Dünyanın en tehlikeli seri katillerini baştan çıkaran çift!
ABD'li çiftin hobisi duyanları dehşete düşürdü.Uzaktan tanıyanlar için ABD'li Barbara ve Richie Dickstein çiftinin nasıl bir çılgınlığın içinde olduğunu tahmin etmek çok zordu. Dickstein'lerin ülkenin en tehlikeli kadın ve erkekleriyle kurdukları ilişkileri bilseler muhtemelen kanları donardı
"Aramızda hemen bir bağ oluşmuştu. İkimiz de kedileri ve bahçe işleriyle uğraşmayı seviyorduk."
Yukarıdaki cümlenin devamında romantik bir aşk hikayesinin ya da kadim bir dostluğun geleceğini düşünüyorsanız maalesef yanıldınız. Bu sözleri söyleyen kişi ABD'de yaşayan Barbara Dickstein isimli bir kadın. Dickstein'in bahsettiği kişi ise 1983 yılında bir soygun sırasında iki kişiyi kazmayla vurarak öldüren Karla Faye Tucker isimli cani bir katil.
Peki bu iki kadının yolları nasıl kesişti de kedilere ve bahçe bitkilerine duydukları sevgi sayesinde aralarında hemen bir bağ kurulabildi? En baştan başlayalım...
SIRADAN BİR ÇİFT, TUHAF BİR HOBİ
Barbara ve 2018 yılında hayatını kaybeden eşi Richie, uzaktan bakıldığında mutlu ve sıradan bir çift gibi görünüyordu. New York eyaletinin Yonkers şehrinde yaşıyorlardı. Barbara pazarlama sektöründe çalışıyordu. Richie ise bir cezaevinde gardiyan olarak görev yapıyordu.
Çocukları yoktu ama çok tuhaf bir hobileri vardı: 20 yıldan fazladır, ABD'nin en ünlü katilleriyle mektuplaşıyor, bu insanları baştan çıkarıp etkilemeye çalışıyorlardı.
Richie işi gereği sürekli suçlularla iç içeydi. Barbara'nın bir tanıdığı da bir seri katilin kurbanı olmaktan kıl payı kurtulmuştu. Bu nedenle ikisi de katillerin düşünme biçimlerine merakla karışık bir ilgi duyuyordu.
HER YOLU DENEYİP BAŞTAN ÇIKARIYORLARDI
Gözlerine kestirdikleri katillerin ilgisini çekmek için ellerinden geleni yapıyorlardı. Karşılarındaki kişinin ilgisini çekeceğini düşündükleri her şeyi söylüyorlardı.
Örneğin Barbara, yazıştığı bir erkek katili ikna etmek için, kendi fotoğrafları yerine Yonkers'daki gece kulüplerinde çalışan bir dansçının fotoğraflarını göndermişti. Richie de eşcinsel katilleri kendisinin de eşcinsel olduğuna inandırıyor ve ilgilerini bu şekilde canlı tutmayı başarıyordu.
Charles Manson
Mektuplaştıkları kişiler arasında kimler yoktu ki? Charles Manson, John Wayne Gacy, Richard Ramirez, "Sam'in Oğlu" David Berkowitz, Arthur Shawcross, Edmund Kemper, Karla Faye Tucker, Robert John Bardo ve Gerard Schaefer gibi basından ve belgesellerden tanığımız nice ünlü seri katil Dickstein çiftinin mektup arkadaşları oldu. Bazılarıyla 15-20 kez yazışan çiftin arşivinde 30 binden fazla mektup birikti.
Barbara Dickstein, New York Post'a yaptığı açıklamada katillerin kendilerine neden yanıt verdiğini şu sözlerle anlattı: "Eğer bu seri katillerin çoğunun çocukluklarına bakarsanız hiç sevilmediklerini görürsünüz. Sanırım bizim için, 'İşte bana sevgi göstermeye hazır bir insan, bir şansımı deneyeyim' diye düşünüyorlardı."
