DİTİB'in tehdit edildiği ortaya çıktı!
ALMANYA’da 8’i Türk, 9 kişi ile bir de polisi öldüren, Köln’de Türkler’in yoğun olarak yaşadığı Keup Caddesini bombalayıp çeşitli suçlara karışan Neonazilerin, Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’ni (DİTİB) de tehdit ve taciz ettiği ortaya çıktı. Neonazilerin, DİTİB’e domuz kafası ile domuzun çeşitli uzuvlarını gönderdiği öğrenildi.
Almanya’yı sarsan Neonazi teröristlerin DİTİB’i de rahat bırakmadığı ortaya çıktı. Son bilgilere göre Neonazi teröristlerin ’ölüm listesi’ olarak bilinen listesinde DİTİB’in de bulunduğu açıklandı. Ayrıca DİTİB’e domuz kafası ve domuzun çeşitli uzuvlarının gönderildiği, tuvalet kağıdının üzerine ’Kuran-ı Kerim’ yazılarak postayla gönderildiği, DİTİB yetkililerine çeşitli mektup ve mesajlarla ölüm tehditleri ile hakaretler yazılarak gönderildiği ortaya çıktı. DİTİB Dinlerarası Diyalog Müdürü Bekir Alboğa, daha önce insanları telaşlandırmamak için bu olayları açıklamadıklarını, tüm olaylardan sonra polisi bilgilendirdiklerini ve ortaya çıkan neonazi terör olaylarından sonra gizlenecek bir şeyin kalmadığını söyledi.
DOMUZ KAFASI GÖNDERDİLER
DİTİB’e bağlı camilerin yanı sıra diğer Müslüman cemaatlere de benzer tehditlerde bulunulduğunu açıklayan Bekir Alboğa şunları söyledi:
"Son yıllarda hem DİTİB’e hem de diğer Müslüman cemaatlerin bürolarına, merkezlerine paket içerisinde domuz parçaları, domuz kafası, domuz ayağı, eli, bacağı gönderiyorlar. Bunlarla bizi tehdit ediyorlar, korkutmaya çalışıyorlar. ’Sizin de işinizi bitireceğiz’ diye kartpostalar, mektuplar geliyor. Mesela 25 Haziran 2008 tarihinde gelen bir SMS mesajını kart postal haline getirmişler. ’Bu SMS’i açtığınız an bir Türk’ü öldürdünüz. Lütfen bu SMS’i başkalarına da gönderin ki Avrupa Şampiyonası 2008 temiz olsun. Oraya Türkler katılmasın, Türkleri öldürün’ mesajı. Başka bir acı olay bunu bizzat benim adıma Münih’ten birisi göndermiş. ’Bay Alboğa çok zevkle bunları okuyun diye size Kuran-ı Kerim’den bazı ayetler gönderiyorum, pasajlar gönderiyorum.’ Bir çıkardık baktık ki tuvalet kağıdının üzerine ne yazmış. ’Der Koran, das heilige Buch des İslam’ (İslam’ın mukaddes kitabı Kuranı Kerim) yazmış. İslama ve Müslümanlara mukaddes kitabımız Kuran-ı Kerim üzerinden bu şekilde hakaret ediyorlardı. Çok sayıda gelen e mail’de ’Ne arıyorsunuz hala burada, defolun gidin’ gibi birçok hakaret dolu yazı vardı. Biz bunları her zaman emniyet teşkilatlarına bildirdik."
Bu olayları daha önce insanları korkutmamak ve telaşlandırmamak için açıklamadıklarını ve sadece polise bildirdiklerini, ancak son yaşanan gelişmelerin ardından gizlenecek birşeyin kalmadığını söyleyen Alboğa, "Meğer kaygılanmamız gerekiyormuş, meğer işi ciddiye almamız gerekiyormuş. Biz ’Nasıl olsa emniyet teşkilatına haber verdik, bunlar bizi koruyacaklardır’ dedik ama çok ciddi bir tehlike ile karşı karşıyaymışız. Bugün öğrendiğimiz kadar ile DİTİB de listede var. İslam kültür merkezlerinin de bazı camilerinin tehdit aldığını duyduk. Yani normalde hepimiz çok ciddi bir tehdit ve tehlike ile karşı karşıyaymışız" diye konuştu.
ALMANYA’DA IRKÇI TERÖRE KARŞI ORTAK İLAN
ALMANYA’da çok sayıda tanınmış kişi, Almanya’daki ırkçı şiddete karşı ortak ilan yayınladı.
İlan, Tagesspiegel ve Hürriyet gazetelerinde yer aldı. ’Özgürlük, çeşitlilik ve birliktelik - Almanya’da sağ teröre karşı’ başlığı altında verilen ilan, ’Enver Şimşek, Abdurrahim Özüdoğru, Süleyman Taşköprü, Habil Kılıç, Yunus Turgut, İsmail Yaşar, Theodoros Boulgarides, Mehmet Kubaşık, Halit Yozgat ve Michele Kiesewetter’in yasını tutuyoruz’ cümlesiyle başlıyor. Kurbanların aşırı sağcılara benzemedikleri için ve onların kafasındaki insan profiline uymadıkları için öldürüldüklerinin iddia edildiği ilanda, devletin bu insanları terörist saldırılardan koruyamadığı için utanç duyulduğu ifade edildi. Ortak ilanda şöyle denildi:
"Cinayetlerin tüm yönleriyle ortaya çıkarılmasını ve güvenlik birimlerinin buruda hangi rolü oynadığının açıklığa kavuşturulmasını istiyoruz. Bunu öldürülen insanlara, onların ailelerine ve arkadaşlarına borçluyuz. Devlet bu insanlara yalnız olmadıklarını ve acılarını paylaştığımızı açıkça göstermeli. Bizler insanların farklı olabildiği ve bundan dolayı korkmak zorunda kalmadığı; özgürlüğün, karşılıklı saygının, çeşitliliğin ve açık dünya görüşünün var olduğu bir Almanya istiyoruz. Aşırı sağcılık ve sağ terör özgürlüğümüzü ve toplum barışını tehdit ediyor. Sadece münferit saldırganların değil, aşırı sağ ağın ve yapılarının da gözlem altında tutulması gerekir. Solingen, Mölln, Hoyerswerda ve Rostock’taki saldırılar unutulmamalı. Aşırı sağcıların, ırkçıların 150 insanı öldürmüş olmasından gerekli derslerin çıkarılması gerekir. Aşırı sağla mücadele, tekrar demokratik güçlerin önemli görevlerinden birisi olmalıdır. Aşırı sağcıların, ırkçıların ve anayasa düşmanı partilerin demokratik Almanya’mızda yeri yok."
Aralarında ünlü yönetmen Fatih Akın, Berlin Eyalet Başbakanı ve Belediye Başkanı Klaus Wowereit, SPD partisi Genel Başkanı Sigmar Gabriel, Almanya Müslümanlar Koordinasyon Kurulu Sözcüsü Bekir Alboğa, Yazar Günter Grass, Kuzey Ren Eyalet Başbakanı Hannalore Kraft, şarkıcı Peter Maffay, Yeşiller Partisi eşbaşkanları Cem Özdemir ve Claudia Roth, oyuncular İris Berben ve Senta Berger, oyuncu ve yazar Renan Demirkan, Almanya Yunan Toplumu Başkanı Konstantinos Dimitrou gibi çok sayıda tanınmış isim ilanın altına imzalarını koydu.