'Irak'ın buna parası yok!'
Irak'ın toplam borcunun 112 milyar dolara dayandığını ve ülkenin yıkılan bölgeleri yeniden inşa edecek güçlü bir ekonomiye sahip olmadığını belirtti.
Irak Meclisi Maliye ve Ekonomi Komisyonu Sözcüsü Ahmed Hacı Reşid, Irak'ın toplam borcunun 112 milyar dolara dayandığını ve ülkenin yıkılan bölgeleri yeniden inşa edecek güçlü bir ekonomiye sahip olmadığını belirtti.
HER DOĞAN KİŞİ 6 BİN DOLAR BORÇLA DÜNYAYA GELİYOR
Reşid, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Maliye Bakanlığı'nın komisyonumuza verdiği son verilere göre, Irak'ın toplam iç ve dış borcu 111 milyar 725 milyon dolar civarında. Bunu ülke nüfusuna dağıtırsak, yeni doğmuş bebekler dahil her Irak vatandaşının yaklaşık 6 bin dolar borçlu olduğunu görüyoruz." dedi.
DIŞ BORÇ TEHLİKELİ DURUMDA
Irak'ın özellikle dış borcunun çok tehlikeli boyuta ulaştığı uyarısında bulunan Reşid, "Dolar rezervi de 80 milyar dolardan 45 milyar dolara kadar düştü. Ekonomik kalkınma neredeyse durmuş vaziyette ve hiçbir gelişim sinyali yok. Mevcut ekonomik sistem sadece memur maaşlarını ödeyebiliyor." diye konuştu.
YIKILAN ŞEHİRLERİ İNŞA EDECEK GÜÇTE DEĞİLLER
Maliye ve Ekonomi Komisyonu Sözcüsü Reşid, terör ve çatışmalardan dolayı yıkılan bölgelerin yeniden inşası için yaklaşık 50 milyar dolarlık bütçeye ihtiyaç olduğunu dile getirirken, "Ülkenin ekonomik durumu, yıkılan bölgeleri yeniden inşa edecek güçte değil. Hükümetin daha fazla borçlanacak durumu da yok." ifadelerini kullandı.
DEAŞ'IN ARKASINDA KALANLAR...
Terör örgütü DEAŞ'ın saldırıları ve çatışmalardan dolayı özellikle Sünni bölgelerdeki ekonominin son yıllarda büyük zarar gördüğünü söyleyen Reşid, şunları kaydetti: "Enbar'a bağlı Ramadi kentinin yüzde 80'i yıkıldı. Bunun yanında Musul, Felluce ve Sünnilerin diğer bölgeleri de aynı durumda. Saddam Hüseyin döneminde Sünni bölgelerinde iyi bir sermaye vardı. Son birkaç yılda bu bölgelerin ekonomisi büyük bir çöküşe girdi. Birçok zengin iş adamı bölgelerini terk edip parasını farklı ülkelere götürdü. Diğer aileler ise iç göçmen statüsüne düşerek birikimini ayakta kalabilmek için kullandı. Sünni bölgelerin tüm ekonomik altyapısı çatışmalarla yerle bir oldu. Şiiler ise iktidarda kalıp, ülkedeki hakimiyeti sağlayabilmek için ekonomiyi ele geçirme mücadelesinde."