Danimarka ile Kanada arasındaki 50 yıllık savaş bitti! Adayı yarı yarıya paylaştılar...
Kanada ile Danimarka arasında 50 yıldır süren ada anlaşmazlığı sona erdi. Üzerinde yaşam olmayan yaklaşık 1 kilometrekarelik küçük ada için yarım asırdır verilen kavga sona erdi, Kanada ve Danimarka adayı yarı yarıya paylaştı.
Aralarında ABD ve Rusya'nın da bulunduğu sekiz ülkenin birden göz diktiği Kuzey Kutbu'ndaki bir ada için verilen 50 yıllık savaş, resmen sona erdi. Kuzey Kutbu'nda kara ve deniz sahası olan ülkeler; Norveç, Rusya, İsveç, Finlandiya, İzlanda, ABD, Kanada ve Grönland'ın bağlı olduğu Danimarka.
İklim değişikliğinin bu hızla devam etmesi halinde 2035 yılında ya da 2040'ların ortasında Kuzey Buz Denizi alamet-i farikası olan buzlardan yaz mevsiminde büyük oranda arınmış olacak. Bu, kutuplara sınırı olan ülkeler arasında bir enerji yarışının başlaması demek.
Mineral bakımından oldukça zengin olan Kuzey Kutbu çevresinde şimdiye kadar onlarca devasa petrol ve doğalgaz rezervi keşfedildi bile. Kuzey Kutbu'nda keşfedilen 60'a yakın dev rezervin 43'ü Rusya sınırlarında, 11'i Kanada'da, altısı ABD Alaska'da ve biri de Norveç'te.
ABD Jeolojik Kurumu'na göre, 160 milyar varil petrol ve dünyanın henüz keşfetmediği doğal gazın yüzde 30'u Kuzey Kutup Bölgesi'nde bulunuyor. Büyük bölümü deniz olduğu için aynı Antarktika'da olduğu gibi burada da çevreyi koruyacak uluslararası anlaşmalar yok. Küresel ısınma, bölgenin büyük bölümünde buzların erimesine neden olduğu için sondaj kolaylaşıyor.
NARES BOĞAZI'NDAKİ KÜÇÜK ADA
Kuzey Kutbu'na oldukça yakın bir konumdaki küçük bir ada için karşı karşıya gelen Danimarka ve Kanada'nın rekabeti, 1971 yılına uzanıyor. Atışma ilk olarak, Kanada ile Danimarka'nın özerk bölgesi olan Grönland'i ayıran, 35 kilometrelik Nares Boğazı'ndaki sınır anlaşmazlıklarının çözmek üzere toplanıldığı sırada başladı.
Ülkeler 1973'te boğazın sınırları üzerinde anlaşmaya vardı ama bu küçük adanın hangi ülkeye ait olacağı konusunda uzlaşamadılar ve bu konuyu ilerleyen bir tarihte kararlaştırmak üzere masadan kalktılar.
Bir kayalık olan Hans Adası Kanada'ya da, Grönland'e de 18 km mesafede, yani uluslararası deniz hukukuna göre bu iki ülke de ada üzerinde hak iddia edebilir.
1984'e gelindiğinde Kanada cüretkâr bir adım atarak adaya asker çıkardı ve adanın kendilerine ait olduğunu göstermek üzere buraya Kanada bayrağı dikerek, yanına da bir şişe Kanada viskisi bıraktı.
Â
Danimarka'nın Grönland'den sorumlu bakanı ise bu hareketin altında ezilmemek adına birkaç hafta sonra adaya gitti ve Kanada bayrağını Danimarka bayrağı ile değiştirerek, yanına da Danimarka'nın içkisi olan schnapps'ten bir şişe bıraktı.
Ve böylece 'viski savaşları' başlamış oldu. Bunu takip eden yıllar boyunca Kanadalı ve Danimarkalı yetkililer adayı sık sık ziyaret ederek aynı ritüeli tekrarladı, adaya içki şişeleri ve karşı tarafa hitaben yazılmış komik notlar bıraktı.
TARÄ°HÄ° ANLAÅžMA
İki ülke, 14 Haziran 2022 tarihinde yaklaşık 50 yıldır süren 'dostane savaş' bir anlaşmayla son verdi. Danimarka ve Kanada dışişleri bakanları Salı günü Kanada'nın başkenti Ottawa'daki imza töreniyle, üzerinde yaşam olmayan yaklaşık 1 kilometrekarelik adayı yarı yarıya paylaştılar.
Ülkelerin meclisleri tarafından da onaylandıktan sonra yürürlüğe girecek anlaşma ile Kanada da teknik olarak Avrupa ile ilk kez karadan sınır komşusu olacak.
Kanada Dışişleri Bakanı Melanie Joly ve Danimarkalı mevkidaşı Jeppe Kofod, imza töreninde jest olarak birbirlerine birer şişe içki hediye etti.
