İsyan büyüyor
New York’un ardından 4 eyalette daha yargıçlar, Trump’ın 7 ülke vatandaşlarına getirdiği vize yasağını askıya aldı. 16 eyaletin başsavcıları da, Trump’ın kararnamesini kınayan bir bildiri yayımladı
ABD Başkanı Donald Trump’ın geçtiğimiz cuma günü, aralarında Suriye’nin de bulunduğu 7 Ortadoğu ve Afrika ülkesinin vatandaşlarına yönelik getirdiği vize yasağına yargının tepkisi giderek büyüyor. Trump’ın ulusal güvenliği gerekçe göstererek yürürlüğe soktuğu yasak nedeniyle yüzlerce Müslüman, ABD’ye gelişlerinde havaalanlarında gözaltına alınmıştı.
Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği’nden bir grup avukatın John F. Kennedy Havalimanı’nda gözaltına alınan iki Irak vatandaşının serbest bırakılması ve Trump’ın kararnamesinin durdurulması için açtığı davanın ardından, New York’ta görevli Federal Yargıç Ann Donnelly, sınır dışı kararının ‘onarılmaz bir zarara’ neden olabileceği gerekçesiyle ABD’ye girişlerine sınırlama getirilen ülkelerin vatandaşlarının geçici olarak ABD’de kalmasına karar vermişti. Yargıç Donnelly’nin ardından 4 eyalet mahkemesi daha 7 Müslüman ülkeden vatandaşların ABD’ye girişine 90 gün yasak getiren başkanlık kararnamesini geçici süreyle askıya aldı. California, Virginia, Washington, Massachusetts eyaletlerindeki federal mahkemeler, ülkeye girişlerine sınırlama getirilen söz konusu ülkelerin vatandaşlarının ABD’de kalması yönünde karar aldı.
‘Anayasaya aykırı’
Öte yandan 16 eyaletin başsavcısı da, Trump’ın kararnamesini kınayan ortak bir bildiri yayımladı. Başsavcılar, Trump’ın imzaladığı karanamenin, ‘anayasaya ve ABD değerlerine aykırı’ olduğunu belirtti. Bildiride, “130 milyondan fazla Amerikalı ve eyaletlerimizdeki yabancıların başsavcıları olarak, Başkan Trump’ın anayasaya ve ABD değerlerine aykırı kararnamesini kınıyoruz” denildi.
‘Yeşil kartlılar girebilir’
İç Güvenlik Bakanlığı, önceki akşam yayınladığı açıklamada, bahsi geçen ülkelerin vatandaşlarının ‘yeşil kart’ (ABD’de oturma ve çalışma izni) sahibi olmaları durumunda, ülkeye girişlerinde bir engellemeyle karşılaşmayacaklarını duyurdu.
Trump’a karşı 1 milyon imza
Trump’ın başkent Londra’ya resmi ziyarette bulunmasını engellemek için İngiliz Parlamentosu’nun internet sitesinde açılan kampanyada 1 milyonu aşkın kişi imza verdi. İngiltere’nin davetini geri çekmesini talep eden imza kampanyasına katılan İngilizler, “Kanıtlara dayanan kadın düşmanlığı ve bayağılığı, Majesteleri Kraliçe’yi ya da Galler Prensi’nin kabulü için Donald Trump’ı yetersiz kılıyor. Bu sebepten dolayı, Donald Trump başkanlığı boyunca Büyük Krallık’a resmi ziyaret için davet edilmemeli” ifadesine katıldığını beyan etti. İngiltere Başbakanı Theresa May, ABD’ye yaptığı resmi ziyaret sırasında Trump’a Kraliçe 2. Elizabeth’in resmi davetini iletmişti. Trump’ın da daveti kabul ettiği ve bu yıl içinde İngiltere’ye bir devlet ziyaretinde bulunacağı açıklanmıştı.
Prens’ten kaçacak
Trump’ın İngiltere ziyaretinde Veliaht Prens Charles ile bir araya gelmek istemediği öne sürüldü. İngiliz basını, iklim değişikliği konusunda kamuoyunda farkındalık yaratmak için faaliyetlerde bulunan Prens Charles’ın, olası buluşmalarında, iklim değişikliğinin gerçek olmadığını savunan Trump’la bu konuda konuşmak isteyebileceğini öne sürdü. Trump’ın Prens’le böyle bir tartışmaya girmemek için buluşmaktan kaçınacağı iddia edildi.
