Katalonya liderinden "kendi geleceğine karar verme hakkı" talebi
İspanya merkezi hükümeti ile Katalonya Özerk Yönetimi hükümeti başkanları, geçen yıl başlayan, benzeri daha önce yaşanmamış bağımsızlık yanlısı girişimlerin ardından "ilişkilerin normalleştirilmesi" amacıyla ilk kez doğrudan görüşme gerçekleştirdi.
İspanya Başbakanı Pedro Sanchez ile bağımsızlık yanlısı Katalonya Özerk Yönetimi Başkanı Quim Torra, Madrid'de bir araya geldi.
Sanchez ve Torra, İspanya Başbakanlık konutu La Moncloa'daki görüşme öncesi el sıkışıp gazetecilere gülümseyerek poz verdi.
Bağımsızlık yanlısı söylemleriyle dikkati çeken Torra'nın Sanchez'e Katalonya'nın tarihi haritalarından oluşan bir kitap ile geleneksel likör hediye ettiği belirtildi.
İki saatten fazla süren görüşmenin ardından Sanchez, sosyal medya hesabından paylaştığı İspanyolca ve Katalanca mesajında, "Siyasi bir kriz, siyasi bir çözüm gerektirir. Görüşme, ilişkilerin normalleşmesi için yapıcı bir başlangıç noktasını oluşturuyor." ifadesini kullandı.
"Kendi geleceğine karar verme hakkı" istedi
Başbakan Yardımcısı Carmen Calvo da düzenlediği basın toplantısında, Torra'nın Katalonya için "kendi geleceğine karar verme hakkı" istediğini ancak Sanchez'in bunu, "Anayasada yer almadığı için üzerinde konuşacak çok fazla bir şey olmadığını söyleyerek reddettiğini" aktardı.
Sanchez daha ılımlı
Katalonya konusunda selefi muhafazakar Mariano Rajoy'dan daha yumuşak tutum takınan ve haziran ayında gensoru ile göreve gelen sosyalist Sacnhez, buna karşın yeni bir bağımsızlık referandumuna veya ayrılık teşebbüsüne karşı olduğunu göreve geldikten sonra açıkça ortaya koymuştu.
Sanchez görüşme öncesi, bağımsızlık girişimindeki rolleri nedeniyle tutuklanan Katalan liderlerin Madrid'den Katalonya'daki hapishanelere nakline onay vererek jest yapmıştı.
Süreç
İspanya Anayasa Mahkemesinin yasa dışı ilan etmesine rağmen geçen sene 1 Ekim'de bağımsızlık referandumuna gidilmiş, 27 Ekim'de de Katalonya Özerk Yönetimi Parlamentosu referandum sonuçlarına dayanarak tek taraflı bağımsızlık ilan etmişti.
Bunun üzerine, dönemin İspanya Başbakanı Mariano Rajoy yönetimindeki merkezi hükümet, Senatonun onayıyla özerk yönetim hükümetini feshetmiş, bölgeyi doğrudan yönetmeye başlamış ve 21 Aralık'ta erken seçime gidilmesine karar vermişti.
İspanya yargısı, "devlete isyanla" suçlanan hükümet üyeleri hakkında soruşturma başlatırken, eski Katalonya Özerk Yönetimi Başkanı Carles Puigdemont, bazı bakanlarla Belçika'ya kaçmıştı.
21 Aralık'ta yapılan seçimleri ise bağımsızlık yanlısı partiler az farkla kazanmış ve aylar süren girişimlerin ardından mayıs ayında Torra, başkan seçilmişti.
Bu arada bağımsızlık girişimi nedeniyle haklarında soruşturma yürütülen 28 Katalan'dan 9'u tutuklanmış, 9'u kefaletle serbest bırakılmış, 7'si kaçmış, geriye kalan 3 kişiye ise herhangi bir suçlama yönetilmemişti. Suçlu bulunmaları durumunda ayrılıkçı Katalanlar 30 yıla kadar hapis cezası alabilir.