Eski Rum vekil: Darbe gecesi biz de KKTC’ye saldırabilirdik
Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nde Demokratik Seferberlik Partisi (DİSİ) eski Milletvekili Hristos Rotsas, Türkiye’de 15 Temmuz gecesi yaşanan darbe girişimi ile ilgili skandal paylaşımda bulundu. Rotsas, sosyal medya üzerinden, “Türkiye’deki darbe gecesi büyük bir fırsat kaçırıldı. Esir Kıbrıs 42 yıl eli-ayağı bağlı pasif oturmasaydı, dün gece belki de Kıbrıs’ın gecesi olacaktı” paylaşımını yaptı.
Gazeteler Türk medyasından ve Türkiye’deki muhabirlerinden derledikleri haberleri okurlarına manşetten, fotoğraf desteğiyle detaylı aktarırken Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in durum değerlendirmesi yapmak üzere Siyasi Parti Başkanları Konseyi’ni 27 Temmuz’da toplayacağı haber verildi.
Politis “Hristos Rotsas: Attila’ya Saldırabilirdik. Büyük ‘Fırsat’ Kaçırdık” başlıklı haberinde, Demokratik Seferberlik Partisi (DİSİ) eski Milletvekili Hristos Rotsas’ın sosyal medya hesabından “Türkiye’deki darbe gecesi büyük bir fırsat kaçırıldı. Türkiye ateş altında. Esir Kıbrıs 42 yıl eli-ayağı bağlı pasif oturmasaydı, dün gece belki de Kıbrıs’ın gecesi olacaktı” şeklinde bir mesaj paylaştığını bildirdi.
Habere göre Rotsas “Politis 107.6” isimli radyonun, mesajında ne kastettiğini sorması üzerine ise şunları anlattı: “Fırsat çıktığında kullanabilmek için bu 42 yılda hazırlık yapmalıydık. Hastanelerin ne kadar kişi alabileceği, birimlerin hazırlık durumunun ne olduğu bilinmeliydi. O gece kargaşadan dolayı saldıranın Kıbrıslı Rumlar mı darbeciler mi olduğunu bilemeyecek durumdaki Türk işgal ordusuna baskın yapabilirdik. 43 bin Türk askeri esir alınabilir, çoğu Baf havaalanına ve Vasiliko’ya götürülebilirdi. Ancak bunun için Kıbrıs bugünkü gibi hazırlıksız değil, bunca yıl hazırlık yapmış olmalıydı. Elimizde 43 bin Türk askeri tutsağımız olsaydı Türkiye herhangi bir şey yapmaya kalkışamayacak ve bizim ordularımız Girne kıyılarına ulaştığında, mağlup olacaktı. Türkler iki üç gün bombardıman yapar, sonra vazgeçerdi.”
TOPLANTI GÜNDEMİNDE İKİ ANA KONU VAR
Rotsas’ın bu mesajı yüzlerce sosla medya kullanıcısının tepkisine neden olurken çok sayıda kullanıcının da Rotsas’ınkine benzer paylaşımlar yaptığını belirten gazete şunları da yazdı: “Vurgulamamız gerekir ki darbe gecesi Türk işgal ordusu kışlalarda alarm durumundaydı ve bunun gibi maceraperest ve yıkıcı bir argümana olanak tanıyacak bir rehavet içinde olması söz konusu değildi.” Fileleftheros “Siyasi Parti Başkanları Konseyi Toplanıyor. Kıbrıs Sorunundaki ve Türkiye’deki Gelişmeler Gündemli Toplantı 27 Temmuz’da” başlıklı haberinde, Anastasiadis’in siyasi parti başkanlarını 27 Temmuz’da toplantıya çağırdığını ancak o gün Dış Rumlar toplantısı da olduğundan, tarihin değişebileceğini yazdı. Habere göre, toplantı gündeminde iki ana konu var. Öncelikle, Türkiye’de gerçekleşen darbe girişiminden sonra şekillenen durum ele alınacak. Kıbrıs sorunu ve Ankara’da cereyan edenlerle ilgili bütün veriler, Kıbrıs sorununa etkileri bağlamında analiz edilecek. Rum yönetimi, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “tavrını bütün düzeylerde sertleştirmiş ve aşırı mutlak otoriter davranıyor göründüğü” gerekçesiyle, böyle bir analizi şart görüyor. Bunun dışında Anastasiadis, yaz tatili nedeniyle yoğunlaştırılmış müzakerelere verilecek 15 günlük aradan önce siyasi parti başkanlarına müzakerelerin gidişatıyla ilgili bilgi verecek. Toplantıda, Rum Ulusal Konseyi’nin işleyiş şeklinin değiştirilmesi konusunda ilk görüşme yapılması da bekleniyor.
