Gazete Vatan Logo

Dünya katil ilan etti, biz koruyoruz

Katliam, tecavüz ve işkenceyle suçlanıyor

Darfur’da 300 bin kişinin ölümü, 3 milyonunun da zorunlu göç ettirilmesinden sorumlu tutulan Sudan Cumhurbaşkanı El Beşir’in tutuklama kararını Türkiye hala tanımadı. TBMM Başkanı Toptan da, kararın hukuki boyutunun tartışmalı olduğunu açıkladı

Afrika kıtasının kanayan yarası Sudan’da insanlık ayıbı durmak bilmiyor. Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından hakkında insanlığa karşı suç ve savaş suçları nedeniyle tutuklama kararı çıkarılan Sudan Cumhurbaşkanı Ömer El Beşir, bu karara tepki olarak, Darfur’da milyonlarca insanın hayatta kalabilmesi için canları pahasına çalışan 13 yabancı yardım kuruluşunun çalışmalarını durdurdu. El Beşir’in bu kararı, dünya kamuoyunda büyük tepkiyle karşılandı. Cenevre’de basın toplantısı yapan BM yardım koordinasyon bürosu sözcüsü Elizabeth Byrs, “Sudan hükümeti bu kararından dönmez ve sivil toplum örgütleri Sudan’ı terk ederse, 1,1 milyon kişi gıda bulamaz, 1,5 milyon kişi ilaç ve tedaviden yoksun kalır, 1 milyondan fazla insan da içmeye su bulamaz hale gelir” dedi.

Türkiye’den yardım istedi

Başta İngiltere olmak üzere tüm dünya kamuoyu tarafından “kanlı diktatör” olarak kabul edilen El Beşir, Türkiye’yi geçen yıl iki kez ziyaret etmiş ve bu ziyaret dünya basınından büyük tepki çekmişti. UCM’den tutuklama kararı çıktıktan sonra, El Beşir Türkiye’den bir kez daha yardım istedi. Sudan’ın Ankara Büyükelçisi İbrahim Matar Muhammed, tutuklama isteminin siyasi bir karar olduğunu söyledi, ve BM Güvenlik Konseyi’nde geçici üye olan Türkiye’den konumunu kullanarak El Beşir için girişim yapmasını istedi. 108 ülke tarafından tanınan UCM’nin kararları, BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyelerinden herhangi birinin girişimi ile 1 yıl ertelenebiliyor. Ayrıca UCM’yi tanıyan ülkelerin de, El Beşir sınırları içinde bulunduğu sırada onu tutuklama gibi bir zorunlukları da bulunmuyor. Türkiye ve ABD, UCM’nin kararlarını tanımıyor.

Toptan: Seçilmiş lider


TBMM Başkanı Köksal Toptan da dün, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin El Beşir hakkındaki tutuklama kararının hukuki boyutunun tartışmalı olduğunu söyledi: “Tutuklama kararının gerekçesini tam okuyabilmiş değiliz. Neye dayanıyor bu karar? Ne derseniz deyin, sevin veya sevmeyin sonuçta halk tarafından seçilmiş bir cumhurbaşkanı hakkında tutuklama kararı çıkartıyorsunuz. Bu nedenle gerekçenin tatmin edici olması lazım. Umarım bir an evvel herkes sükunetle düşünür ve Sudan ile ilgili yanlış sonuca gidilmez.”

3 SORUDA DARFUR SORUNU


Açlık ve susuzluktan üç yüz bin kişi öldü

1- Her şey susuzlukla başladı

Sudan’da 1953’ten 1990’lı yıllara kadar Müslümanlar ile Hristiyanlar arasında bir iç savaşın ardından Müslümanlar iktidarı ele geçirdi. 2002’de kuraklığın etkisiyle, kuzeyde yaşayan Arap Müslümanlar, su ve ekonomik nedenlerle siyahi Müslümanların yaşadığı Darfur’a göç edince çatışmalar başladı. Darfur’da hükümetten yeteri kadar destek alamadığını söyleyen siyahiler, 2003’te ayaklandı. Siyahiler iki silahlı grup oluşturarak hükümet binalarına ve askerlere saldırdı.

2- ‘Sadece 10 bin kişi öldü’ diyor

Sudan hükümeti ve ordusu, bölgeye hava operasyonu düzenledi. Ayaklanmayı bastırmak için Janjaweed (Süvariler) denilen ve Araplar’dan hükümet yanlısı oluşan silahlı grupları destekledi. Çatışmalara, açlık ve susuzluk eklendi. Bugüne kadar 3 milyon Darfurlu mülteci kamplarına sığındı. 300 bini yaşamını yitirdi. El Beşir’e göre bu sayı sadece 10 bin.

3- 51 savaş suçuyla yargılandı

Lahey’deki Uluslararası Ceza Mahkemesi önce Sudan İnsani Yardım Bakanı hakkında 51 ayrı savaş suçu nedeniyle tutuklama kararı çıkarıldı. 2008’de de Cumhurbaşkanı El Beşir, sivilleri öldürmek, yağma, tecavüz, yok etme, cinayet, zorla göç ve işkenceyle suçlandı. UCM, geçen hafta El Beşir hakkında bu suçlardan tutuklama kararı çıkardı.

BİR ASKERİN İTİRAFI

Bir çocuğa iki kişi tecavüz ediyordu


Darfur’da siyahi bir ailenin çocuğuyken, Sudan ordusunun zorla tarafına kattığı Halit kod adlı genç, tanığı olduğu suçları CNN’e anlattı: “Bize tüm köyü yakmamızı söylüyorlardı. Su kuyularını da zehirliyorduk. Kadın ve çocukları öldürmemizi, 13-14 yaşındaki kızlara da tecavüz etmemizi emrediyorlardı. Böyle 7 baskına katıldım. Bana bir gün bir kıza tecavüz etmemi, yoksa beni öldüreceklerini söylediler. Yapamadım. Tecevüz eder gibi yaptım. Bana ”Tamam mı“ dediler. ”Tamam“ dedim. İki arkadaşım, çocuklara ateş etmeyi reddedince infaz edildi.

Haberin Devamı