Koronavirüs salgınıyla mücadele sıkı tedbirler ve aşılama kampanyaları ile devam ediyor. Fakat yeni mutasyonlarla ilgili kritik uyarılar art arda geldi. Delta, Alfa, Beta derken şimdi de Mu varyantı paniği yaşanıyor. DSÖ'nün 'endişe verici' ve ‘aşıya dirençli’ dediği varyant, farklı ülkelerde aynı anda ortaya çıkmaya başladı. Hızla yayılıyor. İşte Dünya Sağlık Örgütü’nün ‘yakından izlenmesi gereken varyant’ olarak duyurduğu ‘Mu mutasyonu’ hakkındaki son gelişmeler... Dünya bir yandan hızlı aşılama kampanyalarıyla koronavirüs salgınının önüne geçmeye çalışırken bir yandan da yeni ortaya çıkan Kovid-19 varyantlarıyla mücadele ediyor. Yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) ilk kez Kolombiya'da tespit edilen Mu varyantı, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından yakından izlenmesi gereken varyant kategorisine alındı. DSÖ, B.1.621, diğer adıyla Mu varyantının aşılara karşı daha dirençli kılan mutasyonlar geçirdiğini, ancak bu konuda daha fazla araştırmaya ihtiyaç olduğunu bildirdi. Kısa sürede dünya gündemine tabiri caizse bomba gibi düşen Mu varyantı ile ilgili pandemi konusunda ABD'nin en yetkili ismi konumunda bulunan Dr. Anthony Fauci, konuştu.New York Post'ta yer alan habere göre, Fauci Kovid-19'un Mu varyantının ABD için 'acil bir tehdit' olarak görülmediğini söyledi. Haftalık güncellemesinde DSÖ, Mu varyantının Kolombiya ve Ekvador'da giderek yaygınlaştığı konusunda uyarıda bulundu. B.1.621 olarak da bilinen varyant küresel yaygınlığı şu anda yüzde 0,1 seviyelerinde olmasına rağmen, Kolombiya'da vakaların yüzde 39’unu ve Ekvador'daki vakalarını yüzde 13’ünü oluşturuyor. 39 ülkede görülmesinin ardından Mu varyantı 30 Ağustos'ta, DSÖ tarafından Mart ayından bu yana yakından izlenmesi gereken varyant kategorisine alınan beşinci varyant oldu. Daha önce de Eta, Iota, Kappa, Lambda varyantları bu kategoriye alınmıştı. 29 Ağustos itibariyle, son dört hafta içinde hastalardan alınan virüs örneklerinin 4 bin 500'den fazlasının Mu varyantı olduğu belirlendi. Bunların çoğu ABD (2 bin 65) ve Kolombiya (852), Meksika (357) ve İspanya'da (473) rapor edildi. Japonya'da yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) ilk kez Kolombiya'da tespit edilen Mu varyantı tespit edildi. Vakaların biri Tokyo'nun doğusundaki Narita havalimanında Birleşik Arap Emirlikleri çıkışlı bir yolcuda, diğeri ise başkentteki Haneda havalimanında İngiltere çıkışlı bir yolcuda saptandı.Yolcular havalimanında karantina periyoduna alındı. Salgın Hastalıkları Ulusal Enstitüsü (NIID) Genel Direktörü Wakita Takaji, söz konusu varyanta yönelik daha fazla bilgi toplanması gerektiğini söyledi. Delta ise Japonya'da hakim Kovid-19 varyantı olmaya devam ediyor. Yunanistan'da yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) ilk kez Kolombiya'da tespit edilen Mu varyantı tespit edildi. Vakalardan 2'si başkent Atina'daki Eleftheros Venizelos Havalimanı girişinde yapılan testlerle tespit edilirken diğer 4 vaka ise Argolida, Attiki ve Ahaia'da kaydedildi. Güney Afrika'da da bilim insanları farklı mutasyonlar geçiren başka bir yeni varyantı takibe aldı. C.1.2 adı verilen bu varyantı ise DSÖ henüz herhangi bir kategoriye almadı. Toplam vaka sayısı yaklaşık216 milyon Geçen hafta dünya çapında yaklaşık 4 milyon vaka bildirilen DSÖ, toplam vaka sayısının şu anda yaklaşık 216 milyon olduğunu açıkladı. Öte yandan, Alfa, Beta, Gama ve Delta varyantları da DSÖ'ye göre kaygı verici varyantlar kategorisinde bulunuyor. İlk kez Hindistan'da tespit edilen Delta varyantı, yayılma hızıyla endişe yaratıyor. DSÖ yetkililerinden Dr. Maria Van Kerkhove, Delta varyantının virüsün insan hücrelerine daha kolay yapışmasını sağlayan belirli mutasyonlara sahip olduğunu söyledi. Kerkhove, Delta varyantının tehlikeli ve bugüne kadarki en bulaşıcı varyant olduğunu kaydetti. Uzmanların, geçirdiği genetik değişiklikleri incelemeye devam ettiği Beta varyantının ise virüsü daha bulaşıcı hale getiren bir mutasyona sahip olduğu belirtiliyor. Beta varyantındaki bazı değişiklikler, koronavirüsün spike proteini olarak adlandırılan, virüsün hücrelere yapışmasını ve içine girmesini sağlayan diken benzeri çıkıntılarda meydana geliyor. Bazı aşılar virüsün bu bölümünü baz alarak hazırlandığından bu durum uzmanları kaygılandırıyor. Alfa, Gamma ve Beta varyantlarında ortak olarak görülen N501Y mutasyonunun virüsün hücrelere daha kolay girmesini ve insandan insana daha hızlı yayılmasını sağladığı anlaşıldı. Beta ve Gamma varyantlarında görülen E484K mutasyonunun da antikorları etkisizleştirdiği tespit edildi. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) uzmanları, Delta varyantının virüsün insan vücuduna tutunmasını ve nüfuz etmesini sağlayan başak proteininde yol açtığı değişimler nedeniyle virüsten korunma ve bağışıklık için daha yüksek antikor düzeyi gerektirdiğini, bu sebeple mevcut aşıların etkinliğini kısmen azalttığını belirtiyor. Hindistan Tıbbi Araştırma Konseyi (ICMR), Bharat Biotech şirketinin Kovid-19'un yabani tipine (doğal fenotipine) göre geliştirdiği inaktif aşının varyantlara karşı etkisine dair yayımladığı araştırmada, aşının B.1.617 ailesindeki mutasyonları etkisiz hale getirmekte başarılı olduğunu fakat bunu daha düşük etkinlikle yapabildiğini bildirmişti. İngiltere Halk Sağlığı Kurumu da yaptığı araştırmada, Pfizer-BioNTech ve AstraZeneca-Oxford aşılarının her ikisinin de ilk dozda Delta varyantına karşı yüzde 33, ikinci dozdan sonra ise Pfizer-Biontech'in yüzde 88, AstraZeneca-Oxford'un ise yüzde 60 etkili olduğunu belirlemişti. Daha önce yapılan klinik denemelerde, her iki aşı da Kovid-19 yabani tipine karşı ikinci dozun ardından yüzde 90'ın üzerinde başarı sağlamıştı. İki aşının varyantın bulaştığı kişilerde hastaneye yatışları ise sırasıyla yüzde 96 ve yüzde 92 engellediği kaydedilmişti. King's College London'daki araştırmacılar da tam olarak aşılanmış kişilerde virüs nedeniyle hastaneye yatma olasılığının yüzde 73 daha az olduğunu ve ciddi semptomların görülme olasılığının neredeyse üçte bir oranında (yüzde 31) azaldığını söyledi.