Kanadalı bakan Joly "Birçok kişi buna viski savaşı diyordu, bence bu, savaşların en dostanesiydi. Arktik bölgesi uluslararası iş birliği için bir yol gösterici ve burada hukukun üstünlüğü hüküm sürüyor" diye konuştu.
Kofod da anlaşmanın 'uluslararası düzenin baskı altında ve demokratik değerlerin saldırı altında olduğu' bir dönemde yapıldığını ifade etti.
NATO VE RUSYA KARÅžI KARÅžIYA
Kuzey Kutbu, son olarak Amerikan Wall Street Journal gazetesinde yayımlanan 'İsveç ve Finlandiya NATO'nun Kuzey Kutbu'nda Rusya'ya karşı koymasına yardım edecek' başlıklı analizle gündeme gelmişti. Arthur Herman imzalı analiz, "Nükleer savaş başlıkları taşıyan 16 balistik füzeyle yüklenmiş gibi görünen üç Rus denizaltısı, Mart 2021'de Kuzey Kutbu yakınlarındaki buzları eş zamanlı kırarak yüzeye çıktı" cümlesiyle başlıyordu. İki MiG-31 savaş uçağı ve kara birliklerinin de yer aldığı Rus tatbikatı Umka-2021, kutup bölgesi ve dünya için yeni ve tehlikeli bir dönemin başladığının sinyalini veriyordu.
Yazar Herman'a göre, İsveç ve Finlandiya'nın Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü'ne (NATO) katılması Kremlin'in Kuzey Kutbu ve kutup bölgesinde egemenlik stratejisini frenlemek için bir fırsat sağlıyor.
Analize göre, kutup bölgesine göz diken yalnızca etrafındaki sekiz ülke değil, bir diğer dünya devi Çin de var. Kutup bölgesine sınırı olmasa da buzların erimesiyle açılacak yeni deniz rotası, Rusya'nın müttefiki Çin'in Avrupa'ya erişimini neredeyse yarı yarıya kısaltacak. Halihazırda kullanılan Süveyş Kanalı rotasının uzunluğu, yaklaşık 20 bin kilometre. Kuzey Kutbu'nda buzların erimesi Avrupa'dan Doğu Asya'ya 13 bin kilometrelik yeni bir rotanın açılması anlamına gelecek, bu da gemilerin yolculuğunu 15 gün kadar azaltacak.
Arthur Herman'a göre, Kuzey Kutbu stratejisinde yavaş davranan ABD ve NATO Rusya'nın Ukrayna'ya saldırmasıyla değişikliğe gidebilir. Daha önce ittifak üyesi Norveç üstünden Kuzey Kutbu'nda tatbikatlara girişen NATO, şimdi İsveç ve Finlandiya'nın da eklenmesiyle üç ülkeyle kutup bölgesinde etki alanını genişletebilecek.
NATO'nun muhtemel üyeleri Finlandiya buzkıran gemi inşasında lider bir ülke. İsveç ise sessiz ve son derece etkili bir denizaltı filosuna sahip. Wall Street Journal'daki makaleye göre, söz konusu filo, kutupların savunmasında çok önemli bir rol oynayabilir.
Dahası, İsveç ve Finlandiya'nın ittifaka katılımıyla kutupta söz sahibi olan sekiz ülkeden Rusya hariç yedisi NATO üyesi olacak.
Arthur Herman, Stockholm ve Helsinki yönetimlerinin ittifaka katılması halinde NATO'nun ilk işinin Kuzey Kutbu'nda deniz tatbikatlarına girişmesi gerektiğini ve balistik füzeleri ateşlemesini savunuyor. Herman, bu ay sonundaki NATO zirvesinde ittifakın Arktik Strateji Görev Gücü kurmasının da akıllıca olacağını yazdı. Yazar ayrıca, Kuzey Kutbu'nun yüksek irtifa insansız hava aracı ağıyla sürekli gözetlenmesini ve istihbaratın ittifak üyeleriyle paylaşılmasını da istedi.
Wall Street Journal'daki analizin bir diğer önerisi, NATO'nun bir sonraki zirvesini Kuzey Kutbu'na yakın noktalardan birinde düzenlemesi oldu. Yazar Herman, zirve için Tromsö veya Bodo gibi Norveç şehirlerinin seçilmesiyle ittifakın kutup bölgesindeki tehditleri ciddiye aldığını apaçık göstereceğini de belirtip analizini şöyle noktaladı:
"Putin, kutupların Moskova'ya ait özel yerleşim bölgesi olduğuna inanıyor. NATO ve ABD'nin Putin'in inancının tam tersini göstermesi gerekiyor: Kuzey Kutbu'nun özgür ve açık tutulması hem küresel istikrar ve barış hem de ABD'nin ulusal çıkarları için en iyi politika."