EN ÖNCE SAM'İN OĞLU'NA YAZDILAR
Dickstein çifti mektuplaşmalara 1992 yılında başladı ve 2005 yılına kadar devam etti. İlk mektup yazdıkları kişi ise yakın zamanda yayınlanan bir belgesel sayesinde daha fazla kişinin tanıdığı "Sam'in Oğlu" David Berkowitz oldu. Yukarıda da dediğimiz gibi, Barbara'nın bir yakını Berkowitz'in kurbanı olmaktan son anda kurtulmuştu. Bu nedenle Barbara'nın teklifi üzerine Berkowitz'le yazışmaya başlamışlar, sonra da devamını getirmişlerdi.
Uzun süre bir seri katil ve yamyam olan Jeffrey Dahmer'la yazıştılar. Ancak Dahmer 1994 yılında cezaevindeki bir başka mahkûm olan Christopher Scarver tarafından kafasına demir bir çubukla vurularak öldürüldü. Bunun üzerine Dickstein'ler de Scarver'la yazışmaya başladı. Hatta Scarver onlara Dahmer'ın ölüm fotoğraflarını bile gönderdi.
"KOCAMA TAKINTILIYDI"
Dickstein'lerin bir diğer hedefi de 1994 yılında iki oğlunu öldürmekten hüküm giyen Güney Carolinalı Susan Smith'ti. Burada da yazışmayı Richie yürütüyordu. Mektuplarıyla kadını kendisine aşık olduğuna inandırmıştı.
Barbara Dickstein yazışmalarını, "Susan Smith eşime, Robert John Bardo da bana takıntılıydı" sözleriyle özetledi.
Barbara Dickstein'in bahsettiği Robert John Bardo, aktris Rebecca Schaeffer'ı üç yıl boyunca takip ettikten sonra 1989 yılında silahla vurarak öldürmüştü. Bardo, Dickstein'lere bazen bir hafta içinde her biri 20 sayfadan 15 tane mektup yolluyordu. Bu tempo Barbara yazışma yoğunluğundan bıkıp Bardo'yu bırakmaya karar verene kadar devam etti.
CİNAYETLERİ BÜYÜK BİR KEYİFLE ANLATMIŞLAR
Dickstein'lerin arşivlerindeki 30 binden fazla mektubun bazıları korkunç detaylar içeriyor. Katiller kurbanlarına nasıl tecavüz ettiklerini, nasıl işkence yaptıklarını, öldürdükleri kişileri nasıl parçaladıklarını en kanlı ayrıntısına kadar ve büyük bir keyifle anlatıyor.
Dickstein çiftinin yazışmalarının tüm detayları ve katillerle yaptıkları telefon görüşmelerinin ses kayıtları bugünden itibaren yayınlanacak "Killer's Vault" podcast'iyle ortaya dökülecek. Law and Order dizisiyle tanınan oyuncu Elisabeth Röhm'ün sunuculuğunu üstleneceği podcast'te katillerin mektuplarını seslendirecek kişi de oyuncu Eric Roberts olacak.
Podcast'in yapımcısı ve New York Emniyeti'nde cinayet büroda görev yapmış bir dedektif olan Rob Cea yaptığı açıklamada, "Mektuplardaki içerik ve detaylar ile Barbara ve Richie'nin bu adamlarla kurmayı başardığı bağ beni şoke etti" dedi.
Cea, "Bu katiller herkese yalan söyler. Psikologlara, gazetecilere, kendi avukatlarına yalan söylerler. Bu mektuplarda kendilerini savunmayı nasıl bıraktıklarını görmek inanılmaz. Bazıları daha önce itiraf bile etmedikleri suçları Dickstein'lere anlatmış" diye konuştu.
ÖLÜNCE GÖZYAŞLARINA HAKİM OLAMAMIŞ
Diğer yandan Barbara Dickstein, bazı katillerle kurdukları bağların tek taraflı olmadığını da sözlerine ekledi. Örneğin Berkowitz'in avukatının Barbara'ya anlattığına göre, aralarındaki arkadaşlık o kadar güçlenmişti ki Sam'in Oğlu Richie Dickstein'in öldüğünü duyduğunda gözyaşlarına hakim olamadı.
