Kürtlerin Haşdi Şabi endişesi
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'ndeki (IKBY) Duhok Amerikan Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Beyar Doski, Sünni Arap ve Türkmenlerin Şii milislerden endişe duyduğu kadar Kürtlerin de genel olarak kaygılı olduğunu ifade etti. Salahaddin iline bağlı Tuzhurmatu ilçesinde geçen yıl Kasım ayında Haşdi Şabi ve Kürtler arasında meydana gelen sokak çatışmalarının bölge halkının zihninde kalıcı bir iz bıraktığını dile getiren Doski, "Henüz DEAŞ bölgede güçlüyken, Şii milisler ve Kürtler arasında yaşanan sürtüşme, ileride bunun daha farklı boyutlarda yaşanacağı sinyallerini verdi. Bu yüzden Kürtler, Şii milislerin iyi niyet taşımadığı ve ön yargılı yaklaşımları konusunda kendilerini haklı görüyor." değerlendirmesinde bulundu. Şii milislerin, Barzani'nin kontrolündeki Erbil-Duhok-Sincar hattı üzerinden Telafer'e operasyon düzenleyemediği gibi, Kürt bölgesinin bir üs olarak da kullanılmasına müsaade edilmediğini aktaran Doski, "Kürtler, Haşdi Şabi'nin bölgede askeri olarak güçlenmenin peşinde olduğunu çok iyi biliyor. Haşdi Şabi, Telafer'deki Şii Türkmenler üzerinden bunu sağlamaya çalışıyor. Kürtler, Musul'da Şii milislerin silahlı gücünü istemediği için bölgelerinin de kullanılmasına pek sıcak bakmıyor." yorumunu yaptı. Telafer'in DEAŞ'tan geri alınıp, Şii milislerin bölgeye yerleşmesiyle ilgili Doski, "Hiç şüphe yok ki, Haşdi Şabi'nin Telafer'de güçlenmesi PKK'nın Sincar'daki nüfuzunu arttıracaktır." dedi.
PKK ve Haşdi Şabi ortaklığı
Irak'ın kuzeyindeki halk tabanından herhangi bir destek bulamayan Şii milisler, Telafer'i elinde tutan DEAŞ'ı bahane ederek orada nüfuz sahibi olmayı hedefliyor. Şii milisler, Musul vilayetinde çoğunluğu meydana getiren Sünni Arap ve Türkmenlerin yanı sıra Sincar'da IKBY Başkanı Mesut Barzani'nin liderliğini yaptığı KDP etkisindeki Ezidi Kürtleri de tehdit ediyor.
Peşmerge güçlerinin Sincar'dan geri çekilmesini fırsat bilip, DEAŞ ile mücadele bahanesiyle bölgeye yerleşen PKK, oradaki Ezidilerin bir kısmını etkisi altına alıp, Şii milislerin mali yardımıyla YBŞ olarak bilinen Sincar Savunma Birlikleri'ni kurdu. Bu gücün, Türkiye'ye yakınlığıyla bilinen KDP'nin hem siyasal hem de askeri etkisini en aza indirip, bölgede İran destekli ve PKK eksenli bir silahlı grubun varlığını güçlendirmeyi hedeflediği belirtiliyor. Nitekim YBŞ'li komutanlar da talimatlarını doğrudan Bağdat'tan alıp, maaşlarının ise Haşdi Şabi tarafından ödendiğini gizlemiyor.
Telafer'de güçlenmeyi planlayan Haşdi Şabi, Musul vilayetinin Sincar ilçesinde ise YBŞ'nin vasıtasıyla yayılmacı bir politika izleyerek orada askeri varlığını garanti altına almaya çalışıyor.
DEAŞ'ın üslubu ile sorun çözülmez
IKBY İçişleri Bakanlığı'na bağlı Özel Kuvvetler (Zerevani) Komutanı Tümgeneral Aziz Veysi, Haşdi Şabi'nin Enbar ve Ramadi vilayetlerinde sivillere karşı işlediği hak ihlallerini unutmadıklarını belirterek, bunları hiçbir suretle tasvip etmediklerini söyledi.
