmasından kaçınmak için konulmuş” dedi.
Shekhovtsov, raporun en ilginç yönünün eski KGB ajanını Rusya’nın gözünde hedef haline getiren faktörlerde yattığını belirterek, “Litvinenko raporu Putin’in bu cinayetin arkasında olduğunu gösterebilecek faktörler olarak kendisiyle ilgili pedofili ve uyuşturucu kaçakçılığı iddialarını zikrediyor. Bu, Putin’i öfkelendirecek” diye konuştu.
“Şimdi en önemli husus İngiltere’nin rapora vereceği tepki” diyen Shekhovtsov, Rusya’ya karşı alınabilecek yeni yaptırım kararlarının iki ülke arasındaki ilişkileri daha da kötüleştireceğini vurguladı. Shekhovtsov, Rusya’nın halihazırda içinde buluğunduğu ekonomik krizin, durumu bu ülke için daha da güçleştireceğini ifade etti.
Türkiye üzerinden İngiltere'ye kaçtı
Öldürüldüğü 2006 yılında İngiltere vatandaşlığı aldığı bilinen Litvinenko, ülkede bir tür “onur meselesi” olarak görülüyor. İngiliz dış istihbarat servisi MI6’ya danışmanlık da yaptığı bilinen Litvinenko’nun, Londra’da Rus ajanları tarafından öldürülmesi 9 yıldır ülke gündeminde önemli yer tutan bir tartışma konusu.
Alexander Litvinenko, 1980’de girdiği KGB’de organize suçla mücadele biriminde görev yaptı. Rusya Federasyonu’nda FSB adıyla yeniden yapılandırılan kurumdaki görevini 1998’e kadar sürdüren Litvinenko, o yıl düzenlediği bir basın toplantısıyla yöneticilerinden, Rus oligark Boris Berezovksy’yi öldürmesi emrini aldığını ancak yerine getirmediğini açıkladı.
Devlet sırlarını ifşa suçlamasıyla 1999’da tutuklanan Litvinenko, 9 ay hapis yattı. Hapisten çktıktan sonra Gürcistan ve Türkiye üzerinden İngiltere’ye kaçan Litvinenko, bu ülkede 2006’ya kadar mülteci olarak yaşadı.
Apartman bombalamaları
Litvinenko, Rus tarihiçi Yuri Felshtinsky ile kaleme aldığı “Rusya’yı patlatmak: İçerideki terör” başlıklı kitapta, 1999 eylül ayında Buynaksk, Moskova ve Volgodonsk’ta yaklaşık 300 kişinin hayatını kaybettiği apartman bombalamalarının FSB tarafından düzenlendiğini iddia etti.
Litvinenko, patlamalarla ilgili olarak Çeçen militanları suçlayan dönemin başbakanı Putin’in bunları 2. Çeçenistan savaşını başlatmak için bahane olarak kullandığını savundu.
Litvinenko 2006’da Moskova’da evinde öldürülen muhalif gazeteci Anna Politkovskaya’nın ölüm emrini de Putin’in verdiğini öne sürdü.
Litvinenko’nun Putin’i en çok kızdırdığı düşünülen iddiası ise 2006 temmuzunda Chechenpress adlı internet sitesinde yayımladığı makalesinde yer aldı.
Litvinenko’nun ölümüyle ilgili soruşturmayı yürüten bağımsız komisyonun başkanı Sir Robert Owen’ın dün yayımlanan raporunda da yer verilen makalede Litvinenko, Putin’i pedofiliyle suçladı. Eski KGB ajanı ddiasına kanıt olarak, Putin’in Kremlin’i ziyaret eden turistler arasındaki bir erkek çocuğunun göbeğini öptüğü görüntüleri gösterdi.
Litvinenko’nun Putin ile ilgili Owen raporunda yer verilen bir diğer iddia da, Rus liderin Kolombiya uyuşturucu karteli ile kara para aklama konusunda işbirliği yaptığı yönündeydi.
Hastanede Müsüman oldu
Litvinenko, çayına zehir karıştırıldığı 1 Kasım 2006'da yatırıldığı hastanede 22 gün geçirdikten sonra 23 Kasım 2006’da hayatını kaybetti. Hastanede yattığı süre içinde Londra polis teşkilatı Scotland Yard görevlilerine uzun bir ifade veren Litvinenko, ölüm emrini Putin’in verdiğini dile getiren yazılı bir beyana da imza attı.
Ölüm nedeni son ana kadar anlaşılamayan Litvinenko’nun polonium-210’la zehirlendiğinin tespit edilmesinin ardından polis, eski KGB ajanının katilleri ile buluştuğu otelde ve katillerin Londra’da bulunduğunu tespit ettiği mekanlarda radyoaktif maddenin izlerini bulduğunu açıkladı.
Babası Walter Litvinenko’nun hastanede Müslüman olduğunu ve son dileğinin İslami usullere göre, Çeçenistan’da toprağa verilmek olduğunu söylediği eski KGB ajanı, Londra’da Çeçen lider Ahmet Zakayev’in de katıldığı bir törenle defnedildi.
Litvinenko’nun ölümüyle ilgili İngiltere'deki soruşturmayı yürüten bağımsız komisyonun raporunda Polonyum-210'un sadece devlet imkanlarıyla üretildiğine işaret edilerek, Litvinenko’nun, iki eski Rus ajanı tarafından zehirlendiği kanaatine varıldığı ifade edilmişti.
İngiltere Başbakanı David Cameron, raporun yayımlanmasının ardından, Litvinenko’nun ölümünün “devlet destekli bir eylem” olduğuna dair inançlarının doğrulandığını söyledi.
Rusya’ya karşı yeni yaptırımların da gündeme gelebileceğini belirten Cameron, bu ülkeyle ilişkilerini “açık bir gözle ve soğuk bir yürekle” sürdüreceklerini dile getirdi.