Aynı şekilde Barbara Dickstein de en sevdiği katillerden biri olan Karla Faye Tucker, 1998'de zehirli iğneyle idam edildiğinde çok üzülmüştü. Barbara o günü New York Post'a şu sözlerle anlattı: "Ağlamaya başladım. Richie neden ağladığımı sordu. 'Sen Berkowitz için ne hissediyorsan ben de Karla için aynı şeyi hissediyorum' dedim. Aramızda hemen bir bağ oluşmuştu. İkimiz de kedileri ve bahçe işleriyle uğraşmayı seviyorduk."
"ÖLÜ SAYISI NE KADAR YÜKSEKSE YAZMA İSTEĞİ O KADAR ARTIYORDU"
Barbara Dickstein'in çok sevdiği bir diğer katil de "Ölüm Meleği" olarak tanınan Richard Angelo'ydu. Long Island'da yaşayan bir hemşire olan Angelo, 8 hastasını öldürüp 26'sını zehirleme suçlamasıyla 1989'da hüküm giydi. Dickstein, Angelo'yu, "aramızda bir yakınlık vardı" sözleriyle anlattı.
Charles Manson
Eşi Richie ile Charles Manson arasındaki yazışmaların da yıllarca devam ettiğini belirten Barbara Dickstein, Manson'ın "tımarhanelik" olduğunu ve mektuplarında yazdıklarının anlamsız laflar olduğunu sözlerine ekledi.
Mektuplaşmalarla ilgili olarak da konuşan Barbara, "Başta hoşuma gitmişti ama 5 yıldan sonra bir iş gibi olmaya başladı. Ölü sayısı ne kadar yüksekse Richie'nin yazma isteği de o kadar artıyordu. Ben birkaç tane az kişiyi öldürmüş katille yakınlaşmıştım ama Richie, 'Neden bu hiç kimselerle vakit harcıyorsun?' diyordu. Ama ben o hiç kimselerin bazılarını seviyordum" ifadelerini kullandı.
David Berkowitz'in gönderdiği mektuplardan bir sayfa
İNANILMAZ YAZIŞMALARDAN SATIR BAŞLARI
Richard Ramirez
Richard Ramirez, 1989'da 13 cinayet, 5 cinayete teşebbüs, 11 cinsel saldırı ve 14 hırsızlıktan suçlu bulundu. Hem Barbara hem de Richie'yle yazışıyor ama ikisinin evli olduklarını bilmiyordu. Eylül 1994'te Richie'ye gönderdiği mektupta şöyle diyordu:
MTV Ödülleri'nde Madonna'yı gördün mü? Los Angeles Hapishanesi'nde Sean Penn'le beraberdim. Bir kamerayı yumrukladığı için 30 gün hapis cezası almıştı. Madonna'yı onu ziyarete geldiğinde gördüm. Çok ufak tefek... Hillary Clinton'la ilgili hoşuma giden bir şey var. Baldırları ve ayak bilekleri kesinlikle sağlıklı. Bence sen de benimle aynı düşüneceksin.
Ramirez bir başka mektuptaki anket sorularına da şu yanıtları vermişti...
Mükemmel kadın ya da erkek: Superman, Wonder Woman
Çocukluk kahramanlarım: Karındeşen Jack, Frankenstein
Her yıl aldığım yeni yıl kararı: Olduğumdan daha büyük bir pislik haline gelmek
Hakkımda kimsenin bilmediği şey: Düşündüklerinden daha yoldan çıkmış biriyim
İnsanların nesini sevmem: Çok şeylerini
En büyük korkum: Yok
Arkadaşlarım beni neden sever: Kimin arkadaşa ihtiyacı var ki?