Haşdi Şabi'yi kastederek, bölgedeki sorunların DEAŞ'ın üslubu ile çözülmeyeceğine vurgu yapan Veysi, "Bu çözüm yönteminin yanında değiliz. Eğer hedef DEAŞ ile mücadele ise onlara başarılar diliyoruz ancak başka amaçları varsa ve ortaya çıkarsa elbette yanıtı olacaktır." dedi.Irak'taki Şii milis gücü Haşdi Şabi'nin, terör örgütü DEAŞ'ın elinde tuttuğu Musul'un batısındaki Türkmen Telafer kentini kuşatmak için başlattığı askeri operasyon 5'inci gününde devam ediyor. Erbil ve Bağdat arasındaki askeri plana göre Musul kent merkezine girmeyeceği belirtilen Şii milisler, kentin güney bölgesinde Irak ordusu tarafından geri alınan Kayyara kasabasından Telafer'e doğru saldırıya geçti. Şii milisler bu planı harekete geçirmeden önce eski Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani liderliğindeki Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) etkisindeki Kerkük kentine askeri güç sevkiyatı yapmıştı. Hemen akabinde, İran’ın Devrim Muhafızları Komutanı Kasım Süleymani'nin, 23 Ekim tarihinde Kerkük'te DEAŞ'ın intihar saldırısı sonucu geçen yıl hayatını kaybeden KYB'li General Hüseyin Mensur'un evini ziyaret ettiğini gösteren fotoğrafları sosyal medyada yer aldı. İranlı Komutan Süleymani'nin, IKBY'ye yaptığı ziyaretin Musul'u kurtarma operasyonuna denk gelmesi çok manidar bir mesaj olarak değerlendiriliyor. Söz konusu ziyaretten hemen iki gün sonra 25 Ekim tarihinde Haşdi Şabi'ye bağlı gruplardan Asaib Ehlilhak örgütü, Musul'un Telafer ilçesini terör örgütü DEAŞ'tan kurtarma operasyonu görevinin kendilerine verildiği söylemişti. Örgütün askeri sözcüsü Cevat Tilebavi, yaptığı açıklamada, "Haşdi Şabi yönetimi, Telafer'i geri alma operasyonu görevini bize verdi." ifadesini kullanmıştı. Bu gelişmelerden hemen sonra 28 Ekim'de Haşdi Şabi Telafer'i kuşatmak üzere Musul'un yaklaşık 80 kilometre güneyinden harekete geçtiğini duyurmuştu.
Haşdi Şabi çatısı altındaki örgütler
Irak’tak Şii dini lider Ayetullah Ali Sistani 13 Haziran 2014’te DEAŞ'ın yoğun saldırıları üzerine bir fetva yayınlayarak, Haşdi Şabi'nin kurulması çağrısında bulunmuştu.
Bedir Kuvvetleri, Ketaib Hizbullah, Asaib Ehlulhak, Ketaib İmam Ali, Ketaib Seyyidu'ş Şuheda, Seraya'l Hurasani, Ensar'ul Merceiyye Tugayları, Ali Ekber Tugayları, Fırkat'ul Abbas el-Kıtaliyye, Seraya Aşura, Seraya Ensar el-Akide, Seraya el-Cihad, Feyleku'l Karrar, El Muntazar Tugayları grupları Şii milis gücünün çatısı altında bulunuyor.
İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün geçen ocak ayında yayımladığı raporda, bu grupların Irak'taki bazı Sünni bölgelerinde yaptığı eylemlerin savaş suçu olduğu belirtilmişti. Raporda Şii milislerin Sünnilere ait onlarca cami ve iş yerini yakıp, yıktığına dikkat çekilerek, bu tür eylemlerle ilgili özellikle yapının içerisindeki Bedir Güçleri ve Asaib Ehlilhak grupları itham edilmişti.Irak'ın en büyük ilçesi konumundaki Telafer'de, DEAŞ öncesinde 300 binden fazla Şii-Sünni Türkmen yaşıyordu. DEAŞ'ın 15 Haziran 2014'te ilçeyi ele geçirmesinden sonra orada yaşayan Şii Türkmenlerin çoğu IKBY üzerinden Irak'ın güney bölgelerine göç etmek zorunda kaldı. Kent merkezinde ise sadece 50 bine yakın Sünni Türkmen'in kaldığı ve diğerlerinin ise Türkiye başta olmak üzere IKBY'nin çeşitli kentlerine göç ettiği belirtiliyor.