TALEPKAR VE SALDIRGAN POLİTİKA...
Gazete Birleşik Demokratlar Hareketi (EDEK )Başkanı Marinos Sizoulos’un dün Anastaiadis’i sert sözlerle eleştirdiğini yazdı. Habere göre “Erdoğan’ın, Türkiye’deki başarısız darbe girişiminden daha da güçlü çıkmasından sonra Türk taleplerinin daha artması bekleniyor. Bunun göğüslenebilmesi için ulusal stratejiye ihtiyaç var” diyen Sizopulos Anastasiadis’in Ulusal Konsey’in işleyişiyle ilgili tavrını eleştirdi. Sizopulos “çok dikkatli olmalıyız çünkü bu durum ve Erdoğan’ı Türkiye’nin iç cephesinde daha da güçlendirmesi, dışa yönelik talepkar ve saldırgan politika uygulaması tehlikesi vardır. Bizi en çok korkutan da Ege’de ve Kıbrıs sorununda ortaya koyabileceği taleplerdir çünkü müzakere masasında Kıbrıs Türk tarafının tezlerini belirleyen artık Erdoğan’dır” Habere göre Ulusal Halk Cephesi (ELAM) de bildiri yayımlayarak, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin açıklamasında kullandığı ”Kıbrıs’ın istilasıyla ilgilenen özel çalışma grubu” ifadesinin Rum yönetiminin “sadağına güçlü bir silah daha eklediğini” savundu. Bildiride “Ancak maalesef, zaman zaman bize tanınan fırsatları değerlendiremiyor, ulusal davamızı kendi elimizle toplumlararası sorun haline indirgiyoruz. BM’nin istiladan söz eden ilk kararlarını kullanmamız ve uluslararası örgütleri doğru bilgilendirip Kıbrıs sorununu doğru zeminine oturtmamız gerektiğini birçok kez vurguladık. John Kerry’nin sözleri, doğru yola girmemizin başlangıcı olsun” ifadeleri kullanıldı.
Simerini “Gelişmeler İyileştirmeyi Dayatıyor. Olgular Ulusal Konsey’in İşleyişi Konusunda Kefeyi Başkan Anastasiadis’ten Yana Ağırlaştırdı” başlıklı haberinde, Emekçi Halkın Yükselen Partisi ( AKEL)’in Anastasiadis’e, Türkiye’deki gelişmeler ve bunların Kıbrıs sorununa etkisini görüşmek üzere Ulusal Konsey’i toplaması talebini mektupla ilettiğini, Demokratik Seferberlik Partisi (DİSİ’)nin de Anastasiadis’in Moğolistan’dan dönüşünden sonra Konsey’i toplayacağı görüşünde olduğunu yazdı. Gazete, Güney’de, Türkiye’deki gelişmelerin Anastasiadis’in Ulusal Konsey’in işleyişiyle ilgili ortaya koyduğu çerçeve ve standarttan yana ağır bastığı görüşünde birleşildiğine dikkat çekti, “çünkü olgular, bölgede şekillenen konjonktürün jeopolitik ve jeostratejik parametreleri temelinde stratejik analiz yapacak ve strateji belirleyecek yapılar oluşturulmasını gerektiriyor” vurgusunu yaptı.