John Wayne Gacy
Çocukların doğum günlerinde palyaçoluk yaptığı ve palyaço resimleri çizdiği için "Katil Palyaço" olarak tanınan John Wayne Gacy, en az 33 genç erkeği ve erkek çocuğunu öldürmekten hüküm giydi. Richie'den sürekli çocukluk fotoğraflarını isteyen Gacy, çıkartmalarla süslediği bir mektupta da şöyle yazmıştı:
Fotoğrafları göndereceğine söz verdin. Kim bilir belki de birini beğenirim ve senin bir resmini yaparım. Böylece yaptığım 2100 tablodan bir tanesi sana özel olur. Çok şahane olur.
Ancak Richie'nin fotoğrafları göndermemesi üzerine Mayıs 1994'te idam edilene kadar hayal kırıklığına uğramış mektuplar yazmayı sürdürdü:
Son aylarda bana verdiğin sözü tutmadın. Her zaman bana daha açık saçık ya da daha genç fotoğraflar göndereceğini söylüyorsun ama boş laf. Henüz elime geçen olmadı. Madem sözünü tutmayacaksın bana bunları neden söylüyorsun?
Ne zaman geleceksin? Geçen ağustostan beri aynı sözleri duyuyorum ama hâlâ yoksun. Neredeyse fotoğraf göndermemen kadar kötü bu. O yüzden bahane uydurmayı bırak da dediğini yap. 'Bulamadım'ları, 'Unuttum'ları bırak. Eğer söylediğinde ciddiysen dediğini yap. Bu beni mutlu eder.
David Berkowitz
Barbara Dickstein'in anlattığına göre, "Sam'in Oğlu" olarak tanınan David Berkowitz ile kurdukları ilişki diğerleri gibi cinsel içerikli değildi. Ocak 2003'te Berkowitz, daktiloyla gönderdiği bir mektupta Richie'ye şunları yazmıştı:
Benden bir fotoğraf istedin sonra da nasıl göründüğümü tarif etmemi istedin. Nedense bu beni rahatsız etti. Şaka yapar gibi olduğunu biliyorum ama gerildim. Bence sen benim ne yaşadığımı, geçmişe dair kalbimde taşıdığım acıları ve yası anlamıyorsun. Üstelik 25 yıl sonra bile medya peşimde. Geçmişten dolayı utanıyorum ve hayatıma devam etmek istiyorum. Bazı insanların bana başka sebeplerle yazdıklarına dair korkularım var.
Jeffrey Dahmer
Yamyamlık ve nekrofili eğilimleri bulunan Jeffrey Dahmer, 16 erkek ve erkek çocuğunun öldürülmesinden dolayı hüküm giydi. Mart 1994'te kaldığı hapishanenin banyosunda öldürülmeden önce Richie'ye aşağıdaki mektubu göndermişti:
Aldığım onca mektup arasında hangisine cevap vermem gerektiğine karar vermek zor oluyor. Bir sonraki mektubunda bana güzel bir fotoğraf gönder ki mektubun kalabalıkta öne çıkabilsin. Vücut geliştirmeci olduğunu söylemiştin, bu çok iyi. Kaslı vücudunun her bir santimetresini görmek isterim.
Charles Manson
Dokuz cinayet nedeniyle ömür boyu hapse mahkum edilen Manson bir gün hapisten çıkabileceğini umuyordu. Bu nedenle bir gece kulübünde güvenlik görevlisi zannettiği Richie'nin kendisine iş bulmada yardım etmesini istiyordu. İmla hatalarıyla ve anlamsız cümlelerle dolu mektubunda mealen şöyle yazmıştı:
Richard, senden haber almak çok güzel. Bana numaranı gönder de seni arayayım. Bana kardeşim diyen bazı insanların seni kullandığını biliyorum. Kim bilir belki bir gün yakalanırlar. Benim gözümde aramız hâlâ çok sağlam. İyi bir arkadaşa bana yardım etmesini istedim ve anlattım - iletişimde olacak. Sakin Charles Manson.
Not: Dışarı çıkarsam bana bir fedailik işi ayarlar mısın?