‘Obama daha önce yapmıştı’
Başkan Trump yayınladığı açıklamayla, tartışmalı vize sınırlaması kararını savundu. Trump, benzer bir kararın, selefi Barack Obama tarafından 2011’de Irak vatandaşlarına uygulandığını ifade ederek, “Biz baskıdan kaçanlara karşı şefkatli olmaya devam edeceğiz. Ama bunu yaparken ülkemizde yaşayanları ve sınırlarımızı korumayı da sürdüreceğiz” dedi.
BM’den kınama
Trump’ın tartışmalı kararnamesine Birleşmiş Milletler’den (BM) de tepki geldi. BM’nin İnsan Haklarından Sorumlu Yüksek Komiseri Zeid Ra’ad el Hüseyin, seyahat yasağının yasadışı olduğunu savundu.
‘Soros’un avukatları’ iddiası
Trump’ın tartışmalı kararnamesi nedeniyle gözaltına alınanlara yardım için çok sayıda gönüllü avukat havalanlarına akın etti. Muhafazakar Amerikan basını avukatları, başkanlık seçimlerinde Hillary Clinton’ı destekleyen finans spekülatörü George Soros’un tuttuğunu öne sürdü.
Beyaz Saray’da ilk film gösterimi
Trump’ın göreve başlamasının ardından Beyaz Saray’ın aile salonunda ilk film gösterimi gerçekleştirildi. Pazar günü öğleden sonra gösterilen ‘Finding Dory’ adlı animasyon filmini seslendiren aktörlerden Albert Brooks, Twitter üzerinden, “Çok tuhaf, bugün Trump, gerçek hayatta ailelerin birleşmesine engel olurken, bir ailenin yeniden bir araya gelişini konu alan Finding Dory’yi izliyor” diye Trump’a tepkisini gösterdi.
Malia Obama protestoda
Eski Başkan Barack Obama’nın büyük kızı Malia, hafta başında Utah eyaletine bağlı Park City kentinde, Kuzey Dakota Boru Hattı projesini protesto için düzenlenen gösteriye katıldı. Malia, Karayipler tatilinde olan aile üyelerinin yanından ayrılarak Sundance Film Festivali’ni izlemek için geçtiğimiz gün Utah’a gelmişti. Trump, geçtiğimiz hafta, Obama döneminde inşaat çalışmaları durdurulan 2 boru hattı projesine onay vermişti. Kuzey Dakota Boru Hattı projesi, çevre kirliliğine yol açacağı gerekçesiyle, başta bölgede yaşayan Amerikan yerlileri olmak üzere, onbinlerce kişi tarafından protesto ediliyor.
Ivanka’ya balo tepkisi
Trump’ın en büyük çocuğu olan Ivanka Trump’ın, cumartesi akşamı eşi Jared Kushner’le birlikte katıldığı baloda çekilen bir fotoğrafını paylaşması, ABD Başkanı’nın vize sınırlama kararına tepki gösteren Amerikalıları çileden çıkarttı. Pek çok kişi, tartışmalı kararname nedeniyle havaalanlarında yüzlerce kişinin gözaltına alındığı saatlerde Ivanka’nın balo fotoğrafı paylaşmasını kınadı.
ABD’li teknoloji devleri mağdur
ABD’nin önde gelen teknoloji şirketleri de, Trump’ın Müslüman karşıtı kararnamesine tepki gösterdi. Twitter’ın CEO’su Jack Dorsey, uygulamanın insani ve ekonomik etkilerinin çok üzücü olduğunu vurgularken, ABD’nin her zaman mültecilerin katkılarından faydalandığını kaydetti. Dorsey, ABD’deki Suriyeli göçmenlerin yüzde 11’inin iş sahibi olduğunun da altını çizdi. Google’ın CEO’su Sundar Pichai, 100 çalışanının etkilenebileceğini belirtti kararı kınadığını duyurdu. Microsoft da 76 çalışanının karardan etkileneceğini açıkladı. Kahve zinciri Starbucks ise, kararnameye tepki olarak, dünya genelinde gelecek 5 yılda 10 bin mülteciye iş vereceklerini bildirdi.